Bakan Canikli, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen 18. Siyaset Akademisi'nin açılışında yaptığı konuşmada, tarihin 100 yıl önce olduğu gibi yeniden yazıldığını, çok hızlı aktığını söyledi.

Ortadoğu'nun 1900'lü yılların başında dizayn edildiğine işaret eden Canikli, ancak o dönemdeki yöneticilerin izlemekten başka çok fazla seçeneği bulunmadığını belirtti.

Tarihin yeniden dizayn edildiği bu dönemde Türkiye'nin artık seyretmediğini, tarihi yönlendirdiğini vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

"Tarihin akışı, başkomutanımızın liderliğinde adeta Türkiye'nin aktif katılımıyla şekilleniyor. Bunu da son dönemlerde, son saniyelerde yakalama imkanına kavuştuk. Türkiye'nin de bulunduğu bu coğrafyada bütün siyasi yapılanmalar yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. Son hızla devam ediyor. Şu anda bölgedeki mevcut devletlerin yapısıyla yönetilmesini daha kolay hale getirmek için yeniden şekillendirilmeye çalışılıyorlar. 1900'lü yılların başında kendilerinin şekillendirdiği, dizayn ettiği bu yapı bile şu anda onların istedikleri gibi kolay yönetecekleri bir yapı değil. Onun için yeniden değiştirmeye çalışıyorlar."

Bölgede operasyon amaçlanan ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkati çeken Canikli, Türkiye'nin en azından dörtte bir toprağının alınarak başka bir siyasi yapılanmaya monte edilmesinin planlandığını anlattı.

Türkiye olarak itirazlarının ana omurgasını bunun oluşturduğunu belirten Canikli, "Buna itirazımız var. 'Dünya beşten büyüktür' sözünün aslında açılımını yaptığımızda bir tanesi de bu. Diyoruz ki 'Siz bu coğrafyayı, Türkiye dahil istediğiniz gibi dizayn edemezsiniz, istediğiniz gibi şekillendiremezsiniz." ifadesini kullandı.

Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde, Irak'tan Akdeniz'e kadar terör koridoru oluşturulmak istendiğini dile getiren Canikli, "O terör yapılanmasına destek veren ülke ve ülkelerin emrinde onun tetikçiliğini yapacak, taşeronluğunu yapacak, emellerine hizmet edecek, onun adına savaşacak bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor. Bizi doğrudan etkileyen ve itirazımızın en önemli bir nedeni bu." diye konuştu.

Canikli, itirazını etkisiz hale getirmeye çalışan güçlerin Türkiye'ye, liderine ve millete karşı saldırıları söz konusu olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim de onu ortadan kaldırmaya yönelik beka mücadelemiz söz konusu. Diyoruz ki 'YPG/PYD bir terör örgütüdür. Onların da herkesin de terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye uzantısıdır'. Bunu herkese anlattık. Kabul ettiler, etmek zorunda. Suriye uzantısı olduğunu herkes kabul etti. Çok uzağa gitmeye gerek yok. CIA'nın internetten işlem yapan yayın organı var. Oraya girin bakın, tanım aynen bu şekilde yapılıyor."

Terör örgütünün temel amacının Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmak olduğuna işaret eden Canikli, şöyle konuştu:

"Terör örgütünün, hain çalışmalarının bertaraf edilmesi bu millet için görevdir, zorunluluk, mecburiyet ve meşruiyet kaynağıdır. Buraya kadar bir sorun yok. O terör örgütü. Peki, senin müttefikin olan Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hedef alıyor. O zaman ne yapılması gerekir? Terör örgütünün hain hedeflerine ulaşmaması için Türkiye'ye destek vermesi gerekir. Madem müttefikiz, madem dostuz. 60 yıldır Türkiye NATO'nun en güçlü ülkelerinden birisi olarak Soğuk Savaş döneminde dahi bütün maliyetlere katlanmış. Sovyet blokuna karşı NATO'nun en uç serhat kuvveti olmuş. Bırakın destek vermeyi, DEAŞ diye ortaya çıkarılan suni, taşeron, bölgeyi dizayn etmek için oluşturulan örgüte karşı o terör örgütü ile ortaklık yapıyorsun. Ona da her türlü desteği veriyorsun. Bize vermediğin, parayla satmadığın sofistike füze, roketleri, silahları ona veriyorsun. Neredeyse 25-30 bin kişilik orduyu donatacak silah sistemini, mühimmatı veriyorsun. Sen benim düşmanımı yarın bana karşı kullanacağı silahla donatıyorsun. Bana karşı kullanacak, kime karşı kullanacak."

Canikli, Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi kendi göbeğinin kendisinin keseceğini vurgulayarak "Fırat Kalkanı Operasyonu'nu DEAŞ'a karşı bu kapsamda düşünmek lazım. Zeytin Dalı Operasyonu'nu da bu kapsamda düşünmek lazım. Kendi göbeğimizi kendimizin kestiğinin bir yansıması olarak görmek gerekir. Birçok ülke hesap kitap yaparken bizim böyle bir operasyon yapacağımızı tahmin etmediler." dedi.

Dünyanın her yerinde rakamların denklemlere sığacağını ancak Ortadoğu'da sığmadığını herkese söylediklerini belirten Canikli, "Ona göre hesap yapmayın' dedik ama ona göre işlem yapmaya devam ediyorlar. Hiçbir ülke, hiçbir millet kendisini hedef alan bir unsura göz yumamaz. Toprak bütünlüğünü hedef alan, insanların can güvenliğini, egemenliğini hedef alan bir terör örgütü varsa ne yapması gerekiyorsa elbette yapacaktır. Biz de bunu yapıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Canikli, yıllarca demokrasi adı altında Ortadoğu'ya kan ve gözyaşı getirildiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne barış ne huzur ne demokrasi var. Hayatını kaybeden bir milyon Müslüman var. Yer değiştiren, dağılan aileler... Yıkılmış, yakılmış kadim şehirler, medeniyetin ortaya çıkardığı yerler yerle bir edilmiş. Bağdat, Irak, bütün değerler yıkıldı, yakıldı, tarumar edildi. Libya, Suriye, Afganistan hep aynı gerekçelerle... Ama hiçbirinde hedeflenen demokrasi, huzur, barış, kardeşlik, refah gelmedi. Tam tersine yıkım, kan, gözyaşı katliam ve kıyım... Hepsi de Müslüman. İkinci itirazımız da buna. Birinci itirazımız ülkemize yönelik terör faaliyetlerine, yapılanmalarına destek veremezsiniz. Siz gereğini yapmazsanız biz gereğini yaparız ve gereğini de yapıyoruz."

Türkiye'deki 3,5 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlamaya çalıştıklarını belirten Canikli, Fırat Kalkanı Harekatı ile temizlenen 2 bin kilometrekarelik alana daha önce orada yaşayan 170 bin Suriyelinin gittiğini ve özgürce yaşadığını söyledi.

Zeytin Dalı Harekatı'ndan sonra oradan ayrılmış Suriyelilerin, Türk milletinin koruması altında dönerek yaşamlarına devam edeceğini kaydeden Canikli, şöyle devam etti:

"Bugüne kadar yanlış hesap yapıldı ve yanlış şeyler söylendi. Hiç kimse yanlış şeylerde ısrar etmesin. İtirazlarımıza saygı göstermeyip farklı şekillerde, farklı yöntemlerle el altından gizli kapaklı Türkiye'yi hedef alan birtakım çalışmalar olursa 81 milyon Türk milletini karşısında bulacağını unutmamalıdır. Şehadete yürümeyi bir mutluluk kaynağı olarak bilen 81 milyon millet. Bununla baş edemezsiniz. Bırakın. 15 Temmuz, tankın üzerine yürüyen bu millete ne yapabilirsiniz? Bu sahneleri bütün dünya gördü."

Canikli, Türk milletinin hiçbir zaman gittiği bölgeyi işgal etmediğini, barışı, huzuru götürmüş bir medeniyet olduklarını vurguladı.

- Yerli silah sanayisi çalışmaları

Yerli silah sanayisinin hızlanmasına katkı sağladıklarını ifade eden Canikli, "Zeytin Dalı Harekatı'nda kullandığımız mühimmatın yüzde 98'ini yerli, milli olarak üretebiliyoruz. Kalan kısım var ya, onu da inşallah 2019 başından itibaren üretir hale geleceğiz. Gizli kalması gereken bilgiler var ama insansız hava aracında (İHA) Türkiye bir tarih yazdı. Geliştirdiğimiz silahlı ve silahsız insansız hava araçları dünyanın en kaliteli araçlarından." diye konuştu.

Müttefiklerinden İHA satın almak istediklerini ve Heron diye bilinenlerini aldıklarını anlatan Canikli, "Ama hiçbirini etkin kullanamadık. Görüntüleri ve bilgileri gönderen, süzgeçten geçiren İsrailli birileri vardı uçakların başında. Sonradan öğrendik ki o bilgilerin önemli bölümü değiştirilmiş. Yanlış koordinatlar verilmiş, süzgeçten geçmiş bilgiler." dedi.

Canikli, silahlı İHA'larla ilgili yoğun satın alma talebi olduğunu belirterek "Yazılımlar dahil yerli üretiliyor. Akıncı ismini verdiğimiz insansız savaş uçağı da olabilecek siparişi yapıldı. İnşallah 2020-2021 yılında teslim edilmeye başlanacak. Bir sonraki çalışma da üçüncü aşama insansız savaş uçağı. F35 pilotlu son savaş uçağı kabul ediliyor. Bütün dünyanın insansız savaş uçağına geçme çalışmaları var. Biz insansız hava araçlarında dünyanın sahip olduğu teknolojiyi yakaladık." ifadesini kullandı.

Zeytin Dalı Harekatı'nda sivil hassasiyetinin yüksek olduğunun altını çizen Canikli, "Türk Silahlı Kuvvetlerden kaynaklanan bir tane sivil zayiat yok. Fırat Kalkanı Operasyonu'nda da yok denecek kadar azdı. Sivil hassasiyetimiz olmasa birkaç hafta içerisinde Afrin'e girer yerle bir ederdik ama bir tane masum insan hayatını kaybetmesin, zarar görmesin diye mirasımız ve inancımız gereği dikkatli davranıyoruz." diye konuştu.

Terörle mücadele konusunda kimsenin Türkiye'ye akıl veremeyeceğini vurgulayan Canikli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kendi yaptıklarına bakması gerekir. Onlar kendi operasyonlarına baksınlar. Terör görüldüğü yerde başı ezilmesi gereken insanlık adına bir beladır. Biz terörle mücadele ediyoruz. Terör belasını önce ülkemizden sonra bütün dünyanın başına bela olmaktan kurtarmaya çalışıyoruz. Biz bu coğrafyadayız ve burada kalmaya devam edeceğiz. Er ya da geç bütün teröristleri ortadan kaldırana kadar sabırla bu mücadelemiz devam edecek. Bunu başka aması, fakatı yok."

Canikli, yerli silahlarla ilgili görüntüleri de salondakilere izletti.

Canikli'ye AK Parti Rize İl Başkan Vekili Ali Haydar Er tarafından çeşitli hediyeler verildi.

Daha sonra Rize Valiliğini ziyaret eden Canikli, Vali Erdoğan Bektaş'tan brifing aldı.