İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, merhum Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın 57. ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma programına katıldı. Programda konuşan Bakan Soylu, Türkiye'de yaşanan her günün, elde edilen her bir kazanımın bir bedeli olduğunu vurgulayarak, 'Ne elde ettiysek öncesinde ya alın teri döktük ya da canımızı, kanımızı, evlatlarımızı verdik. Cenab-ı Hakk'a karşı elbette minnetimizin sonu yoktur ama bu aziz millet dünyaya karşı asla borçlu değildir. Bilakis hep alacaklıdır. Başka milletleri sömürge yapıp zenginleşmedik, kimsenin düzenini bozmadık, başkalarının üzerinde hesap yapmadık, kimselere tuzak kurmadık. Bu arkamda yatan üç kahraman, üç şehidimiz birer bedeldir. Tabii ki bunlara bir ilavem daha var, onun da adı şehidi mazlum Namık Gedik'tir, dönemin içişleri bakanı. Art niyetli hesaplara karşı bu millete çektirilmiş acılardır bunlar, dökülmüş gözyaşlarıdır. Biraz ileride bir başka kubbenin altında yatan merhum Turgut Özal aynı şeklide. Terörle mücadelede şehitlerimiz ve gazilerimiz aynı şekilde. 15 Temmuz gecesi elinde bayrak, dilinde kelime-i şehadet o aslanlar, kahramanlar aynı şekilde. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda, bugün terörle mücadele eden aslanlarımız aynı şekilde. Bunlar milletimizin ödediği bedellerdir' diye konuştu.
ABD'nin gizli 12 Eylül belgelerinin yeni yayınlandığına dikkat çeken Soylu, 'Bir yayın kuruluşu, yabancı istihbarat örgütlerinin o darbe ile ilgisini kanıtlayan yazışmaları paylaştı. Hiç ilgilenmedim çünkü sürpriz değildi, bilmediğimiz bir şey de değildi. Türkiye'de demokrasiyi kesintiye uğratma için yapılmış her eylemde mutlaka bu ülkenin sınırları dışında yapılmış bir kurgu vardır. Üzerinden yıllar geçti, hala uğraşıyorlar. 15 Temuz'da denediler. Fırsat bulsalar yine yapacaklar. O açıklanan belgelerden, bizim burada söylediklerimizden asla utanmayacaklar. Çünkü birilerinin dünya tasavvuru bizimki gibi değil. Suriye'de insanlar ölmüş, Türkiye'de terör olmuş, dünyanın gençleri uyuşturucu krizine müptela olmuş, Afrika'da 9-10 yaşlarında çocuklar savaşıyorlarmış umurlarında değil. Onların dünyası karanlık bir dünya. Onun için o haberlerle hiç ilgilenmedik. Yeni keşfettiğimiz bir şey değildi. Biz bütün darbelerin içini de dışını da biliyoruz' şeklinde konuştu
Türkiye'de darbe süreçlerinde alenen yer alan kişilerin tavırlarını hiçbir şeklide değiştirmediğini savunan Soylu, 'Darbeyi yapanlar özür dilemedi, alkışlayanlar özür dilemedi, hükmü verenler özür dilemedi. Üniversitelerde bunlara zemin hazırlayanlar, hala isimlerini hala orada tabelada çakılı bulunduranlar özür dilemedi. Darbeden sonra yeni yönetime kredi açanlar özür dilemedi. Yaptılar ve pişkin pişkin yollarına devam ettiler. Millet de oturdu kendi yarasını kendi sardı. Millet kendi yarasını sardı ama çok sağlam sardı. Ceza kestiklerine de sağlam ceza kesti. Onları tarihe gömdü. Karşılarına ne zaman çıkıp bir şey istedilerse millet onları ellerinin tersi ile itti' ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin zenginleştiğini ancak aslını, kardeşliğini, imanını, kimliğini unutmadığını vurgulayan Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Onlar itaat eden bir Türkiye istiyorlardı ama azim millet bütün planlarını bozdu. 2002'den sonra sadece makro ekonomik büyüklü anlamında değil, demokrasi anlamında ortaya koyduğumuz gelişim bütün hesapları bozdu. Türkiye 300 yıllık bir makası kapatmakla uğraşmaktadır. Allaha şükür olsun büyük oranda başardık. Artık güçlü, ufak tefek operasyonlarla paniklemeyen, milletin iradesini vesayet odaklarına teslim etmeyen, sadece kendisi için değil dünyadaki bütün haksızlıklar için söz söyleyebilen güçlü, ayakları üzerinde durabilen bir Türkiye vardır. Onlar bu Türkiye'nin nereye gidebileceğini çok iyi görüyorlar. Rahatsızlıkları bundandır.'
Bakan Soylu, Türkiye'nin artık çok farklı bir kulvarda koştuğunu belirterek, 'Şu anda yaptığımız normal bir kalkınma hamlesi değildir. Türkiye bunları zaten 2002'den beri yapmaktadır. Bugün demokrasi ve büyük devlet altyapımızı tahkim ediyoruz. Yeni bir yönetim modeli, daha aktif, daha demokratik, millet iradesinin tek karar verici olduğu bir sisteme evriliyoruz. İnancım odur ki bu yeni sistem Türkiye'nin 21. yüzyıldaki en büyük kazanımı olacaktır. Bu sistem bütün demokrasi şehitlerinin hayalidir. Türkiye bu hayali gerçekleştirmiştir. Bugün burada rahmetle andığımız Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan böyle bir gelecek için hayatlarını feda etmişlerdir' dedi.