Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta, TBMM Genel Kurulu'nda çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarını gündeme getirdiğinde, onu dinleyen milletvekillerinin nasıl bir ruh halinde olduklarını merak ediyorum...

O salondaki vekillerin, çocuklara yönelik cinsel istismarın önlenmesi ve ağır cezalar verilmesi konusunda TBMM'ye sunulacak yasa tasarısı önlerine geldiğinde nasıl bir tepki vereceklerini de aynı biçimde merak ediyorum...

Onların da çocukları var...

Kimileri de torun sahibi...

Allahım, düşmanımı böyle bir olayla karşı karşıya getirmesin!..

MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta'nın, bu şerefsizliği "insanın kanını donduran olay" diye tanımlaması boşuna değil!..

Söyler misiniz, bu tür haberleri kaçımız dinlemeye, izlemeye ve okumaya tahammül edebiliyoruz?..

Bu iğrençlik karşısında en galiz küfürleri ve en ağır bedduaları etmeden durabiliyoruz?..

Bu olaylara karışanlara en ağır cezalar verilmeli ama sorunun kaynağına da inilmelidir...

Mesela; neden bu olaylar daha çok hiç olmaması gereken yerlerde gerçekleşiyor?..

En çok dertlendiğim burasıdır...

Neden, dinin imanın olduğu yerlerde, böylesine olaylar gündeme geliyor?..

Araştırılması gerekmez mi?..

Ya babaları tarafından cinsel istismara uğrayan çocuklar...

"Allah belanızı versin" dedirten olayları burada yeniden hatırlatmak istemiyorum...

Devlet cezayı nasıl ağırlaştıracak bilemem ama bu şerefsiz takımına esas ceza, hapishanelerde çoluk çocuk hasretiyle yanıp tutuşan kader mahkumları tarafından veriliyor...

O suçluların kimi orada hadım olmayı severek kabul ediyor...

Çünkü beteri de var!..

Bu duruma "Olur mu öyle şey" diye itiraz edip, hukuku ortaya atanlar olabilir...

Çoluğunu çocuğunu düşünen kader mahkumlarının raconu budur ve şerefsizlik eden de cezasını bulur!..

Benden hatırlatması...

Bundan sonrasını, iğrençliklere kalkışmayı aklından geçirenler düşünsün artık!..