Kızıltan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı yerlileştirme stratejisi ve farklı sektörlere ait 19 firmaya verilen proje bazlı teşvikler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kızıltan, son zamanlarda üretim anlamında, ilgili bakanlıklar tarafından yürütülen 'yerlileştirme stratejisiyle' birlikte ekonomiye yeni bir açılım getirildiğini söyledi.
Proje odaklı teşviklerin, sınırlı kaynakların en verimli şekilde değerlendirilmesinde önemli bir rol alacağını ifade eden Kızıltan, 'Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlıkları başta olmak üzere ve bu bakanlıklara bağlı ilgili kurumlar, KOSGEB'den kalkınma ajanlarına veya TÜBİTAK gibi birçok kuruma kadar, sektörden daha çok proje bazlı bir teşvik sistemini hayata geçirmeye başladılar. Bu, üretime bağlı ekonomimiz için olağan üstü önemli bir şeydir. İş dünyası olarak uzun süredir arzu ettiğimiz ve gündeme getirdiğimiz bir konu olan proje odaklı teşvikler ülkemizin sınırlı kaynaklarının en verimli şekilde değerlendirilmesinin önemli bir parçasıdır' diye konuştu.

'Yerlileştirme KOBİ'lere de yönelmeli'
Yerlileştirmenin üretilen ürünlerdeki yerlilik oranının artması anlamına geldiğini belirten Kızıltan, 'Ürettiğimiz veya ihraç ettiğimiz bir ürünün yarısından fazlası ithal ara girdi ile yapılıyorsa bunun gerçek bir katma değer kattığı söylenemez. Bu anlamda Cumhurbaşkanımızın da yakın zamanda açıkladığı ve müjdelerini verdiği bu yeni yerlileştirme stratejisi ve açıklanan farklı sektörlere ait 19 firmaya verilen bu proje bazlı teşvikler yerindedir, mantık olarak doğrudur. Bu noktada yapılması gereken ikinci şey proje bazlı teşvik sisteminin sadece büyük firmalarla sınırlı kalmaması ve ekonomimizin bel kemiği olan KOBİ'lere yaygınlaştırılmasıdır' ifadelerini kullandı.

'Cari açık oluşturan ürünler yerlileştirilmeli'
Cari açık oluşturan ürünlerde de yerlilik oranının artırılması gerektiğine işaret eden Kızıltan, 'Elbette yerlileştirme derken, ithalatı tamamen keselim ve her şeyi kendimiz üretelim gibi dünya ekonomisinin ve karlılık gerçeğinin dışına çıkalım demiyoruz. Dünyada arz fazlası olan ve ucuz olan bir şeyi ille de burada yapalım gibi mantıksız bir yerlileştirmeden bahsetmiyoruz. Önemli olan cari açık oluşturan, döviz kaybına neden olan ürünlerin yerlilik oranını arttırmaktır. Ülkemizde daha kaliteli ve ucuza üretebildiğimiz ürünlere milyonlarca dolar veya Euro döviz harcayarak, yurt dışına zenginliğimizi aktarmanın bir mantığı olamaz. Bu noktada, özellikle orta ve yüksek teknolojili ürünlerin yerlilik payının arttırılması temel hedef olmalıdır' şeklinde konuştu.

'Mersin'de farkındalık oluşturacağız'
Mersin'de yerlileştirme farkındalığının oluşması anlamında çalışmalar gerçekleştireceklerini söyleyen Kızıltan, şöyle devam etti; 'Firmalarımızı bu konuda bilgilendireceğiz. Çünkü sonunda bu doğru strateji KOBİ'lere inecek ve KOBİ'ler buna hazır olmak zorundadır. Biz iş dünyası olarak, verimlilik ve karlılık esasına bağlı olarak üretimde yerlileştirme konusunu ekonomimizin yükselişinin temel payandalarından birisi olarak görüyoruz. Bu sistem tabana yayıldıkça, proje bazlı, ürün bazlı bu destekler KOBİ'lere indikçe, ihracatımız da gerçek değerini bulacaktır. Cari açığımız da azalacaktır, kaliteli, istihdam ve üretimdeki teknoloji artışı da doğru ve etkin şekilde artacaktır. Türkiye ekonomisinin omurgası olan KOBİ'ler her türlü üretimi yapacak beceriye sahiptir. Yeter ki bu strateji tabana yayılsın, KOBİ'lere hareket imkanı verilsin.'