Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansı'na (EPA) göre tipik bir binek aracı yılda ortalama 4,7 metrik ton karbondioksit yayıyor. Bu sayı bir aracın yakıtına, yakıt ekonomisine ve yılda tahrik edilen km sayısına bağlı olarak değişiyor.

Elektrikli araçlar ise gezegenimizi korumak için gelecek vaat ediyorlar. Birçok akaryakıt firması iş modellerini fosil yakıt istasyonlarından elektrikli şarj istasyonlarını kapsayacak şekilde yeniliyor. Araç üreticileri elektirikli araçlarını piyasaya sürüyorlar.

Ancak elektrikli araçlarda şu anda en büyük sorun, sık şarj dolum ihtiyacı ve buna bağlı olarak araç menzillerinin kısa olması. Fosil yakıt ile çalışan araçların baskın olduğu mevcut küresel pazarda rekabet güçleri şimdilik oldukça düşük.

Pil üretiminde devrim olabilir

Kanada'da yer alan Waterloo Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırma ise elektrikli araç pazarına umut vadediyor. Araştırmacılar, lityum metalden yapılmış negatif elektrotların 'pil depolama kapasitesini önemli ölçüde artırabileceği' ve bunun da elektrikli araçların yeteneklerini büyük ölçüde artırabileceğini iddia eden bir rapor yayınladılar.

Journal Joule'de yayımlanan makalede, bilim insanlarının piller içinde şarj taşıyan elektrolit sıvısına fosfor ve sülfür öğelerden oluşan bir bileşiği nasıl eklediği ayrıntılarıyla anlatılıyor. Ekip, bu bileşiğin 'kendiliğinden son derece ince bir koruyucu tabaka ile kaplandığı' için bir pilin içindeki lityum metal elektrotuyla reaksiyona girdiğini iddia ediyor.

Bu koruma, bahsi geçen piller içerisinde lityum metal elektrotların kullanılmasına risk veya bozulma olmadan izin veriyor. Uzmanlar, bu gelişme ile bu yeni elektrikli araçlardaki menzilin üç katına çıkabileceğini iddia ediyor.

Günümüzde, Tesla, Toshiba, Panasonic ve Samsung gibi şirketler, araç menzili ve pil kapasitesini geliştirme konusunda büyük adımlar atsalar da bu sorunlara somut çözümler bulabilmiş değiller.

KAYNAK:WEBRAZZİ