Güner, yüksek tansiyonun en sık görülen kronik hastalıklardan ve küresel bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekti. Yüksek tansiyonun uzun süre belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar vermesi nedeniyle 'sessiz düşman' olarak anıldığının altını çizen Güner, şöyle devam etti:
'Yüksek tansiyon en sık görülen kronik hastalıklardan biridir ve küresel bir halk sağlığı sorunudur. Yüksek tansiyon kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, erken ölüm gibi durumlarla ilişkilidir. Yüksek tansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olup mutlaka hekim tarafından takip edilmelidir. Yüksek tansiyon, uzun süre belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar vermesi nedeniyle 'sessiz düşman' olarak da anılmaktadır. Kan basıncının yüksek olduğunun belirlenebilmesi için belli aralıklarla ölçtürülmesi gereklidir. En belirgin yüksek tansiyon belirtileri; Baş ağrısı, Halsizlik, yorgunluk, Nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, Burun kanaması, Görmede bozukluk, Kulaklarda çınlama, Yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, Bazen çok sık idrara çıkma, Gece uykudan uyanıp idrar yapma, Bacaklarda şişlik olabilir.'

'Fiziksel aktiviteler düzenli yapılmalı'
Yüksek tansiyonu olan bireylerde ilaç tedavisinin uygulanmasının kan basıncı kontrolü için tek başına yeterli olmadığını ifade eden Güner, başarılı bir sonuç için mutlaka sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirmesi gerektiğini ifade etti. Güner, yüksek tansiyonlu bireylerin sağlıklı beslenme, Fazla kilolu/ obez ise kilo verme, fizik aktiviteleri düzenli yapma, Tuz kullanımını azaltma, Düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem verme, İlaçlarını önerilen dozda ve sürede, aksatmadan kullanma, tansiyon düzenli izlemeli/ izlenmesini sağlaması gerektiğini vurguladı.