BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Büyük Birlik Partisi olarak iki husus üzerinde hassasiyetle durduklarını belirten Destici, 'Birincisi, Suriye'de siyasi çözüm sürecine geçiş hamlesinin Türkiye için bir tuzak olduğunu iddia etmiştik. Suriye topraklarının yüzde 30'undan fazlasının CENTCOM ve PYD işgali altında olduğunu vurgulayarak, bu durumun 'Suriye'nin toprak bütünlüğü' odaklı anlaşmaları geçersiz kıldığını iddia etmiştik. Daha da ötesi bu CENTCOM ve PYD kapasitesinin aynı zamanda Türkiye'nin de toprak bütünlüğüne karşı da tehlike ürettiği gerçeğine dikkat çekmiştik. İşte bu tabloyu ortaya koyduktan sonra 'Nasıl olur da bu durum ve şartlar altında Suriye'de siyasal sürece geçilir?' demiştik. Zaten bunu söyledikten sonra bizi haklı çıkaracak birçok gelişme peşi sıra yaşandı. Önce, siyasal süreci gündeme taşıyan Rusya'nın Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD ile özerklik ve konfederasyon seçeneklerini müzakere etmeye başladığı ile alakalı haberleri okumaya başladık. Zaten hatırlarsınız hemen ardından Rusya, PYD ve türevlerini geçtiğimiz Kasım ayında Soçi'de yapılan Suriye Halkları Kongresi'ne davet etmişti' ifadelerini kullandı.

'Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüne yol açan bir teröristi Soçi'ye çağırdılar'
İkinci çekincelerinden de bahseden ve bu çekincelerinin önceki gün gerçekleşen Soçi zirvesiyle alakalı olduğunu söyleyen Destici, 'CENTCOM'un Suriye'yi terk etmek zorunda kalacağı güne kadar Putin'in Suriye'de siyasi çözüm müzakerelerine geçme çağrısı ile Soçi ve benzeri organizasyonları Türkiye'nin boykot etmesi lazım' dediklerini hatırlatarak, 'Bu uyarının hemen akabinde de aynen şunu demiştik, 'Ocak ayının sonunda Soçi'de düzenlenecek olan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin ciddi bir önem arz ettiğini, Rusya'nın bu görüşmelerde Türkiye indinde ciddi bir samimiyet testinden geçecektir.' Belki Soçi'deki toplantıya PKK/PYD/YPG ve türevlerini isim isim çağırmadılar. Lakin bunlarla iş tutan diğer Kürt networklarını ve Marksist örgütleri bu toplantıya çağırdılar. Düşünebiliyor musunuz? Suriye'de yüzlerce kişiyi çocuk ve kadın demeden işkence yaparak katleden, 2013 yılında Hatay Reyhanlı'da 52 kişinin ölümüne yol açan bir teröristi Soçi'ye çağırdılar. Demek ki Büyük Birlik Partisi olarak en başından beri kaygılarımızda haklıymışız. Sadece kaygılarımızda değil, bu süreçte olabileceklerle alakalı öngörülerimizde de isabet kaydetmişiz' şeklinde konuştu.

'Rusya'nın açık bir tutum sergilemesi gerektiği Putin'e net bir şekilde ifade edilmelidir'
Tüm bu gelişmeler üzerine Türkiye'nin Rusya Federasyonu nezdinde girişimde bulunduğunu belirten Destici, 'İsmi daha önce Türkiye'ye bildirilen davetliler listesinde yer almayan kişilerin bu kongrede hazır bulunmasından duyulan rahatsızlığı kayda geçirdi ve izahat istedi. Bu yerinde bir hamledir. Fakat devamı ve sonucu olmalıdır. CENTCOM/PKK/YPG işbirliği devam ettiği müddetçe ve bunların faaliyetleri sürdüğü müddetçe Suriye'de siyasal sürece geçmenin mümkün olmadığı Rusya ve İran'a açıkça anlatılmalıdır. Rusya'nın da artık bu konuda Türk devletine ve Türk milletine karşı açık bir tutum sergilemesi gerektiği, Putin'e net bir şekilde ifade edilmelidir' değerlendirmesinde bulundu.
En önemli noktaya geldiğini belirten Destici, 'Türkiye'nin CENTCOM-PKK birlikteliğinin Suriye'de siyasi çözümün bileşeni olduğunu kabul etmediğini epeyidir dillendiren Dışişlerimiz artık duruma net bir şekilde nokta koymalıdır. Bu itibarla Türkiye'nin bu şer güçlerin sanki Suriye'de siyasi çözüm sürecinin bir parçasıymış algısı uyandıracak şekilde organize edilen bu tip toplantıları bundan böyle boykot edeceğini açık bir dille ilan etmelidir' vurgusunu yaptı.

'Türkiye, önce Münbiç, sonra Fırat'ın doğusu hedefinden vazgeçmemelidir'
Bu öneriler dışında bir konuyu daha gündeme taşımalarının gerektiğini belirten BBP Genel Başkanı Destici sözlerine şöyle devam etti:
'Şu günlerde Afrin harekatında şanlı ordumuzun ilerleyişi ve başarılarıyla gurur duyuyoruz. Bu süreçte bir gerçeği daha görmeye başladık. Türkiye bu Afrin operasyonuyla yetinmemeli, önce Münbiç, sonra Fırat'ın doğusu hedefinden vazgeçmemelidir. Bilhassa iki gündür, Fırat'ın doğusunda ABD kontrolü altındaki YPG'lilerin lojistik destekleriyle Afrin'i beslemeye başladıkları ve ilerleyen günlerde yaşanması muhtemel şehir savaşları için hazırlık yaptıkları istikametinde haberler alıyoruz. Bu haberler, Afrin sonrası hedefin Menbiç olması gerektiği ve Türkiye'nin bekasını tehdit eden asıl bölgenin Fırat'ın doğusu olduğu gerçeğini destekleyen gelişmelerdir. CENTCOM, Fırat'ın doğusunu sevk ve idare ettiği '4 parça PKK Kürdistan' projesinin Suriye'deki tamamlanmış bir parçası olarak görüyor. Fırat'ın doğusu Türkiye'nin egemenlik haklarına ve üniter devlet yapısına yönelik ağır bir tehdittir. CENTCOM Türkiye'nin beka parametrelerini yerle bir edici konumdadır. Bu nedenle CENTCOM'la dişe diş, göze göz bir mücadeleye girişip, bu hasmı önce sınırlarından uzaklaştırmadan, bilahare Ortadoğu'dan çıkartmadan Türkiye tam anlamıyla güvende olmayacaktır. Müttefikimiz bildiğimiz Rusya ve İran da Türkiye'nin bu beklentilerini karşılayacak bir şekilde davranmalıdır. Çünkü, CENTCOM'un bölgedeki varlığı sadece Türkiye'yi değil, İran'ı ve Rusya'yı da tehdit etmektedir.'