Rize İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, yaptığı açıklamada, kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescili yapılan 400'e yakın tarihi konak ve ev bulunduğunu anımsatarak, bunların çoğu için sahiplerine restorasyon proje ve uygulama yardımı yapıldığını söyledi.

Tarihi değeri yüksek evlerde, yıllar geçtikçe bakım ve onarım ihtiyacı ortaya çıktığını belirten Hocaoğlu, Bakanlığın bu konuda proje uygulama desteği sağladığını aktardı.

Hocaoğlu, bu evlerden bir çoğunun sürekli kullanılmadığı için tadilata ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Evlerin çok varisli olması bakım ve onarım açısından da zorluk oluşturuyor. Karşılıksız destek bir anlamda evleri terk edilmiş olmaktan kurtardı ve bu yapılara ilginin artmasına neden oldu. Hem tarihi yaşatmak hem de kültür ve turizmde bu evlerden gelir elde edilmesini sağlamak amacıyla yürüttüğümüz çalışmanın meyvelerini toplamaya başladık. Fındıklı'da 7, Çamlıhemşin ve Hemşin'de ise bir tarihi ev turizme kazandırıldı.'' dedi.

Yüzyıllardır ayakta kalan tarihi Rize konakları ve evlerinin gelir kapısı olmasının önemine dikkati çeken Hocaoğlu, "Çalışmalarla konaklar yeniden hayat buluyor. Son yıllarda doğa ve ekoturizmin gelişmesi, kültür turizminin ilgi gördüğü bu dönemde evler aileler için gelir kapısı olmaya başladı. Evler restore edildikten sonra pansiyon ve butik otel olarak hizmet veriyor. Bu alanda yaklaşık 100 yatak kapasitesi daha turizmin hizmetine kazandırıldı.'' diye konuştu.

Dudi Konağı eski günlerine dönüyor

Çamlıhemşin ilçesinde Fırtına Vadisi içinde bulunan tarihi Dudi Konağı da turizme kazandırılmak için restore edilen konaklar arasında yer alıyor.

Doğal güzelliği ile ziyaretçilerini büyüleyen Fırtına Vadisi'nde yaklaşık 150 yıl önce dönemin coğrafi ve ekonomik imkansızlıkları arasında kesme taş ve ahşap kullanılarak inşa edilen konakta 6 aydır restorasyon çalışması yürütülüyor.

Dudi Konağı'nın restorasyonunu gerçekleştiren Çetin Kanoğlu, birçoğu kaderine terk edilen bu konakların restorasyonunun, kültürel mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıdığını söyledi.

Kanoğlu, konağın restorasyonunu tarihi, doğal ve kültürel dokuya uygun şekilde gerçekleştirdiklerinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Doğanın içerisinde muhteşem bir yaşam alanı. Proje elimize ulaştığında çok heyecanlandık. Restorasyon çalışmalarına başladığımızda konak bakımsızlık nedeniyle yıkılma aşamasına gelmişti. Her şeyin aslına uygun olması için çok uğraştık. Coğrafi koşullar nedeniyle çok kısıtlı imkanlarla çalıştık. Toplam 22 odası bulunan konağın restorasyonunu haziranda tamamlamayı hedefliyoruz. Bölgede yapılan örnek proje olacak ve inanıyorum ki yöreye de değer katacak."

Taş konakların bölge için önemli yeri olduğunu anlatan Kanoğlu, "Konak, içerisinde yükseldiği eşsiz dokuyu korumanın yanı sıra bölge ekonomisinin ve turizminin canlandırılmasına da katkıda bulunacak. Aynı zamanda bu tür çalışmalar diğer konaklar için örnek teşkil edecek. Konakların turizme kazandırılması ile bölge farklı bir cazibe merkezi daha kazanacak." dedi.

Ahşap ustası Hasan Yazıcı ise konağın sit alanı içinde 13 dönümlük arazi üzerinde bulunduğunu söyledi.

Konağın bir an önce turizmin hizmetine sunulması için restorasyonu canla başla tamamlamaya çalıştıklarını anlatan Yazıcı, tamamlandığında konağın ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden birini yansıtacağını ifade etti.

Yazıcı, inşasında kestane ağacından yararlandıkları konağın restorasyonunda ise beyaz çam kullandıklarını sözlerine ekledi.