Belediye Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ali Ayhan ve Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Çelik, konuşmacı olarak katıldı.
Kadınların yakalandığı kanser türlerinden biri olan rahim ağzı kanserine yakalanma oranının özellikle gelişmekte olan ülkelerde artışa geçtiğini bildiren Prof. Dr. Ali Ayhan, 'Rahim ağzı kanserinden korunmak için tarama testlerini yaptırmanın yanında kişinin risk faktörlerini bilerek kaçınması da önemli. Bu kanser türü büyük çoğunlukla cinsel yolla bulaşan HPV adlı virüsün rahim ağzındaki hücrelerde neden olduğu değişiklikler sonucunda ortaya çıkıyor. Rahim ağzı kanserinden kurtulmak veya yakalanmamak için bizim en önemli önerimiz önce aşı ol sonra aşık olunması gerekiyor. Bu kansere yakalanmamak için en önemli yöntem budur' dedi.
Rahim ağzı kanseri eğer önlem alınmazsa öldürücü bir kanser olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ayhan, 'Rahim ağzı kanserlerinin önlemesinde 2 önemli yol mevcuttur. Birincisi aşı olmak. İkincisi ise devletimizin 30 yaşından itibaren her beş yılda bir ücretsiz olarak yaptığı tarama var. Bu taramalara katılarak erken tanıyla bu hastalığının farkına vararak önlem almak' diye konuştu.
Tarama testlerini yaptırmanın yanında kişinin risk faktörlerini bilerek kaçınmasının da önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Ayhan sözlerini şöyle sürdürdü:
'Genç yaşta cinsel ilişkiden kaçınılması, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmak ve cinsel partnerlerin sayısını azaltma temel önlemlerdendir. Bir önemli noktada şudur. Eşinizde HPV virüsünün çıkması eşinizin sizi aldattığı anlamına gelmemektedir. HPV alındıktan 10 yıl kadar sonrasında da çıkabilir. Burada en önemli detay öncelikle kadınlarımızın sağlıkları açısından rutin sağlık kontrolleri yaptırmaları gerekir. Kadınlarımızda daha sıklıkla görülen ve yine kadınlarımıza özgü hastalıkların tedavisinde erken tanı ve tedavi noktasında bu kontrol ve öneriler ciddi önem taşımaktadır.'

'Meme kanserinde erken teşhis önemli'
Meme kanseri günümüzde görülme sıklığının yaygın olduğunu belirten Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Jinekolojik Onkoloji Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Çelik, ' Meme kanseri tarama programları, bilgilendirme ve farkındalık sayesinde çok erken tanı koyularak basit cerrahi operasyonlar ile üstesinden gelinebiliyor. 40 yaşından sonra 2 yılda bir kez bu taramalara katılmak gerekiyor. Ailesinden birisinde meme kanseri var ise bu kişinin yakınının kansere yakalandığı yaştan 5 sene öncesinden kontrollere gitmesi gerekiyor' dedi.
Meme kanserinin erken tanısı için geliştirilen birçok teknoloji dünyanın birçok yerinde erken teşhis ile hayat kurtarmakta olduğunun bunların en önemlisinin kişinin kendi kendisini muayene etmesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Çelik, 'Meme kanseri tanısı öncelikle kadının kendi vücudunu tanıması ile mümkün olmaktadır. Ayda bir elle muayene edilmesi ve herhangi bir anormallik ve yapısal bozukluk görüldüğünde ertelemeden mutlaka doktora başvurulması gerekmektedir' diye konuştu.
Kişinin ailesinde kanser var diye kendisinin de kanser olma ihtimalinin düşük bir ihtimal olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bu kanserlerin genetik yönü 100 kanserin sadece 10'unda olur. Sabahları 30-40 dakika yürüyün. Boyunuza kilonuza dikkat edin. Hava kirliliğinin artması, hazır gıda tüketimi, alkol kullanımı sigara kullanımı kanseri tetikleyen bir başka özeliktir. Bunların kullanımına dikkat etmek gerekiyor' şeklinde konuştu.

Adana’da halka kadın kanserlerinde erken tanı ve tedavisinin önemi anlatıldı