Tanıtım ve Medya Başkanı Halil İbrahim Sevim yaptığı açıklamada, 'Ülkemizde sürekli bir ekonomik kriz algısı oluşturanlar var. Bu ekonomik operasyon ekonomik kriz değildir. Ekonomik kriz ödeme kabiliyetinin bozulmasıdır. Ödeme kabiliyeti bozulmadan kriz olduğunun iddia edilmesi çok yanlış olur. Kur hareketi ve buna bağlı olarak milli para değerinin ani düşüşü nedeniyle bir ekonomik operasyon yaşıyoruz. Döviz fiyatlarının aşırı yükselmesi ve hatta aşırı hareketli olması çok ciddi bir operasyon. Bir ekonomik operasyon ile karşılaşıldığında bunun krize dönüşmesi için ödeme zincirinin yaygın olarak bozulması gerekir. Yaşadığımız ciddi operasyona rağmen, henüz ekonomide yaygın bir ödeme sorunu yaşanmıyor. O zaman içinde bulunduğumuz sorunu bir kriz olarak adlandırmayız. Kriz yok, operasyon var' dedi.

'Döviz fiyatları kısa vadede kabul edilebilir sınırlara inecek'
'Hükümetimiz bir taraftan makroekonomik tabloyu istikrarlı hale getirmeye çalışıyor, bir taraftan da ödeme zincirinin zedelenerek ödeme kabiliyetinde yaygın bir bozulma meydana gelmesini önlüyor' diyen Halil İbrahim Sevim şunları kaydetti:
'Hükümetimiz operasyonun bir krize dönüşmemesi için çift yönlü ve kuvvetli bir programı bütün parçaları ile uyguluyor. Bir taraftan Merkez Bankası ve BDDK, bir taraftan Hazine ve Maliye Bakanlığı, bir taraftan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bir taraftan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve diğer bütün bileşenler dört koldan bu döviz fiyat operasyonunun bir ekonomik krize dönüşmeden kontrol altına almaya ve sorundan etkilenen özel sektörün ayakta tutulmasına yönelik çalışma içindeler. İnancımız odur ki alınan önlemlerle kısa vadede döviz fiyatlarının kabul edilebilir sınırlara ineceğini ve fiyat istikrarı sağlanacaktır. Önemli olan bu kısa zamanda ödeme kabiliyetlerinde yaygın bir bozulmaya neden olmayacak düzenlemenin hayata geçmesi. Hükümetimiz bunun üzerinde çalışıyor. Bunun somut örneği de Çevre ve Şehircilik Bakanlığının son konut kampanyası çok değerli bir çalışma oldu. Bir taraftan bireysel tasarrufu geliştirip ve finans piyasalarındaki Türk lirası stokunun yönünü değiştirerek döviz fiyatları üzerindeki baskıya kısmi de olsa olumlu katkı yapacak, bir taraftan da operasyonun en yakıcı etkisine maruz kalan inşaat sektörüne can suyu olacaktır.'

'Bu durum fırsatları da beraberinde getirdi'
Sevim, 'Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının üretim atışı vizyonu temelinde teşvik ve diğer programları operasyonu krize dönüşmesini engelleyecek en temel uygulamadır. Aslında bu döviz fiyatlarının yükselmesi ihracat ve sanayi üretimi konusunda birçok fırsatı beraberinde getirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bir yandan sorunu çözmeye çalışırken diğer yandan yaşadığımız operasyonun avantajlarını ekonomiye kazandırma vizyonu ile hareket ediyor. Bakın Türkiye en son yaşadığı 2001 krizinde sorunu göğüsleyecek yerli bir siyasetçi bile bulunamamıştı. O dönem ekonomi politikasının başına ABD'den ithal bir siyasetçi getirildi. Bugün yaşadığımız ciddi bir savaştır. Bu savaşla baş edecek güçlü bir politika ve güçlü bir irade var. İnşallah kriz olmadan bu operasyondan kurtulacağız. Hatırlayın daha 1999 yılında dönemin hükümetinin Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal, 'IMF'den gelen yardımla memur ve işçi maaşlarını ödedik' demişti' ifadelerini kullandı.