18 Haziran 1993 tarihinde, PKK'lı teröristler tarafından kadın, erkek ve çocuk gözetmeksizin şehit edilenler için, her yıl olduğu gibi bu yıl da aileleri ve halkın katılımı ile Bahçesaray Şehitliğinde bir anma töreni düzenlendi. Törende, Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Serhat Karabektaş, Belediye Başkan Yardımcısı Ramazan Takmaz, AK Parti İlçe Başkanı Cumali Sabırlı, Öğretmenevi Müdürü Ekrem Uslu, Bahçesaray Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ulaş Doğan, kamu kurum amirleri, şehitlerin yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Merkez camiinde okutulan mevlidin ardından kalabalık, 'şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları ile şehitliğe kadar yürüdü.

'Bahçesaray Sündüs katliamın 24. yıl unutulmadı'
Şehitliğe yürüyen şehit yakınları ve Bahçesaray halkı, burada okunan Kur'an-ı Kerim ve duaların ardından olayda şehit olan Huri Samsa'nın oğlu Sebahattin Samsa, günün anlamına binaen basın açıklamasını okudu. Samsa, 'Malumunuz 18 Temmuz 1993 tarihinde saat 22.00 surlarında yaşanan bu vahim kanlı olayın, Bahçesaray ilçesi Sündüs Miran yayla mıntıkasına gelen 7 silahlı kişiler, grubun başı bilinen vahşi sarı sakallı mavi gözlü cani, inasnlıktan nasibini almamış vahşiler, bu şehitlik mezar taşlarında isimleri yazılı doğum tarihleri farklı, kader ve ölüm saatleri aynı olan 14 çocuk ve 10 bayandan oluşan bu 24 mazlum, savunmasız silahsız sivil insanları yaylada Ahmet Sevgili'nin çadırına toplayarak, 'Sizin kocalarınız Geçici Köy Korucusu'dur, siz bunun cezasını çekeceksiniz' şeklinde propaganda yaptılar. Daha sonra vahşi cani katiller yayla vadinin ismini sual ederek ve bu sualden sonra vadinin adını telsizle bildirerek karşıdan alınan olurla otomatik silahla tarayarak şehit etmişler. Ya peki bir sivilin öldürülmesi hangi hukuk ve vicdanla ifade edilebilinir ki. Eşler dul, çocuklar yetim kaldı. Düşününki onlar sizin anneniz, onlar sizin kardeşiniz böylesi bir empati yapın. Ateş düştüğü yeri yakar misali Bahçesaray Sündüs katliamın 18 Temmuz 1993 günü bizim için bir mahşer bir kıyamet günüydü. Bu ateş 24 yıldır içimizi yakıyor. Şehitlerimizi rahmetle anarak, şirin ilçemizin halkı sabır ve metanetle bizlere her zaman teselli vererek, birlik ve beraberliğini bütün dünyaya göstermiş olmaktadır. Şehitlerimizi her gün anıyoruz andıkça günümüzde saklı olan acı ve kanayan yaramız içimizi yakıyor. Dünya durdukça, nesillerimiz bunu andıkça içimizi yakar durur, sizleri unutmayacağız aziz şehitlerimiz kim unutur' dedi.

O dehşet verici günü 24 yıl değil, sanki 24 dakikadır gözünün önünde canlandığını ifade eden Samsa, 'Kulağımda inliyor ahit sesleri. Can çekişen çocukların narın hıçkırıkları beynimde canlandırırken, şehit anne ve bebeklerin isimlerine değinmeden geçemiyorum. Yunus Sabırlı (2), Azat Sabırlı (7), Hikmet Sabırlı (20), Semra Sabırlı (17), Muhteber Sabırlı (38), Gülnaz Söylemiş (18), Zelal Ağaç (1), Sevim Ağaç (7), Neşide Ağaç (32), Zozan Turan (10), Bahar Turan (3), Hediye Turan (20), Yıldız Güzel (13), Eylem Almalı (4), Nezahat Almalı (12), Azime Almalı (14), Sedef Almalı (35), Hürriyet Sevgili (12), Beybun Sevgili (40), Menice Yaşa (18), Muhammet Yaşa (8), Hamit Yaşa (4), Müzeyyen Yaşa (42) ve vadinin annesi Diye Hitap Eden Huri Samsa her biri o gecenin yıldızları gibi parlaktılar. Ne hikmetse yedi yaşındaki Azat Sabırlı'ye sanki mermi isabet etmemişti çadırdan dışarı çıktı. Yaralıydı ağlamadı, yıldızlara baktı siz şahitsiniz annesi, ablası ve kardeşi çadırdaydı. Seslenecek oldu vazgeçti kokudan öte bir şey hissetti. Etrafında üç defa döndü, çadırın içine geri döndü yine ağlamadı. Barut ve kan kokusu yüreğini yakmıştı o anda. O kadar ölmeyi istedi ki Allah onu kırmadı o da şehit oldu kardeşler ile cennete göçtü' şeklinde konuştu.

'Bizler unutsak tarih unutmaz, tarih unutsa Allah unutmaz'
Gecenin geç vakitlerinde tüm seslerin kesildiği, Türkiye derin bir uykudayken Sündüstekilerin bir daha uyanmamak üzere uyuduğunu ifade eden Samsa, 'Gün ağırdı, cesetlerin yanı başında obadaki tek erkek olan Ahmet Sevgili yaralı olarak kalktı. Uykusuzluk, korku duyduğu sesler ve kan kokusu sersemleşmişti Ahmet. Çadırın içine baktı kendi eşini, oğlunu, kardeşi ve diğer akrabalarının cansız bedenlerini param parça olmuş vaziyete gördü. Seslendi bir kadın cevap verdi 'yaşıyorum' diye onu da çıkardı. Ahmet, sağ baldırından yaralanmış. Buna rağmen bir ata binerek ilçe merkezine gelerek haber verdi. Halk vadiye akın etti. Ağıt sesleriyle cesetler torba ve battaniyelere sarılarak atların sırtında üç saatlik patika yolda kanları akarak taşınıp bu şehitlikte defin edildi. Bizler bu acıyı gördük. Rabbim kimseye göstermesin. Sizlere soruyum kim unutur o günü. Annesini kendi elleriyle kefene saran, ebedi cennet hayatına gönderen Sebahattin Samsa'mı? Yoksa eşini, çocuklarını, kardeşini ve yakınını kaybeden akrabalarım mı? Hepsini tek tek sayarsam bitmez. O gündür bugündür bu simsiyah tabloya bir anlam veremedik. Bu tabloyu çizenler sizlere sesleniyorum, siz ne zaman vicdanınızın sesini dinleyeceksiniz, kim sizi yönlendirdi, itiraf zamanı gelmedi ey şehit bebekler sizleri asla unutmadık. Bizler unutsak tarih unutmaz, tarih unutsa Allah unutmaz. O vahşi katiller insanlıktan nasibini almamış caniler, ismini nasıl isterseniz öyle söyleyin, ne olursa olsun er ve geç bir gün adaletin önünde hesap vererek cezalandıracakları, bundan hiç şüphemiz yoktur. Sabır ve metanetle bekliyoruz. Sizler şahit olun mahşer günü iki elimiz katılanların yakasındadır. Aziz şehitler sizleri rahmetle anıyoruz. Bütün insanlığa ve özelikle yetkililere sesleniyorum buradan. 24 mazlum insan şehit oldu burada. Bir insanlık dramı yaşanmış, bir insanlık suçu işlenmiş. 24 yıldır bu suçu işleyen failler hala adaletin önüne çıkmadı, mağduriyetimiz giderilmedi. Allah rızası için el ele verelim bu insanlık suçunu işleyenlere hesap soralım. Böyle zalimlere fırsat vermeyelim, birimizi anlayalım sayalım, güzel köyümüze, mahallemize, ilçemize, ilimize, ülkemize ve insanlığa sahip çıkalım. Tarih Bahçesaray Sündüs, Kemaliye, Başbağlar, Bingöl Elazığ yolu, 15 Temmuz 2016 ve benzeri olayları bir daha yazmasın. 40 yılı kanlı geçen yılları bizler yaşadık, bizden sonraki nesiller bu acıları yaşanmasın. Kimsen mazlumların üzerinde nemalanmaya hakkı yoktur. Anneler artık ağlamasın, çocuklar babasız büyümesin. Hep birlikte kardeşçe özgür barış dolu bir yaşamla, Allah'tan niyaz ederim. Yarabbi bizleri, memleketimiz, milletimizi zalimlerin şairinde koru. Zalimlerin şerrinden koru. Zalimi ıslah et, ıslah olmayanları kahhar isminle kahret' şeklinde sözlerini tamamladı.
Okunan Kur'an-ı kerim tilavetleri ve duaların ardından, program öğretmen evinde verilen öğlen yemeğinin ardından sona erdi.

Bahçesaray’da ‘Sündüs’ şehitleri anıldı