Balıkesir'de konuşmasına 24 Haziran seçimlerini değerlendirerek başlayan AK Parti AR-GE'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Balıkesir'in AK Parti olarak 9 vekilden 5'ini çıkarmasının gurur verici olduğunu söyledi. Hamza Dağ, muhalefetin ülkeyi yönetmek gibi bir tasalarının bulunmadığını söylerken, AK Parti'nin kaderiyle milletin kaderinin birleşmiş ve özdeşleşmiş olduğunu ifade etti. Dağ, 'Biz bunun araştırmasını genel merkezde her birimiz seçim işleri yerel yönetimler AR-GE olarak bizler bunun birebir değerlendirmesini il il karşılaştırılmasını oyların ne şekilde nereye doğru bir temayül durumu söz konusu olduğunu ve buna göre de bizim hangi stratejilerle önümüze bakmamız gerektiğine dair çalışmaları araştırmaları büyük oranda tamamladık. Farkımız da burada zaten. Çünkü biz yüzde 42 almışken rakibimiz olan en yakın siyasi parti aslında yüzde 22 aldı. Cumhurbaşkanı adayları yüzde 30 almasıyla kendilerinde bir enerji, bir sinerji hissetme noktaları olmuş olsa da almış oldukları oy oranı yüzde 22 ve onlar yüzde 22'nin muhasebesini yapmaları belki daha çok icap ederken, daha çok gerekirken açıkçası seçimden sonra yaşanan hadiselere baktığımızda kendi içlerindeki kongre kavgası, kendi içlerindeki koltuk kavgasının bu ülkede hiçbir şekilde bu ülkeye ümit vaat etme ümit olma bu ülkenin meselelerine sorunlarına çözüm üretme noktasında hiçbir karşılıklarının olmadığını dertlerinin olmadığını, tasalarının olmadığını biz çok net bir şekilde görüyoruz. Onun için bu millet AK Parti kaderiyle milletin kaderi birleşmiş ve özdeşleşmiştir' şeklinde konuştu.

'Siyasi istikrarsızlık yok'
Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, zor dönemlerden geçtiklerini söylerken şu an ekonominin büyüdüğünü dikkat çekerek, siyasi istikrarsızlık olmadığını söyledi. Dağ, '2015 yılı 7 Haziran seçimleri geçti. 7 Haziran seçimlerinden sonra o dönemde ülkenin iktidarının ne olacağı hepimizce tartışılır noktadaydı. Geçici bir hükümet kurulmuştu. Geçici hükümette AK Parti'liler vardı, MHP'liler vardı, HDP'liler var ve CHP'liler kabul etmediği için de dışarıdan bağımsız isimler burada bakanlar kurulu oluşturmuştu. O dönemde ülkenin bir bölümünde çukur siyaseti yapanlar bir takım sözde özerk yönetimlerde bazı bölgelerde bir takım barikatlar kurma noktası oluştu. Rus uçağının düşürülmesi daha sonra kimler tarafından düşürüldüğü ortaya çıktı. Hem Rusya'nın ihracat noktasındaki düşüşün tesiri, hem turizmin bundan baltalanması bu yönden baktığımızda gerçekten zor süreçler o anlamda söz konusuydu. Yine o sene hemen şöyle geçtiğimiz 2016'nın ortalarına doğru 15 Temmuz hain darbe girişimi yaşamıştık. Şimdi bütün bunlar burada, turizm de düşüş olmuş, ihracat da düşüş olmuş büyüme rakamlarında düşüş olmuş. Şu anki yaşadığımız hadiseleri yaşamıyoruz. Ama bugün siyasi istikrarsızlık. Ekonomik olarak en büyük büyüme rakamlarını gördüğümüz zaman turizmde rekor üstüne rekor kırıyoruz ama böyle ekonomi üzerinde yaşatılmaya çalışılan bir operasyon. Bu tam bir manipülasyon, bir operasyon. Bugüne kadar biz bunu daha önceleri de yaşadık ama burada inşallah bundan hasar görmeden Cumhurbaşkanımızın vakti zamanında dediği gibi teğet geçmesi noktasında gerekli çalışmaları ekonomi yönetimimiz, Cumhurbaşkanımız ve bizler inşallah hayata geçirmeye gayret ediyoruz' dedi.

'İdlib'deki insanlara insan nazarıyla bakan tek ülke Türkiye'
Dağ, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
'İdlib, Balıkesir'in merkezi kadar bir bölge değil belki. Burada 4 milyon tane insan yaşıyor şu anda. Bu 4 milyon insana insan nazarıyla bakan tek ülke Türkiye, tek lider Recep Tayyip Erdoğan'dır. İdlib'in bir kenar mahallesinde ilkokula giden bir Beşir şu an ilkokula gidemiyor. Beşir ve babası Yasir. Hem İran'da yapılan görüşmeler de hem Rusya'da Soçi'de yapılan görüşmelerin tamamında hep Cumhurbaşkanımızın ortaya koyacağı barış iklimi veya hava saldırısını engelleme ümidiyle yaşadılar. Onlar oraya Halep'ten, Hama'dan, Humus'tan gelmişler büyük bir çoğunluğu. Burada artık gidecek bir yerleri yok. Gidecek tek yer Türkiye sınırı. Türkiye sınırında da bir yere kadar. Bir can emniyeti olabilir. Ama dünya nefesini kesmiş 4 milyon insan nefesini kesmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın Tahran'daki zirveden ve Soçi'deki zirveden verecek olduğu mesaja odaklanmış. Şimdi İdlib'de yapılmış olan bu ateşkes ile alakalı konu orada bir insanı alanın bir güvenlik alanı oluşturulması bizim insanlık tarihine bırakacak en büyük miraslardan birisi olacaktır. Hem ülkemiz için gerekli, çünkü 3.5 milyon Suriyeli kardeşimiz şu anda bizle beraber bu ülke sınırları içerisinde yaşıyor. Bir o kadar daha insanı kaldırabilmek, ülkemizde onlarla ilgili bakım noktasında bir şeyler yapmak bizim için ülkemiz için de çok zor olacak bir süreç olacaktır. Suriye'deki bu iç savaşta belki Esed bu kişileri bir kenara sıkıştırmış ve orada netice alma konusunda belli bir noktaya işi getirmiş olabilir. Ama hem dünya hem Suriye halkı zalim Esed'i bir can alan diktatör olarak anacaktır, tarih böyle anacaktır. Bugünlerin Yezidi Esed olduğunu herkes çok net bir şekilde bilmektedir.'