Bilecik 1. Amatör Lig 13'üncü hafta mücadelesinde Bilecikspor, kendi saha ve seyircisi önünde Gölpazarı Belediyespor'a 1-0 kaybederek, şampiyonluk yarışında büyük bir darbe aldı. Maçın Bozüyüklü yan ve orta hakemine maçı kötü yönettiğini gerekçesiyle Bilecikspor'dan tepki geldi. İlk tepkiyi Bilecikspor Başkanı Harun Dilek gösterdi. Dilek, maçın orta hakemi Mehmet Karagöz ve ekibin her Bilecikspor maçında her maçında aynı tavrı gösterdiğini ifade ederek, 'Göreve geldiğimiz günden beri Bilecikspor'u polemiklerden uzak tutmaya çalıştık. Futbolun bir spor olduğunu sporun barış kardeşlik olduğunu dilimizden düşürmedik ve oyuncu gurubumuz bu söylemlerimize uyumlu kardeşlerimizden seçtik. Kazandığımız maçlardan sonra bile bırakın boy, boy basında maçın skoru ile alakalı demeçler vermek yerine maç skorlarını bile paylaşamaya özen gösterdik ki rakiplerimizi rencide etmemek adına. Kaybettiğimiz yada berabere biten maçlardan sonra misafirlerimizi en iyi şekilde ağırladık,en ufak olaya müsaade etmedik. Kulübümüzün hep marka değerini yükseltmeye çalıştık. Kaybetmek dünyanın sonu asla değildi bizim için. Ancak bu kadar bariz hakkımızın yendiği sezon başından beri tek bir kırmızı kartı olmayan takımımın bu kadar haysiyetsizce hakkının yenmesine karşı bizimde söyleyecek 2 sözümüzün hakkımız olduğunu düşünüyorum. Hakem arkadaşlarım ne kadar zor şartlar altında görev yaptığını biliyorum ancak bugünkü maçımızın hakeminin bugüne kadar tek kırmızı kartı olmayan takımımın 4 kırmızı kart gösteren ve maçımızı katleden Bileciksporun her maçında aynı tavrı gösteren hakem triosunu bu işlerin biz yaptık ettik bittik ile olmayacağını bilmelerini isterim. Gerekli hukuksal zeminlerde bunların hesabını soracağız kimsenin şüphesi olmasın. Gölpazarı Belediyespor'u da mücadelesinden ve galibiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum' dedi.
'Kadar taraftarın emeğini ve kendi hakkımı sana helal etmiyorum.
Bilecikspor Antrenörü Hasan Kol ise; yıllarca profesyonel futbol oynadığını, yıllarca antrenörlük yaptığı ve bu zamana kadar hakemler hakkında hiç konuşmadığı belirterek, 'Hakem (hakkaniyet dağıtan) kardeşim. Geçen sene basında çıkan bir haberin benle alakası olmadığını açıklayarak yine de senden özür diledim. Bu sene 2 maçta niyetini az çok belli ettin. Gelelim bu maça. Maçın 32'inci dakikasında benim oyuncuma faul yapan oyuncu kendini yere attı. Oyuncum ceza sahasına girerken kendini yere atıp ayağını tutan oyuncunun baş veya hayati tehlikesi varmış gibi oyunu durdurup gol olabilecek atağımızı kesip, sağlıkçı çağırdın. Üstüne birde oyuncum sana 'hocam bak ben sana söylemiştim adam bana vurup duruyor bak kendini sakatladı' deyince kendine 'insan gibi konuş' dedin. Oyuncum sana 'ne demek ben hayvan mıyım yani, terbiyesizlik yapma' deyince sarı kart, arkasını dönüp giderken gelen arkadaşına 'ben kötü bir şey mi dedim' derken koşup ikinci sarı kartı göstererek oyundan attın. İlk yarı bir ikinci yarı 3 penaltımız dan birini verdin. Arkasında rakibe alakasız bir penaltısını verdin. Üstüne dışarıdan seyircinin ettiği küfrü oyuncum etmiş sanıp kırmızıyı verdin, üstüne faul ve tahrikten. İlk defa haklı olarak Yusuf Fidan'a üçüncü kırmızıyı verdin. Ne geçti eline? Sahada da yüzüne söyledim 'akşam olunca ben bugün hakkımla işimi yaptım, kazandığım bu ekmeği haklı olarak çocuklarıma yedire bilirim' diyorsan hayrını gör. Osmanelispor'a yenildik, kötü oynadık hak ettik dedik,hakeme tek laf etmedim. İçköysporla kendi sahamızda berabere kaldık, hakkettik dedik, hakeme tek laf etmedim. Ama maalesef sana ne desem yeridir. Bunca futbolculuk ve bunca antrenörlük hayatımda hakemler hakkında hiç bir zaman kişisel bir paylaşımda bulunmadım.
Ben bu takımımla 13 haftadır mücadele ediyorum, temmuzdan itibaren 72 civarında idman yaptım. Bu kadar çocuğun alın terini, bu kadar taraftarın emeğini ve kendi hakkımı sana helal etmiyorum' dedi.
