Samsun'un bir dönem en popüler bürokratlarından biri olan ve Suat Kılıç döneminde Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı'na atanan Çağatay Kılıç'ın aynı bakanlığa atanmasının ardından önce müşavirlik kadrosuna sonra da memuriyetine son verilen Aslan Karanfil'in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınması, bir süre önce Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen İl Özel İdare Müdürlüğü ile ilgili iddiaların yeniden gündeme gelmesini sağlarsa şaşırmam!..

Bir dönemin "efsane" isimlerinden olan Aslan Karanfil, milletvekili olma uğruna kendisini kimlerin "kurban" seçtiğini ve İl Özel İdare Müdürlüğü kaynaklarının bu nedenle kimlere nasıl aktarıldığını açıklarsa, hem kendisi "ağır" bir vicdani yükten kurtulacak hem de bu milletin parasını iç edenleri kamuoyu öğrenmiş olacak!...

Mesela, Samsun ili Türkiye'de en büyük KÖYDES ödeneği almasına rağmen, neden hala Samsun'un yol ve içme suyu sorunu olduğu da ortaya çıkacak!...

Medya yapılanmalarına aktarılan paralarla, kimlere "itibarsızlaştırma" operasyonları çekildiği de anlaşılacak!...

Aslan Karanfil'in boğazından "haram lokma" geçtiğine pek kimse inanmaz ama siyasi ikbal uğruna güç odaklarının taleplerine karşı çıkamadığını herkes bilir...

Önce AK Parti'den aday, sonra MHP'den aday adayı oldu ve hayalleri de suya düştü...

Nasip değilmiş demek ki!..

Dün, onun FETÖ soruşturması nedeniyle gözaltına alındığını öğrendiğimde "üzülmedim" dersem "yalan" olur!..

Bu ülkede yaptığı hizmetlerle adından söz ettirecek bir "vali" olacakken, sürüklendiği durum, diğer bürokratlar için de aslında ibretliktir…

Ama bir yandan da şunu düşündüm…

İl Özel İdaresi'nde yaşananlara tanıklık eden biri olarak, bildiklerini ifadesinde anlatırsa üzerinde taşıdığı o vicdani ağır yükten kurtulma fırsatını yakalamıştı…

O yıllarda birkaç gazeteci iddiaları yazmaya başlayınca, İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş çağrılmıştı...

Onlar da 2 gün çalışıp hazırladıkları raporda her şeyin yasalara uygun olduğunu belirtip gitmişlerdi...

Daha sonra müfettişlerden ikisinin FETÖ'cü olduğu için memuriyetten men edildiğini öğrendiğimizde şaşırmamıştık!..

O iş, Aslan Karanfil'in boyutunu aşan işti…

Bu iddiaların araştırılması sonucunda, ucu kendisine dokunacak olanlar böyle istemişti…

Eğer o iddialar adam gibi incelenseydi; kimlerin aynı yol ihalesini kaç defa aldığı, kimlerin aynı köye kaç defa içme suyu getirdiği, kimlere fonlardan para aktarıldığı ve kimlere yapmadıkları işler karşılığında paralar ödendiği ortaya çıkacaktı...

Allah o paraları yedirecek mi sanki?..

Aslan Karanfil, "suçludur" demiyorum. O kararı verecek olan yargıdır...

Ancak, Karanfil, önüne gelen fırsatı, ahlak ve vicdan sorumluluğu içinde değerlendirme fırsatı bulmuştur….

Tüyü bitmemiş yetim hakkını yiyenleri söylerse, hem kendisi "töhmet" altında kalmaktan kurtulacak hem de kamuoyu o 'kan emicileri' yakından tanımış olacaktır!...

Her şerde bir hayır vardır!..

Karanfil, ona bunları sormasalar bile söylemelidir...

Çünkü, İl Özel İdaresi'ndeki iddiaları ortaya atanlara kurulan kumpaslar nedeniyle "ah" edenlerin vebali aklına gelmelidir…