İleri evre meme kanserinin bazı türleri, yeni geliştirilen tedaviler sayesinde büyük oranda kontrol altına alınmaya başlandı. Doç. Dr. Sernaz Uzunoğlu, hastaların tedavi yöntemleriyle metastatik evrede bile uzun yaşam sürelerine yaşam kaliteleri bozulmadan erişebildiklerini söyleyerek, 'Metastatik meme kanserini, yenilikçi tedavi yöntemleriyle büyük oranda kontrol altına alabileceğimiz kronik bir hastalık haline getirmeyi hedefliyoruz ve bu hedefe her geçen yıl daha da yaklaşıyoruz. Bunun sebebi son yıllarda meme kanserinin artık tek bir hastalık olmadığının, birbirinden farklı moleküler alt gruplarının olduğunun ve her grubun farklı yolaklar kullanarak ilerlediğinin anlaşılmasıyla ve bu yolaklara yönelik akıllı molekül dediğimiz tedavi yaklaşımlarının uygulanıp tamamen kişiselleştirilmiş tedavilerin klinik pratiğimize girmesiyle mümkün olmuştur. Artık bu tedavilerle uzun yıllar hastalık kontrolü sağlanabilmekte ve hastalarımız metastatik evrede bile uzun yaşam sürelerine yaşam kaliteleri bozulmadan erişebilmektedirler. Bu alandaki ilerleme hızını göz önünde bulundurarak, belki de yakın gelecekte metastatik meme kanserini tamamen iyileştirmenin söz konusu olabileceğini de söylemek mümkün olabilecektir' dedi.

'Yeni keşfedilen moleküller daha az yan etkiye neden oluyor'
Doç. Dr. Sernaz Uzunoğlu, metastatik meme kanserinin tedavisinde kaydedilen gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
'Son yıllarda tümör tedavisinde ve her türlü destek tedavisinde yaşanan gelişmeler ve yenilikler neticesinde artık bazı metastatik meme kanseri vakalarında hastalık kontrolünü uzun yıllar aynı kronik hastalıklarda olduğu gibi sağlayabiliyoruz. Özellikle bu yenilikçi tedaviler hastaların ve hastalıkların karmaşık yapılarını anlayıp, tümörlerin genetik profilini analiz ederek, hastaları uygun tedaviyle eşleştirmeyi ve onlara en iyi sonuçları sağlayacak tedavinin uygulanmasını sağlıyor. Hastalara en uygun olabilecek tedaviyi verdiğimizde alacağımız yanıt da bu oranda artacağından, hastaları hem psikolojik açıdan hem de yaşam kalitesi açısından çok daha iyi bir noktaya taşıdığımızı söyleyebiliriz. Aynı şekilde meme kanserinin alt gruplarından birini oluşturan ve hastaların yüzde 20'sinde pozitif olabilen C-ERB B2 veya diğer adıyla HER2 molekülü de kanserin ilerlemesini durdurabilmek için kullandığımız önemli bir hedef reseptördür.'

'Hekimlere hem psikolojik hem de tıbbi açıdan büyük görev düşüyor'
Uzunoğlu, hekim-hasta ilişkisinde en önemli noktanın hastanın hekimine güvenmesi olduğunu dile getirerek, 'Hekim hastasına doğruya en yakın bilgiyi aktarmalı bunu yaparken de empatik davranmalı ve hastanın anlayabileceği uygun bir lisan kullanmalıdır. Hekim bilgi verirken ve tedavi ayrıntılarını açıklarken kademeli bir şekilde açıklamalı ve hastaya o andaki acısını ifade etme fırsatını da mutlaka vermelidir. Tanı ve tedavi sürecinde hasta yakınlarına da çok önemli görevler düşmektedir. Öncelikle hasta yakınları hekimin hasta yönetim şekline asla karışmamalıdırlar. Hastalığı ile ilgili bilgilendirilmesine engel olmamalıdırlar. Hastalar tanı sonrası değişik tepkiler verebilir, karmaşık duygular yaşayabilirler. Aile yaşamlarında ve sosyal yaşamlarında farklılıklar yaşayabilirler. Bu nedenle hasta yakınları, sosyal ve psikolojik açıdan ve gerektiğinde de fiziksel olarak hastaya destek olmalıdır. Bununla birlikte hekimler, sevdikleri kişinin geçirdiği değişiklikler karşısında çaresizlik hissine kapılan hasta yakınlarına da aynı psikososyal tavırla yaklaşmalı, hastaya faydalı olabilmeleri için onları da desteklemelidirler' ifadelerini kullandı.

'Klinik araştırmalar büyük bir hızla devam ediyor'
Son evrede bile olsa hastaların yaşam kalitesinin artırılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Sernaz Uzunoğlu, 'Hastalığı ile ilgili şikayetlerinin, ağrılarının dindirilmesi gibi ona destek olabilecek tedavi yöntemlerinin devam etmesi ve hastanın umudunun tamamen tükenmemesi gerekmektedir. Amacımız öncelikle hastanın yaşam kalitesini bozmadan ona en uygun tedaviyi verebilmektir. Bununla birlikte yeni tedaviler ve gelişmeler öylesine büyük bir ivmeyle ilerlemektedir ki hem hastalarımız ve hem de biz hekimler için bu çok ümit verici bir durumdur. Meme kanserinde hem erken evrelerde hem de ileri evrelerde hastalarımızın uzun ve sağlıklı yaşamalarına devam etmelerini sağlayan, hatta yaşam kurtaran kişiye özel tedaviler bulunmaktadır. Devam eden çalışmalar sayesinde de tedavi seçenekleri gittikçe artacaktır. Hastalarımız hiçbir zaman gerçeklere ve bilimsel kanıtlara dayanmayan tedavi seçeneklerine yönelmemelidirler' diye konuştu.

Doç. Dr. Uzunoğlu: "İleri evre meme kanseri tedavisinde gelişmeler umut veriyor"