Kültürel değişim ve teknolojik gelişimlerle birlikte halı dokuma sanatının yok olmaya başladığını ifade eden Cebeci, el dokuma sanatının 1970'li yıllardan gelme olduğunu ve Kırşehir'de belediye önü ve Ahi Çarşısı önünde her hafta pazartesi günleri halı pazarının kurulduğunu söyledi.

'Köylü evlerinde dokuduğu halıyı getirip şehirde satıyordu'
Köylünün Kırşehir'de evinde el emeği göz nuru ile dokuduğu halıyı getirerek şehir merkezinde kurulan pazarlarda sattığını anlatan Cebeci, 'Kırşehir'in yanı sıra Konya, Kayseri, Ankara'dan esnaflar halı getirir pazar yerinde görücüye çıkardı.
Mahalli ismi 'çarpana' olan ve halis yünden yapılan el dokumasını dönemin kadınları 6 renk farklılığı ile örüyorlardı. Modeli hiç bozmadan ve şaşırmadan yapıyorlardı. El dokuma öncelikle sabır istiyor. Sabırla birlikte bilgelikte istiyor. Günümüzde ise bu sabır ve bilgelik gösterilmiyor'dedi.
El dokuma sanatının bitme noktasını ise teknolojiye bağlayan Cebeci, açıklamasını şöyle sürdürdü:
'Teknoloji ile birlikte insanların kültüre bakış açısı da başka kaynaklara yöneliyor. Kırşehir'de 1970'li yıllarda 30 esnafın 2 esnafa düşmesinin nedenlerinden birisi de budur.
Sanatı seven ve kültürü benimseyen Kırşehir'de ve Türkiye genelinde çok kişi var. Sanatı beğenen ve aldığı hizmeti eski halı dokumayı evinde sergileyen çok sayıda kişi de var'
Kırşehir halılarının 17 ve 18. yüzyıllarda ki örnekleri genellikle 'seccade' tipinde görülürken gördes düğüm tekniği ile dokunduğu biliniyor. Renklerinde ise kırmızı, mavi, kahverengi, sarı, yeşil ve beyaz tonları hakim olarak kullanılıyor.