'Girişimcilikte cinsiyet ayrımı yok'
Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen programın açılış konuşmasını yapan Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sermin Elevli, günümüzde yenilikçi olmanın, yeni iş ve hizmet modelleriyle görünür olmanın önemli bir hâle geldiğini belirterek, 'Ülkemizin bu anlamda atak yapabilmesi tamamen bu alanlarda gizli. Kaldı ki bu alanlarda birçok örneklere rastlamaktayız ve kadınlarımızın da bu alanlarda öne çıkması gurur verici. Girişimcilikte bir cinsiyet ayrımı yok, dolayısıyla fakültemizdeki her bir öğrencimiz ve mezunumuz geleceğin potansiyel girişimcisi konumundadır ki bizler de onları girişimcilik doğrultusunda cesaretlendirmeye ve bu fikri akıllarına düşürmeye çalışıyoruz. O nedenle bu tür etkinliklere devam edeceğiz' dedi.
Ardından söz alan Endüstri Mühendisliği Mükemmellik Topluluğu Başkanı Ruşen Kasımzade de kadınlara öncelik tanıyıp, 12 kadın 3 erkekle birlikte topluluğu yönettiklerine dikkat çekerek Atatürk'ün 'Yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir' sözünü hatırlattı.

'Bu ülkenin hayallerini gerçeğe dönüştürecek insanlara ihtiyacı var'
Programın ilk konuşmacısı İzgören Akademi Eğitmeni ve Danışmanı Şehnaz Dereli, iş hayatına nasıl atıldığını, geçirmiş olduğu merhaleleri ve bu süreçteki tecrübelerini aktarırken 'Bütün bunlardan sonra hayatı sorgulamaya başladım; aslında bende daha fazla potansiyel var, daha başka neler yapabilirim diye. İşte bu sorgulama başladığı zaman korkmayın ve hayallerinizi gerçekleştirmek adına mutlaka adım atın. Ben bu hayallerimi paylaştığımda gülenler oldu. Sürekli bir şeyler yapmak isteyen insan için rutin iş hayatı ve roller çok korkunç bir durum. Gençlerde sürekli 'KPSS'ye girip memur olmak istiyorum algısı var. Evet, bu ülkenin memurlara ihtiyacı var ancak bu ülkenin daha ziyade girişimci insanlara ihtiyacı var. Yani hayallerini gerçeğe dönüştürecek insanların kendileri göstermeleri çok önemli. Çünkü sisteme girdiğiniz zaman bütün kabiliyet ve hayallerinizi kaybettiğinizin farkına varıyorsunuz. Dolayısıyla mükemmel işler olmuyor. Lütfen şunu unutmayın: Hayata nasıl başladığımızın bir önemi yok. Önemli olan onu nasıl bitireceğimizdir' sözlerine yer verdi.

'İnsan kendinde olmayanı bir başkasına veremez'
Sonrasında birikimini paylaşan ve salondaki gençlere potansiyellerini keşfetmeleri hususunda telkinlerde bulunan Fatoş Somsa ev kadınlarıyla birlikte ürettiği oyuncakların hikâyesini anlatırken, firma olarak potansiyellerinin yüzde 90'ını ihracatın oluşturduğunu vurguladı. Girişimci Somsa, iş hayatında büyük bir başarısızlığına uğradığını, buna karşın olağanüstü kriz yönetimiyle bu krizi aştıklarını dile getirdi. Mevcut eğitimini diğer alanlardaki eğitimleriyle zenginleştirdiğini vurgulayan Fatoş Somsa bireyin kendi tutkusunu ve sevdiği şeyi keşfetmesinin başarıyı yakalamada önemli bir kriter olduğuna işaret ederek, 'Eğer neyi neden istediğinizi bilirseniz, nedeniniz kuvvetliyse yürüdüğünüz yolda karşılaşacağınız bütün engeller bir detay hâline geliyor. Ben şahsen buna inanıyorum. Tutkunuzu aramakta zaman kaybetmeyin, probleminizi kendinize sorun ve işe oradan başlayın. Zira derler ki insan kendinde olmayanı bir başkasına veremez' ifadelerini kullandı.

Aklına koyduğunu yaptı
Antibiyotik alerjisi olan oğlunun hastalığına çare olan 'arı sütü ve propolis' le tanışıp bu ürünü ticareleştiren bir diğer girişimci Aslı Elif Tanuğur ise bu alanda Türkiye'nin ilk firmasının kuruluş serüvenini öğrencilerle paylaştı. Zor koşullarda arkadaşları ve eşinin desteğiyle kurduğu işini kısa sürede büyüten Tanuğur, propolisi Türkiye'nin yaşamına katarken konuşmasında ülkemizde propolis hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını söyledi. Girişimci Tanuğur bu konuda hekimler ve eczacılarla görüştüklerine işaret ederek, 'Bu ürünün kanser hücrelerinin yayılmasını engellediği dünyada farklı ülkelerde yapılan araştırmalarla ortaya kondu. Propolis; kolon, rahim, prostat ve pankreas kanserlerinde hastalık hücrelerinin yayılmasını önlüyor ve bir süre sonra bu hücrelerin yok olmasını sağlıyor' şeklinde konuştu.
Yaşadıkları musibetin hayırlı bir işle neticelendiğini belirten Tanuğur kanser üzerine AR-GE projelerinin devam ettiğini dile getirerek girişimcilik konusunda gençlerin ilgi ve merakını canlı tutmak istediklerini dile getirdi.

'Kadının çevresinde mutlaka bir fark oluşturduğunu düşünüyorum'
Ardından salondaki gençlere, girişimcilik yolculuğundaki kilometre taşlarından bahseden 2015 Türkiye'nin Kadın Girişimcisi, İdil Bebe'nin kurucusu ve Müdürü Mevlüde Uygun da çevresinin yapamazsın, batarsın uyarılarına rağmen yoluna devam ettiğini öne çıkararak, 'Ben her kadının mutlaka çevresinde fark oluşturduğu düşünüyorum. Ama maalesef ailesi, çevresi kısıtlıyor; sen yapamazsın, bilmezsin, sen kadınsın, erkek dünyası zordur, onların içinden sıyrılmak, orada var olmak kolay değildir gibi girişimciliğinizi törpüleyen söylemlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ancak bütün bunlara karşın işime olan sevgim ve var olma azmimle zorlukların üstesinden gelip yüzde 80'ini kadınların oluşturduğu kocaman bir aileye sahip olduk. Bu yolculukta bir sürü kadınla yolumuz kesişti ve onların da hayatı değişti. Tabii erkek arkadaşlarımıza da haksızlık etmeyelim, onlar da destek oldular bu süreçte' değerlendirmesinde bulundu.
Ulaştıkları başarının ana etkeninin iyi bir kadro oluşturmak olduğunun altını çizen Uygun, doğru bir liderlikle de hedeflerine ulaştıklarına vurgu yaptı.
Alanya'nın Mahmutlar beldesi Kılıçarslan İlköğretim Okulunda uygulamış olduğu eğitim yöntemleri ve geliştirdiği projelerle çocukların hayatında kocaman bir fark yaratan 20 yıllık öğretmen Fatma Ayan da okulda Türkiye'nin ilk açık hava kütüphanesini kurduklarını, 8 bine yakın kitapla öğrencilerin yaratıcılığının gelişmesi ve öğrenme yeteneklerinin artmasını amaçladıklarını vurguladı. Türkiye'de pek bilinmeyen ancak Avrupa'da önemli bir eğitim teorisi olarak kabul edilmiş 'Waldorf Eğitim Sistemi'ni uygulamaya çalıştıklarına dikkat çeken Ayan, öğrencilerin başarısında gözle görülür bir artışın yaşandığını söyledi.
Başlangıçta yaşamış oldukları sıkıntı ve zorlukların, girişimde bulunup projeler üreterek üstesinden geldiklerini kaydeden Öğretmen Ayan, 'Bunun için inanın çok çalıştık, normal bir insanın gücünün üstünde bir performans sergiledik. Umut olduktan sonra her şey olur. Siz de buna inanın' diyerek üniversiteli gençlere çalışkan olmaları ve vazgeçmemeleri çağrısında bulundu.

'Toplum tarafından oluşturulmuş yapay bir eşitsizlik var'
Programın son konuşmacısı OMÜ'den Moleküler Biyolog Dr. Gönül Solmaz ise kadın akademisyenlerin karşılaştığı zorluklar hakkında katılımcıları aydınlattı. Solmaz çocukluğundan beri her şeyin nedeni, niçini ve nasılını merak ettiğini ve bu yolda ilerlediğini aktarırken geleneksel olarak kadınlıktan beklenen rollerin kendisini akademisyenliğe yönelttiğini belirtti. Kadın ve erkek arasında biyolojik olarak doğal bir fark olduğunu dile getiren Gönül Solmaz devamında 'Ancak toplumsal cinsiyet açısından baktığımızda ise fırsatların kullanılması, hizmetlere erişim, kaynakların kullanımı gibi konularda kadın ve erkek arasında toplum tarafından yapay bir şekilde oluşturulmuş eşitsizlik durumu var. Bu durumu aslında bizler de içselleştiriyoruz. Hele hele anne olduktan sonra çok farklı bakıyoruz kadın olarak' sözlerine yer verdi. Solmaz akademik camiadaki kadınların tüm bunlara rağmen kendilerini çok güçlü bireyler olarak algıladıklarını ve mesleklerini yapıyor olmaktan memnuniyet duyduklarını da sözlerine ekledi.
Dr. Gönül Solmaz üniversitedeki kanser üzerine çalışmalarından da söz ederek konuşmasında buna dair ürettikleri projelerin ayrıntılarına yer verdi.
Konuşmaların ardından çalışmaları ve ürettikleri ile birer rol model olan kadın girişimcilere ve eğitmenlere Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sermin Elevli ve Endüstri Mühendisliği Mükemmellik Topluluğu üyeleri tarafından etkinliğin anısını yaşatacak olan plaketleri takdim edildi.
Programda ayrıca yapılan çekilişlerde şanslı öğrenciler ödüllendirilirken etkinliğin gerçekleşmesinde sponsorlukları ile katkıda bulunan Atakum Belediyesi ve bir eğitim kurumunun yetkililerine teşekkür edilip hediyeleri verildi.

İlham veren kadınlar OMÜ’de