Tunceli Belediyesi tarafından organize edilen 'Yeni Dünya Düzeni, Büyük Türkiye İdeali' konferansını AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk verdi. Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Tunceli Valisi ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel, İl Emniyet Müdürü Doğu Ateş, Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, kurum müdürleri, akademisyenler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Daha önceki gelişinden çok daha farklı bir Tunceli ile karşılaştığını belirten Külünk, kısa zamanda halkın sevgisini kazanan Vali Sonel'e teşekkür etti.
Türkiye'nin konumu itibariyle büyük stratejik öneme sahip olduğuna dikkat çeken Külünk, 'Dün 90'lı yıllarda o yukarıdan bakan buyurgan yönetim anlayışının tezahürlerini siz benden daha biliyorsunuz. O da bir yönetim tipi şimdikiler de bir yönetici tipi. Değişen ney. Değişen şu, devlet milletleşti, Ankara milletleşti, siyaset milletleşti. Dünyanın jeopolitik merkezidir Türkiye. Anadolu toprakları dünyanın jeopolitik merkezidir. Dünya, Anadolu toprakları üzerinden şekillenir. Anadolu topraklarına hakim olan dünyaya hakim olur. Anadolu topraklarında bulunan devlet kiminle ittifak ederse dünya merkezinin kuvvet merkezini orası oluşturur. Bugünkü kavga da bu yüzden, Türkiye kimin yanında duracak. Biz kimsenin yanında değil biz, önce biz olmanın mücadelesini veriyoruz. Bu mücadelenin adı milli bağımsızlık mücadelesidir. Bu topraklarda güçlü askerimiz yoksa ayakta duramayız' dedi.

'FETÖ, DAEŞ, PKK, üçü de aynı hattın eseridir'
'Bu kadar çok bilinmeyenli denklemin olduğu bir yerde sürece nasıl bakacağız' diyen Külünk, konuşmasına şöyle devam etti:
'Türkiye'nin menfaatleri neyi gerektiriyor ona bakacağız. Türkiye'nin menfaatlerinin gerektirdiği yer nedir, Misakı Milli sınırlarımızı korumak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toprak bütünlüğüne karşı bütün tehditlerin tasfiye olması gerekiyor. Menbiç ve Afrin'de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin toprak bütünlüğünü tehdit edecek hiçbir unsurun barınmamasını sağlamaktır. FETÖ, DAEŞ, PKK, üçü de aynı hattın eseridir. Üçünün de hedefi Ortadoğu'da haritayı değiştirmektir. Yani Amerika, Rusya, İran kendi askerlerinin yapamadığını FETÖ, DAEŞ, PKK üzerinden yapmayı hedeflemektedirler ve asıl hedef Türkiye'dir. Ama Türkiye'nin 15 yıllık AK Parti iktidarıyla, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde siyasal, iktisadi ve askeri güç noktasındaki durduğu yer ve jeopolitik konumdan dolayı sahte bayrak operasyonlarında hedefe ulaşamayacaklarını bildikleri için yarın Suriye'de de başka bir denklem ortaya çıkacaktır. Hedefleri federal bir Suriye adı altında, Türkiye'nin güneyinde 900 kilometrelik sınırda Türkiye'yi kontrol altında tutabilecekleri federal Suriye denklemi içerisinde bir PKK kukla yapısı, özerklik adı altında inşa edip önümüzdeki 50 yılın adımını atmak istediler. Türk ordusu da başkomutanlarının emrinde gelecek yüzyıla yönelik Türkiye'ye dair atılmış en kirli operasyonu bozdu. Bugün haberlere bakma şansım olmadı daha. PKK karakollarına Şam rejiminin bayrağını asacaktı. Rusya'nın tezi, PYD'yi Şam rejimiyle müttefik haline getirerek Türkiye'ye de 'Çok daha fazla ileri gitme' mesajı vermek istiyorlar. Türkiye'yi tehdit eden bütün terör unsurları temizleninceye kadar, o bölgeden Türkiye'nin toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına yönelik tehditler ortadan kalkıncaya kadar, operasyonlar gideceği yere kadar gidecektir. Yapacakları tek şey PYD'den desteklerini çekecekler, PYD'yi Fırat'ın doğusuna itecekler ondan sonra ülkemizdeki 3 milyon Suriyeliyi indireceğiz aşağıya. Bütün bu denklemin sebebi ney? Doğu Akdeniz. Çünkü Doğu Akdeniz, dünyanın en büyük stratejik enerji merkezi olacak. Dertleri Irak ve Suriye'nin Kuzeyindeki petrol ve doğalgazın dünyaya ulaşımında Türkiye'yi baypas ederek dünyaya açıklamak. Onun için Yunanistan'ı hareketlendirmenin peşindeler. Biz bu filmleri biliyoruz.'

'Amerika söyleyecekti, Almanya'ya söylettiriyor'
Minbiç ve Afrin'de elde edilen başarıların Türkiye'nin son 10 yılda kat ettiği büyük gelişmeler sonucu olduğunu aktaran Külünk, 'Bize dün yaptırılmayan uçaklarımız, tanklarımız, mühimmatlarımızın olduğu bir yakın dönem tarihinden, bugün eğer Türkiye son 10 yılda savunma sanayinde bugünkü noktaya gelmeseydi İHA'sıyla, SİHA'sıyla, OBÜS toplarıyla, kendi savunma sanayinin reflekslerini üretecek hale gelmeseydi, Afrin'de değil bir kilometre 500 metre yol alamazdık. Almanya bugün açıklama yapmış 'Afri'nden çekilin.' Bu bile Türkiye'nin neyin mücadelesini anlatmada yeterlidir. Sana ne. 900 kilometre sınırımızda Tunceli'yi, Ankara'yı tehdit eden terörün varlığı karşısında, eğer Afrin'e girmezsek Hatay'ın elden gideceği, Halep gibi olacağımız tehditle karşı karşıya olduğumuz zaman diliminde Almanlara soralım bakalım, aynı tehdit size Viyana'dan, İsviçre sınırından gelseydi siz oturup seyir mi yapardınız yoksa Almanya'nın toprak bütünlüğünü korumak için oradaki terör örgütleriyle tüm gücünüzü kullanarak mücadele mi ederdiniz. Tabi ki varsa vatan, devlet, bayrak diye bir dertleri Almanya'nın menfaatleri gereği, toprak bütünlüğünü korumak için terör örgütleriyle dişe diş mücadele etmeyi seçerdi. 'Afrin harekatını bitirin' Ne demek istiyorsunuz. Aynı cümleyi neredeyse Amerika da söyleyecek de baktı ki Türkiye aldı başını gidiyor, kimseyi dinlemiyor, Almanya'ya söylettiriyor. Bu bile bizim nereye gittiğimizin istikametidir' diye konuştu.
Günün daha çok kenetlenme günü olduğunu ifade eden Külünk, 'Tek bayrak, tek millet, bölünmez vatan, bölünmez bütünlük temelinde birbirimize sahip çıkmaya ihtiyacımız var. Birilerinin hedefi Türkiye'yi Halep'leştirmek. Bu hedeflerinden vazgeçmiş değiller. Onun için dünden daha fazla cemevlerindeki cemlere gitmeliyiz, Alevi geleneğinden kardeşlerimiz, Sünni kardeşlerimizin bulunduğu topluluklara girmeli, dünden daha fazla birbirimize kalbimizi açmalıyız. Bunun için biz birbirimizi sevmek zorundayız. Hangi partiden olursak olalım, hangi anlayıştan olursak olalım bizi ortak kılan değerlerimiz var. Bugün Hozat'taki arkadaşlara dedim ki, 'Baktınız mı bana iyice,birbirimize ne kadar benzediğimizin genetik olarak farkında mısınız' Tunceli bir Anadolu Türkmen obasıdır. Horasan erlerinin geçtiği, konakladığı yerdir. Biz birbirimize nasıl kötü bakarız, nasıl yanlış bakarız. Hepimizi ortak kılan değerlerimiz var. Bu ülke bağımsızlığını var kıldığı müddetçe hepimiz anlamlıyız' şeklinde konuştu.
Külünk, konuşmasının ardından konferansa katılanların soru ve önerilerini dinledi.

Tunceli’de “Yeni Dünya Düzeni, Büyük Türkiye İdeali” konferansı