Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mülteciler için kullanılacak paranın Türkiye'ye söz verilmesine rağmen Avrupa'nın vermediğini belirterek, sert tepki gösterdi.
FETÖ mensuplarının en çok Adalet teşkilatına sirayet ettiğini belirten ve temizlik çalışmalarının yapıldığını kaydeden Erdoğan, 'Fakat, 'bitti mi' derseniz, ben bittiğine henüz inanmıyorum, daha çok çalışacağız. Bu virüs aynen kanser gibi, kim bilir daha nerelerde neler çıkacak, takip edeceğiz, çıkaracağız. Adeta metastaz yapmış. Bunların temizlenmesi gerekiyor' açıklamasında bulundu.

'Hasan Celal Güzel ağabeyimize Allah'tan rahmet diliyorum'
Erdoğan, hayatını kaybeden Hasan Celal Güzel ile ilgili de, 'Ağabeyimize Allah'tan rahmet diliyorum. Hafta içinde Külliyedeki bir ödül töreninde beraber olduğumuz ve kendisini çok sıkıntılı gördüğüm ama o ödül törenini ihmal etmeyerek katılan ve bu sabah da bu haberi aldık. Devlet, siyaset ve millet hayatımıza yaptığı hizmetleri daima saygıyla hatırlayacağımız Hasan ağabeyimiz ilerleyen yaşına rağmen heyecan ve coşku ile çalışmalarını sürdürüyordu. Mekanı cennet olsun' ifadelerini kullandı.

'Bu virüs aynen kanser gibi, kim bilir daha nerelerde neler çıkacak'
Kuraları çekilen bin 236 hakim ve savcıya görevlerinin hayırlı olmasını dileyen ve 15 Temmuz darbe girişimi ile hain yüzü ortaya çıkan FETÖ'nün en çok hedef aldığı kurumların başında Adalet teşkilatının geldiğini belirten Erdoğan, 'Her şey orada başlıyor, her şey orada bitiyordu. Darbe girişiminin ardından içindeki FETÖ'cüleri en hızlı ve kararlı bir şekilde temizleyen kurum Adalet teşkilatımız oldu. Bu temizliğin Adalet teşkilatımız bünyesinde yol açtığı boşluğun doldurulması konusunda atılan adımları en başından beri takdirle takip ediyorum. Fakat, 'bitti mi' derseniz, ben bittiğine henüz inanmıyorum, daha çok çalışacağız. Bu virüs aynen kanser gibi, kim bilir daha nerelerde neler çıkacak, takip edeceğiz, çıkaracağız. Adeta metastaz yapmış. Bunların temizlenmesi gerekiyor. Zira bu kurumun çok güçlü, sağlam, tertemiz, pırıl-pırıl olması lazım. Avukatlık mesleğinden hakim ve savcılığa geçen kardeşlerimizin tecrübeleri ve pratik bilgileri sebebiyle çok daha başarılı olduklarını biliyoruz' diye konuştu.
Yapılan atamalarla hakim ve savcı sayısındaki eksilmenin şu anda fazlasıyla telafi edildiğini aktaran Erdoğan, hak arama yollarının genişletilmesi bakımından yapılan hukuk devrimlerine ilişkin konuştu. Erdoğan, 'Türkiye, Fırat'ın kıyısında kaybolan kuzunun sorumluluğunu üzerinde taşıyan yöneticilere, bunun hesabını soracak hakimlere ve savcılara sahip olduğu müddetçe Allah'ın izni ile kimse sırtımızı yere getiremez. Bu ülkede adaleti sadece binaların üzerinde yazılan bir kavram değil, hayatın her alanını kavrayan bir ışık olarak göstereceğinize inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak hakka ve adalete uygun davrandığınız, adına karar verdiğiniz milletimize hizmet yolunda çalıştığınız sürece daima yanınızda olduğumu bilmenizi isterim' şeklinde konuştu.

'Vereceksen bu parayı ver, bizi oyalama'
Türklerin millet olarak hiçbir zaman güvenliği, adaleti, refahı kendisi için isteyen, bu uğurda başkalarını sömürmeyi meşru gören bir anlayışa sahip olmadığını kaydeden Erdoğan, 'Bunun için çevremizdeki komşularımızın, dostlarımızın başı dara düştüğünde birilerinin yaptığı gibi sınırlarımızı kapatıp keyfimize bakmadık. Önce canını ve namusunu kurtarmak için ülkemize sığınan mazlumlara kapılarımızı açtık. Suriye'den 3,5 milyon, 500 de Irak'tan, hepsi misafirimiz oldu. Avrupa ülkeleri bizim gösterdiğimiz ev sahipliğini gösteremedi. Dünyada hiçbir ülkenin göze alamayacağı bir riskin altına girmekte bir an bile tereddüt etmedik. İnsan hayatından daha değerli bir şey görmediğimiz için hiç kimseyi zalim rejimin ya da terör örgütlerinin pençesinde bırakmadık, hepsine de kucak açtık. 7 yıldır bu yükü şikayetçi olmadan taşıyoruz. Ülkemize sığınan herkesin eğitim, sağlık başta olmak üzere tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Bütün dünyayı, özellikle de Avrupa'yı mülteci korkusunun sardığı, hatta bunun bir paranoyaya dönüştüğü dönemde ülkemizdeki sığınmacılara sağladığımız bu imkanlar her türlü takdirin üzerindedir. Buna karşılık bize verilen sözler tutulmadı. Geri Kabul Anlaşması'nın ardından serbest dolaşımın devreye sokulacağı söylendi, yapılmadı. Sığınmacılara verilen hizmetler için ülkemize 3 milyar euro, artı 3 milyar euro destek verileceği söylendi şu ana kadar kasamıza giren 850 milyon eurodur. Bu da bizim milli bütçemize değil, dolaylı yollarla Kızılay'ımıza, AFAD'ımıza gelen destektir. Araya bir sürü kurum sokarak vaat ettikleri paranın kullanımını zorlaştırıyor, adeta yokuşa sürüyorlar. Buyur gel kampları gez, çadır kentlerimizi gez, oralarda verilen hizmetleri gör, ne yaptığımız gör, ona göre vereceksen bu parayı ver, bizi oyalama. Bu milletin bir şahsiyeti, izzeti, onuru, gururu var, bizim gururumuzla oynayamazsın. Bunlar böyle alışmışlar. Kapılarında süründüreceklerini sanıyorlar ama Türk milleti böyle bir millet değil, biz asaletimizden taviz vermeden bu çalışmalarımızı yaptık, yapacağız. Şimdi ikinci 3 milyar euroluk kısmı konuşuyorlar. Ama biz daha birincisini tamamen alabilmiş değiliz ki. Sığınmacılar için kurduğumuz kamplar. Oralarda verdiğimiz hizmetler, şehirlerimizde kalan misafirlerimiz için sağladığımız şartlar ortada. Pazartesi günü Varna'da bir araya geleceğiz ve konuşacağız. Çekilen resimleri, videoları önlerine koyacağım, 'buyur' diyeceğim. Verecekseniz verin, vermeyecekseniz dürüst olun. Biz de adeta bir umut kapısında bekler duruma gelmeyelim. Buna rağmen illa 'proje' diye ısrar edilmesini, illi bir takım uluslararası kuruluşların aracı olarak dayatılmasını biz iyi niyetle bağdaştıramıyoruz. Yardımcı olurlarsa sadece sözlerini tutmuş olurlar. Serbest dolaşım gibi vaat ettiklerini paranın da üzerine yatacaklarsa kendileri bilir' ifadelerini kullandı.
Avrupa'nın Türkiye'ye karşı iyi niyetle bağdaştırılmayan tavırlarının bunlardan ibaret olmadığını belirten Erdoğan, 'Bugün ülkemize karşı faaliyet gösteren ne kadar terör örgütü mensubu varsa hepsi de Avrupa'da baş tacı edilirken, bunlara ücretsiz olarak silahlar verilirken, bunlar bize karşı kullanılırken, işte Afrin'de gördünüz, Fırat Kalkanı Harekatı'nda gördünüz, bize verdikleri sözleri tutmadılar' açıklamasında bulundu.

Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hakimleri Kura Töreni