Samsun OSB'de
yer bulamadığı için
çevre illere
yapılan
yatırımlar,
bu şehrin
kaybıdır...
"Tuzu kuru"
olanların
bunu dert etmesi
mümkün değil!..
Samsun'da bir-iki kişinin
bile çalıştırılacağı
işyeri açılsa,
bundan mutluluk duyan
biriyim...
Çoluk çocuğunu
kimseye muhtaç etmemek
için
emeği ve alın teriyle
çalışan insanlara da
saygım var...
Sokağı biliyorum...
İşsizliğin ne demek olduğunu da...
O gençler iş için
yardım talep ettiklerinde de
içim parçalanıyor..
Hele de mühendislik fakültelerinden
mezun gençler
"Ne iş olsa yaparım" dedikçe...
Bütün umutları,
asgari ücretle de olsa
bir iş bulmak!..
Dünyanın her yerinde
yatırım yapacak
insanlara kolaylıklar
sağlanıyor...
Arsa temininden
altyapıya kadar
destek var...
Hatta, bu yatırımcılara
"vatandaşlık"
dahi teklif ediliyor...
Meselenin özünü
bilen biliyor elbette...
Yerli otomobilin
Samsun'da
üretilmesi için
iktidar ve muhalefet
milletvekillerinin
"tek ses, tek yürek"
olması da bu yüzden değil mi?..
Amaç, Samsun'un ekonomik
açıdan büyümesi ve
işsizliğin de azalmasıdır...
Yani, meselenin
bir de sosyolojik
tarafı vardır...
Aile içi huzursuzluklar,
fuhuş, uyuşturucu satıcılığı,
kumar ve hırsızlık gibi
birçok sıkıntının
temelinde de
ekonomik geçimsizlikler
vardır...
Medyaya yansıyan
asayiş olayları,
toplumun geldiği
noktayı
açıkça ortaya koyuyor...
Samsun'da,
sanayicilerin
istihdam
yaratacak projelerine destek verilmesi
ve teşvik edilmesini
istemek,
bu şehirde yaşayan
herkesin
vicdani
sorumluluğudur...
Siyasi husumetler,
beklentiler ve kişisel meseleler
bu sorumlulukların
önüne geçerse,
bu şehir
kaybeder!..
Yerli otomobil üretiminin
Samsun'da
yapılmasına yönelik birliktelik
bu bakımdan önemli
bir adımdır...
Ve Samsun
bu yapısıyla
kaybeden değil,
kazanan şehir olur!..