Amerika, İran'ın yakasını bırakmıyor. Çünkü, Büyük Ortadoğu Projesi'ni gerçekleştirmek için önce İran'ı sonra Türkiye'yi halletmesi gerekiyor...

Trump, İran'a uygulayacağı yaptırımlarla aslında bir taşla iki kuş vurmayı hedefliyor...

Yani, hem İran'ı hem de dolaylı olarak Türkiye'yi cendere altına almanın peşinde...

İran'a 12 maddelik bir yaptırım öngören Amerika, uranyum zenginleştirilmesini ve ağır su reaktörünün kapatılmasını istiyor… İran'ın, ülkedeki bütün tesislerine Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın koşulsuz girmesine izin vermesini ve balistik füze çoğaltımı ile nükleer kabiliyeti olan füzelerin geliştirilmesine de son verilmesinin gerektiğini belirten Amerika, söz konusu füzelerin piyasaya sürülmesine de karşı çıkıyor…

İran'ın, Amerika'nın bölgedeki müttefiki ülkelere tehditkar davranışlarına son vermesini istediği yaptırım listesinde ilginç bir ifade yer alıyor:

"İsrail'in yok edilmesine yönelik tehditler ile Suudi Arabistan ve müttefiklerine atılan füzeler buna dahil."

Bir değil, bin kere yazıklar olsun!..

İsrail, canı istediği zaman Gazze'yi, Suriye'yi ve Lübnan'ı bombalayacak, aralarında çocukların da bulunduğu masum 62 Filistinliyi şehit edecek ve buna ses çıkarılmayacak, sıra İran'a gelince

kükreyeceksin!..

Yok böyle bir dünya!..

Amerika bahane arıyor...

Hani ünlü bir fıkra var ya...

"Sarhoş bir yeniçeri, kılığından Yahudi olduğunu anladığı birini yakasından tutup dövmeye başlamış. Yahudi, 'Ağam durup dururken bana neden vurursun'' diye inlemiş! Yeniçeri ''Siz Hazreti İsa'yı çarmıha germişsiniz'' demiş. Yahudi hafifçe silkelenip, ''Ama ağam o 1500 yıl önceydi'' diye sızlanmış. Yeniçeri biraz durakladıktan sonra ''Olsun, ben yeni duydum'' demiş!.."

Amerika'nın yaptığı da işte böyle… Amaç, ekonomik yaptırımlarla İran'la birlikte aslında Türkiye'yi de vurmak…

Ortadoğu'daki bu tür gelişmeler, zaten hassas bir zemin üzerinde duran Türk ekonomisini de hırpalıyor…

Türkiye, hem içeride hem de dışarıda gerçekleştireceği hamlelerle bu oyunu bozmak zorundadır...

Türkiye, "sağmal" yapıya dönüşen tüm anlaşmalardan da vazgeçerek, cesaretli hamleler ortaya koymazsa, bu işin sonu gelmeyecektir…

Yeter artık, yorulduk!..