CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iki yapılı bir topluma doğru gittiğini ifade ederek, 'Türkiye; saray ve çevresi ile halk arasında iki yapılı bir topluma doğru gidiyor. Saray ve çevresinde sıkıntı yok ama halkta sıkıntı var. Yayınladığımız 13 maddelik açıklamamızın temel nedeni; krizi olabildiğince halka yansıtmadan çözebilmekti, bunlar olduğu gibi halka yansıtacaklar. Asla ve asla bu tabloyu anlatıp umutsuzluğu beslemeyin. Bu tablodan biz kurtuluruz. CHP bilgisi, birikimi, deneyimi bütün bunları yan yana getirdiğimizde; tek partinin CHP olduğunu her yerde söylüyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz; bizim uçak, saray, devleti soyma, hanedan merakımız yok. Bizim tek hedefimiz 81 milyona hiçbir ayrım etmeden hizmet edebilmek. Biz halkın partisiyiz. Onlar saraylarda yaşıyor, biz saraylarda yaşamak istemiyoruz. Kendi evimizde mütevazi yaşamımızı sürdürerek topluma hizmetimizi yürütmek istiyoruz. Biz şimdi sayısal olarak güçlü ve birikimliyiz. Sorunları biliyor, dünyayı okuyoruz. Umutsuzluğun değil bu sorunları aşma kapasitesinin CHP'de olduğunu herkese anlatmalıyız. Ülke bu yönetimi hak etmiyor' dedi.

'Kılıçdaroğlu'ndan, Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanına eleştiri'
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odası Konfederasyonu Başkanı Pendevi Palandöken'i eleştiren Kılıçdaroğlu, 'Esnafın durumu çok iyi deniliyor. 13 Eylül 2018'de Esnaf ve Kefaret Konfederasyonu Genel Kurulu Toplantısı'nda, esnafların başkanı 15 Ekim tarihinden sonra her şey güllük gülistanlık olacak. Türkiye'ye milyon dolarlar akacak. Bakkal, marketler fiyatları düşeceğini söyledi. Ekim ayına odaklandık. Bunu söyleyen kişi Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyon Başkanı. Bunu tek adam için söylüyor, ona yağ çekmek için söylüyor. Esnaf sattığı ürünü yerine koyacak ürün alamıyor. Yeniden aynı ürünü almak için daha fazla paralar ödemesi gerekiyor esnafın. Mercan yokuşuna gidin, Kapalı Çarşı'ya gidin İstanbul'da acaba bu beyefendi oralara gidip esnafın durumunu soruyor mu hayır. Bu söylediğim halk açısından ekonomik kriz var mı var' diye konuştu.

'Katar'ın hediye uçağını iade edin'
Kılıçdaroğlu, Katar tarafından hediye edilen uçağın iade edilmesini isteyerek, '81 milyonun, işsizim diye ağlayanların parasıyla lüks içerisinde yaşayan sarayda ki beyefendi hala daha kriz yok diyor. Badem sütüyle besleniyor mu evet, bunun için cebinden para ödemiyor. Bunun için bir kriz yok çünkü cebinden para ödemiyor. Ev kirası, uçak parası, dolmuş parası yok cebinden hiçbir para ödemiyor. Boşuna demiyor kriz yok diye, ona göre sarayda kriz yok. Sonra dönüp diyor ki kriz mriz yok, herhangi bir kriz de söz konusu değil kim açısından sarayda yaşayan adam açısından. Bu parayı halk ödüyor, fakir fukara ödüyor. Meksika devlet başkanı kendisine tahsis edilen uçağa binmemesini, bu kadar fakir ülkede uçağa binersem utancımdan kimsenin yüzüne bakamam nedeniyle açıklıyor. Ve güç alçak gönüllü, güç başkalarına hizmet edilmek için kullanıldığını da bir anlam ifade eder diyor. Bu gücü vatandaşın ensesinde boza kullanmak için kullanıyor. Tek adama yine söylüyorum; onurun, haysiyetin, şerefin varsa o uçağı iade edersin' şeklinde konuştu.

'Krizi fırsata dönüştürenler var'
Krizi fırsata dönüştürenlerin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, 'İçeriye ödenen faiz 699 milyar lira. Yurt dışına ödenen faiz ise; 156 milyar lira. Rantiye sınıfı sadece faiz geliri elde etmiyor. Bir gerçeğin altını çizerek ifade etmek isterim; onlar aynı zamanda vurguncudur. Örnek vereceğim; 13 Eylül 2018 tarihi TESK Genel Kurulunun yapıldığı gün. Saat 09.00, dolar kuru 6 lira 36 kuruş, saat 12.39 tek adam TESK Genel Kurulunda konuşuyor dolar kuru 6 lira 53'e çıkıyor. Saat 14.05 merkez bankası toplanarak faizleri artırdı dolar kuru 6 lira 03 kuruşa düştü. Bir milyon doları olan 5 saat içerisinde doları Türk lirasına, Türk lirasını dolara çevirerek 82 bin 918 bin dolar para kazandı. Birde sarayın çevresi var krizden etkilenmeyen; rantiye sınıfı ve sarayın çevresi var. Dolar ile ihale alan sarayın çevresindeki müteahhitler ve 3'üncüsü dolar ile fiyatları endeks eden hizmetler. Türkiye'nin soyulduğuna çarpıcı bir örnek vereceğim. Kütahya Zafer Havaalanı, 50 milyon dolara ihale verilmiş. 25 Kasım 2012'de hizmete açılıyor. 2012-2016 arasında bu havaalanından uçan yolcu iç hatlar toplam 170 bin kişi bu havaalanından uçuyor. Ama hazine buna garanti veriyor, az olursa yolcu üstünü tamamlayacağım diye. 20 milyon 856 bin 848 avro ödeniyor uçmayan yolcular için. Bu kimin parası, hangi vicdan bunu kabul eder. Bu süre 29 yıl daha devam edecek, 21 Mart 2044'da bitecek. Bundan daha büyük bir soygun olabilir mi?. Fakir fukaradan toplanan vergiler buralara veriliyor' ifadelerini kullandı.