İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan çalışma kapsamında 81 ilde yürütülen bilgilendirme konferanslarının Mardin ayağında yaklaşık bin din görevlisinin bilgilendirilmesi hedefleniyor. İlki Mardin Müftülük binasında Artuklu ilçesinde görev yapan din görevlilerini kapsayan seminerde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) Bilgilendirme ve Önleme Faaliyetleri Büro Amirliğinde görevli Polis Memuru Davut Kartalkaya, Döndü Polatyılmaz, Salman Oktay din görevlilerine DEAŞ, FETÖ, Hizbullah, PKK ve PYD'nin dini istismar ederek nasıl örgüt mensubu kazandıkları anlatıldı.
Konferansta DEAŞ terör örgütünün dini istismar ederek kendilerince oluşturdukları söylemler, nasıl canlı bomba eylemcisi olacağına da değinildi. Öte yandan PKK terör örgütünün ele başı Abdullah Öcalan'ın İslam dini hakkında yaptığı İslam'dan uzak açıklamalara da değinilerek özellikle İslam'ı savunuyor gibi gözükerek sonradan verilen eğitimlerde tuzağa düşürdükleri genç çocuk ve eylemcileri dinden nasıl uzaklaştırıldığı anlatıldı.
Polis Memuru Döndü Polatyılmaz konferansta TEM Bilgilendirme ve Önleme Faaliyetleri Büro Amirliğinin görev kapsamı alanının terör örgütlerinin eleman kazanma alanlarını engellemek ve kırsal alandaki terör örgütlerinin teslim olmalarını sağlamak, eğitim ve sosyal faaliyetler gerçekleştirmek olduğunu ifade etti. Konferansta terör örgütlerinin en çok din istismarı gerçekleştirerek militan topladığının altı çizildi.

'Cennete gitmekle kandırılıyorlar'
Konferansta en son 2016 yılında Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi de sinevizyondan din görevlilerine aktarılarak terör örgütlerinin çocuk, yaşlı, sivil, genç dinlemediği de ifade edildi. Terör örgütlerinin militan kazanmada iki yöntem kullandığı belirtilerek, sosyal ve psikolojik yöntemler kullanılarak tutumlarda, algı ve bilinçaltı operasyonlar ile akrabalık, etnik köken, aile faktörleri gibi yöntemleri kullandığına değinildi. DEAŞ terör örgütünün bir mensubunu intihar saldırısı öncesi hazırlığında bunları cennete gitmekle kandırıldığının videosu da din görevlileri ile paylaşıldı.
Polis Memuru Salman Oktay ise sunumunda Türkiye'de faaliyet gösteren terör örgütlerine değindi. Dini istismar ederek ülkemizde faaliyet gösteren dini terör örgütlerinin DEAŞ, Hizbullah, El Kaide, PKK, PYD ve FETÖ olduğunu belirten Oktay, Kur'an-ı Kerim'i saptırarak bilinçaltına inerek faaliyet yürütmeye çalıştıklarını anlattı. Oktay, özelikle sosyal medya aracının daha fazla kullanıldığını ve ülkemizde askere gitmenin, oy kullanmanın, imamın arkasında namaz kılmanın küfür olduğunu iddia ederek kendi şeriat yasalarına dayanan bir devlet kurulmasını hedeflediklerini dile getirdi.

PKK'nın dinle dalga geçmesi
PKK terör örgütünün din ve namazla dalga geçmesi de din görevlilerine anlatılarak dini istismar ederek nasıl militan topladıkları ve bilinçaltında oluşturulmaya çalışan algıya da yer verildi. PKK'nın yapılan araştırmalarda Zerdüştlüğü koymaya çalıştığı belirtilerek, Öcalan'ın bulunduğu yerlerde ayinler yapıldığının da tespit edildiği detaylı bir şekilde din adamlarına anlatıldı. PKK'nın Almanya merkezli Kürdistan İslam topluluğu kurarak 2000'lı yıllar sonrası bir yapılanma içine girdiği belirtilen konferansta, 2010 yılında demokratik özerklik projesini hayata geçirmek için KCK'nın içinde bulunduğu Demokratik Toplum bünyesinde inanç komisyonu yapısını teşkil ettiği ve bu yapı ile dini alandaki çalışmaları yürütmeye başladığı hakkında detaylı bilgiler aktarıldı.

PKK örgütünün elebaşı Öcalan'ın İslam dinine bakış açısı ve sömürüsüne değinildi
Terör örgütünün elebaşı olan Abdullah Öcalan'ın dine bakış açısına da yer verilen konferansta Öcalan'ın dile getirdiği ve dine karşı net tavır sergilediği hakaretamiz şu cümlelere yer verildi:
'Yukarıda Tanrı olsaydı, beni yine yanlış yola sevk edecekti. Allah da Kürtler için değildir, Kürtleri şaşırtıyor. Kürtlerin Allah'ı da onları yanlış yola sevk ediyor. Bunun için ben kendi kendimin tanrısıyım. Namazın kendisi de genel anlamda bir tiyatrodur. Kızlarımız, kadınlarımız, annelerimiz çocukça ve ahmakça hareket ediyor. Onlar, Kürdistan'ın çağ dışı toplum etkilerini taşıyor. Düşmanın toplumumuza empoze etmiş olduğu karanlık toplumsal özellikleri değer yargısı olarak anılıyor. Kadınlarımız, açıkça söylüyorum dinin etkisinde kalarak pasifleşmiştir. Bu nedenle de kadın militanlarımız gittikçe azalmaktadır. Sadece kızlarımızı değil erkeklerimizi de engellemek istemektedirler. PKK'ya katılırsan hakkımı helal etmem demektedir. Ne hakkı var, aptal kadın. Bırak oğlunu, bırak kızını gelsin. Kadınlarımız, analarımız Kürdistan davasına ihanet etmiştir. Bizim din ile ilişkimiz yok. Halkımız tanrıdan, ideolojiden kopmalıdır. Ben çok uğraştım sonunda tanrıdan koptum. Tanrıyı aştım. Böylece Abdullah Öcalan olabildim. İslam kadınımıza bir şey vermemiştir. Bunun yerine sosyalist ahlakı koyacağız'.
Konferansın sonunda din görevlilerine büyük görev düştüğü belirtilerek dinin doğru anlatılarak bu örgütlerin üye kazanmasının engellenmesi gerektiği ve dini istismar eden örgütlere özellikle din adamlarının doğru bilgileri camilerde anlatması gerektiğine vurgu yapıldı.