Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, binlerce vatandaşı 500 milyon lira dolandıran "Çiftlikbank" gibi 11 oluşum tespit ettiklerini belirterek, vatandaşları uyardı ama bu oluşumlarla ilgili şikayetçi olmadan inceleme yapamayacaklarını da söyledi…

Oysa, 'res'en' diye bir kavram var…

Neyse, 1980'li yıllara gidelim…

Banker Kastelli, Banker Bako, Banker Kral, Banker Bahar ve Banker Selban gibi birçok isim topladıkları paralara banka mevduatlarının neredeyse 4-5 katı faiz veriyordu…

Millet evini barkını satıp, yüksek kazanç için bankerlerin önünde kuyruk oluşturmuştu…

Böyle bir yüksek faiz ödemelerine, para basmakla bile yetişilmezdi ve sonunda bilineni 5- 6 milyar dolara yakın bir vurgun yapıldı…

Ne oldu, kaç yıl yattı bu adamlar?..

Hele de "gırgır" geçer gibi, devlet bankalarından geri ödemeyeceği kredilere imza yerine 'papatya' resmi çizen Banker Bako'nın sahibi Baki Cengiz Aygün...

Bu kişi, önce zorla senet imzalatmaktan tutuklandı, 3 yıl hapis yattı, daha sonra devam eden davalardan birinden 18 yıl hapse mahkum edildi ama bir süre sonra tuhaf bir biçimde salıverildi...

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'i dolandıran Selçuk Parsadan, "Titan" adlı saadet zincirini kuran Kenan Şeranoğlu, dolandırıcılık tarihine geçti geçmesine de hiç kimse 'Çiftlikbank"ı kuran Mehmet Aydın gibi olamadı…

Hatta, 16 bin kişiyi dolandırmaktan hapis yatan Titancı Kenan, dün yaptığı açıklamada, 80 bine yakın insanın 500 milyon lirasını tokatlayan 'Çiftlikbank'ın kurucusu Mehmet Aydın için "Böylesini hiç görmedim" dedi...

Yıllar öncesinde ortaklık ve kar payı gibi söylemlerle gurbetçilerin paralarını iç edenleri ve Jet Fadıl'ı yazmadım daha…

Bu dolandırıcılar nereden cesaret alıyor?..

Bu kişilerin bürokrasideki işlerine kimler yardımcı oluyor?..

Lafı uzatmayalım!..

Devlet, bu işten "uyarı" ile sıyrılamamalı ve bir daha bu tür olayların yaşanmaması için her türlü önlemi almalıdır...

Yüz binlerce vatandaşın birikimlerini çalarak onların hayatlarını karartanlara, yasalardaki boşluklarla "fırsat" verilmezse sorun çözülür!..

Yani, çalınacak şeyleri ortada bırakırsanız, çalacak birileri de olur elbette...