Açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mithat Kemal Algül, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkan Yardımcısı Zülküf Memiş, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb. Necmi İnce, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Sahil Güvenlik Çanakkale Grup Komutanı SG. Kd. Binbaşı Alpaslan Baysal, Kültür Turizm Müdürü Kemal Dokuz, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından açılış konuşmalarını sırasıyla Arkeoloji Bölüm Başkanı ve Sempozyum Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Mahmut Kocameşe gerçekleştirdi.
İlk kez 1978 yılında başlayarak 40 yıldan beri kesintisiz devam eden Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'na ÇOMÜ'nün 3. kez ev sahipliği yapmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Prof. Dr. Nurettin Arslan, 'Binlerce yıllık tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolu, haklı olarak çok zengin bir kültürel mirası da topraklarında barındırmaktadır' diyerek arkeolojik kazılar ve onunla ilgili gelişmeler hakkındaki düşüncelerini anlattı.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer 40.'sı düzenlenen ve üniversite ev sahipliğinde gerçekleşen Türkiye'nin en büyük uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumuna katılımlarından dolayı tüm katılımcılara teşekkür ederek, başladığı konuşmasına, Troya Yılı'nda böyle bir sempozyuma ev sahipliği yapmaktan üniversite olarak büyük bir gurur duyduğunu belirtti.erek devam etti.
Üniversitelerin geleneksel iki görevinin eğitim öğretim ve bilimsel araştırma olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, 'Bugün 40.'sına ev sahipliği yaptığımız sempozyum bu temel faaliyetlerimizin yansımasıdır. Hem öğrencilerimiz beş gün devam edecek sempozyumda çok değerli hocalarımızın sunumlarını dinleyerek eğitim düzeylerini, bilgilerini geliştirecekler hem de yapılan araştırmalar burada sunulmuş olacak ve yenilerinin yapılmasına kapı aralanacak' dedi. Rektör Acer, ÇOMÜ'nün bulunduğu coğrafyanın verdiği güçten büyük destek alan bir üniversite olduğunun altını çizerek, tarih ve arkeoloji alanında ÇOMÜ'nün Türkiye'nin sayılı en iyi üniversitelerinden birisi olduğunu, bunu daha da güçlendirmek için üniversite yönetimi olarak arkeoloji alanında başka faaliyetler gerçekleştirmeye gayret gösterdiklerini vurguladı.
'Türkiye'de sayıları oldukça sınırlı olan arkeometri laboratuvarından bir tanesini de geçen yıl üniversitemizde açtık. Bu laboratuvarı açmak özel bir çabayı gerektiriyordu. Arkeometri laboratuvarı sayesinde Türkiye'de bulunmuş eserin yurt dışına götürülüp analiz ettirilmesi gibi büyük bir zahmetten kurtararak bu çalışmaların Üniversitemizde ve ülkemizde yapılmasına imkân sağlıyoruz' diyen Prof. Dr. Acer, ÇOMÜ arkeometri laboratuvarına yurt dışından numuneler gelmeye başladığını söyledi ve Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinin başarılı çalışmalarda görev aldıklarını ve bunun kendisini gururlandırdığını sözlerine ekledi.
ÇOMÜ'nün Arkeoloji Bölümündeki başarılarının daha da güçlenmesi için üniversite yönetimi olarak ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini ifade eden Rektör Acer Troya Yılına değinerek, 'Troia'nın Dünya Kültür Mirası Listesine alınmasının 20. yılı olan 2018'de Troya Yılı'nın ilan edilmiş olması sebebiyle Cumhurbaşkanımıza özel bir şükran borcumuz olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kendisinin bundan bahsetmiş olması ve buna destek olması birçok kapıyı açtı. Çanakkale de bunu takip etti. Hem milletvekilleri hem de Çanakkale Valisi Orhan Tavlı 2018 yılının Troya Yılı ilan edilmesi için gerekli çabayı gösterdi ve 2018 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından Uluslararası Troya Yılı ilan edildi. Troya Yılı, Vali Tavlı sayesinde geçmesi gerektiği gibi hareketli ve dolu geçiyor. Bu anlamda Vali Tavlı'nın Çanakkale için bir şans olduğunu düşünüyorum. Hem Troya Müzesi'nin açılması için hem o bölgenin bir park haline getirilmesi için yapılması gereken bütün çalışmalar yapılıyor. Üniversite olarak Troya Yılından ciddi fayda sağlayan bir kurum olduğumuzu söyleyebilirim. Birçok faaliyetimize daha çok faaliyet ekleyerek Troya Yılı bağlamında yapabildik. Çanakkale Valiliğinin ve başka kurumlarının önemli desteğini aldık' dedi.
Türkiye'nin geçmişte yaklaşık 24 uygarlığı barındırdığını, kültürel miras açısından eşi benzeri olmayan bu anlamda dünyanın en zengin ülkelerinin başında yer aldığını ifade eden Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, 'Kültürel mirasın korunmasına yönelik olarak yapılan mevzuat ve kazılar Osmanlı Döneminden bu yana sürüp gelmektedir. Şüphesiz dünyanın ortak mirası olan bu zenginlikleri korumak bizim asli görevimizdir. Bugün ülkemizde yaklaşık olarak, yılda 575 kazı ve araştırma yapılmaktadır. Bu mirası korumak için bugün dünyanın en güzel müzelerini ülkemizde inşa etmekteyiz. Yapılan çalışmaları korumak gibi desteklemek de görevlerimizin başında geliyor. Bunun için yapılan kazılara geçen yıl, sponsorlar hariç yaklaşık 40 milyon Türk lirası destek verdik. Bu destek 15 sene öncesine kadar 20 kat artmıştır. Türkiye'de bugün 198 devlet müzemiz, yaklaşık 240 özel müzemiz, 1594 koleksiyonerimiz bulunmaktadır. Bunları korumak için durmadan çalışıyoruz. Kaçakçılık ile yurdumuzdan kaçırılmış olan eserlerin takibi de gece gündüz yapılmaktadır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm insanlığın ortak mirası olan kültürel mirasın, evrensel değerleri koruma ilkeleri açısından ülkemize ve insanlığa fayda getirmesini temenni ediyorum' dedi.
Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ise, 'Troya'nın, Assos'un, Parion'un diyarı, bir antik kentler cenneti ve bir açık hava müzesi olan dünyanın göz bebeği Çanakkale, hem bir canlı tarih sahnesi hem de eşsiz bir zenginlik kaynağıdır. Bu nedenle uluslararası bu kongrenin, ilan edilen 2018 Troya Yılı'nda, ilimizde düzenlenmesi çok anlamlı ve çok değerlidir. Geçtiğimiz yıl düzenlenen 3. Turizm Şurası'nda Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmada, UNESCO'nun Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alan Troya'yı sadece kalıntılarıyla değil, bölgede kurulacak turizmin tüm unsurlarına hitap edecek alt yapısıyla, dünya çapında bir cazibe merkezi haline getirmek gerektiğine vurgu yapmıştır.Burada bulanan dünya Arkeoloji camiasına çok önemli iki hususu ifade etmek istiyorum. Troya Müzemiz önümüzdeki aylarda açılacak ve siz değerli bilim dünyasına, değerli hocalarımıza önemli bir kaynak ve buluşma yeri olacaktır. Bu seçkin camia Anadolu'dan götürülen ve bir kısmı Berlin'de, Londra'da, St. Petersburg'ta sergilenen tarihi eser ve objelerin tekrar ait oldukları bu topraklara geri gönderilmesinin önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Bu yıl açılacak olan Troya Müzemizin de bu eserlerin sergilenmesinde önemli bir fırsat yaratacağını düşünmekteyim' dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahmut Kocameşe, 12 bin yıllık bir geçmişi bulunan İlyada ve Odysseia Destanlarının yaşandığı Çanakkale'de ve ilan edilen 2018 Troya Yılı'nda bu organizasyonun gerçekleştirilmesinin ayrı bir önemi olduğunu vurgulayarak, 'Arkeoloji alanında ülkemizin ve dünyanın en önemli uluslararası bilimsel etkinliklerinden birisi olan, değerli bilim insanlarının destek ve katılımı ile geleneksel hale gelen 40. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu; ülkemizde bilimsel faaliyette bulunan arkeologlar arasında iletişim, bilimsel ortaklık, paylaşım ve gelişmeyi sağlamak, sorunların çözümüne katkıda bulunmak ve bilimsel çalışma sonuçlarını paylaşmak amacıyla gerçekleştirilmektedir. Tarih ve arkeoloji insanlık hikâyesini içinde barındıran bilim dallarıdır. Arkeoloji bilimi diğer taraftan insanlık tarihinin evrelerini aydınlatmayı amaçlamaktadır. Anadolu toprakları ise sahip olduğu zengin arkeoloji tarihini gün geçtikçe daha fazla ortaya çıkartmakta, insanlığın ve medeniyetin beşiği olduğunu, siz değerli bilim insanlarımız sayesinde tüm dünyaya göstermektedir. Bakanlık olarak bizler de arkeoloji çalışmalarına destek verirken, insanlığın ortak mirasına sahip çıkmamız gerektiğinin bilinci ve sorumluluğu ile evrensel değerler doğrultusunda hareket etmekte ve Anadolu topraklarını insanlık tarihine katkıda bulunmak isteyen tüm araştırmacılarımıza açmaktayız' dedi.
Açılış konuşmalarının ardından katkı sunanlara hediye takdimi gerçekleştirildi ve yaklaşık 400 araştırmacının katıldığı, 5 gün sürecek sempozyumun ilk oturumuna geçildi. Sempozyumda her gün, beş salonda sunulacak bildiri sayısı 447 olup, bunlardan 49'u yabancı ülkelerden gelen bilim insanları tarafından sunulacak.

ÇOMÜ, arkeoloji dünyasını ağırlıyor