Haber Gazetesi muhabiri Zerrin Somuncu'ya ile Ladik Gölü'nde açıklamalar yapan Prof. Dr. Nazmi Polat, "Ladik Gölü'nün yüzde 45'i maalesef kurudu. Gölün su seviyesi 4.5 metreden, 80 santime kadar düştü. Göl ölüyor. Yazık, günah. Ya bir an önce gerekli tedbirleri alacağız ve kararlılıkla uygulayacağız ya da kısa bir süre sonra gölü tamamen kaybedeceğiz. Ne olur, buraya sahip çıkalım" dedi.

Ladik Gölü'nün Türkiye'deki biyolojik çeşitlik açısından cennet köşesi olduğunu söyleyen ve ülke genelinde kuruyan göllere dikkat çeken Prof. Dr. Polat "Maalesef ülkemizde son zamanlarda kuruyan, yok olan birçok gölden bahsediyoruz. Kültürümüze, fıkralarımıza girmiş Akşehir Gölü şu anda yok. Beyşehir Gölü can çekişiyor. Geçtiğimiz günlerde bütün gazetelerde Burdur Gölü'nün yok olmaya doğru gittiğini üzülerek gördük. Maalesef Samsun'da da Akdağ'ın dibindeki Ladik Gölü'nde benzer bir durumla karşı karşıyayız. Mevcut sistem devam ettiğinde Ladik Gölü'nün akıbetinin Akşehir Gölü gibi kurumuş göl olması kaçınılmaz görünüyor. Buradaki doğal yaşamı çekilen suyla ciddi biçimde tahrip ediyoruz. Ladik eğer bir turizm kenti olacaksa, Ladik Gölü'nün bir sonraki nesillere bulduğumuz şekliyle devretmemiz gerekir. Çünkü Ladik Gölü'nü, Ladik Gölü yapan buradaki biyolojik çeşit zenginliğidir. Eğer biz buradaki su rejimini sürekli olarak değiştirirsek doğal yaşam kendiliğinden yok olacak" diye konuştu.

"İSTİLACI TÜRLER HABİTATIMIZI YOK EDİYOR"

Türkiye'nin "çok ciddi bir biyolojik saldırıyla" karşı karşıya olduğunu öne süren Prof. Dr. Nazmi Polat daha sonra şunları söyledi:"Kimin getirdiğini bilmediğimiz istilacı türler florayı ve faunayı, yani bitki ve hayvan hazinemizi yok ediyor. İstilacı balıklar yerli türlerin yumurtalarını yiyor. Böyle giderse yakın zamanda kurumasalar bile göllerimiz ve ırmaklarımızda yerli balık kalmayacak. Ladik'te, Simenit'te turna balığı var ama genç nesil yok. Bir süre sonra mevcut turnalar avlandıktan sonra artık her iki gölümüzde de turna balığı kalmayacak. Bu durums adece Samsun'daki göller ve ırmaklar için değil tüm ülke göl ve ırmakları için geçerli. Bazıları bu söylediklerimi komplo teorisi olarak algılıyor. Hayır, bu bir komplo teorisi değil, ne yazık ki ülkemin acı gerçeğidir. Bir an önce tedbir almak, milli bir seferberlik ilan etmek zorundayız. Yoksa çocuklarımıza bırakacağımız miras kurumuş göller ve ırmaklar, çölleşmeye başlamış topraklar olur."
Göllerin korunmasının zabıta kuvvetleriyle değil öncelikle balıkçıların eğitilip "doğal koruyucu" haline getirilmesiyle mümkün olacağını söyleyen Prof. Dr. Nazmi Polat "bugüne kadar uyguladığımız zabıta tedbirlerinin başarısızlığı ortadadır.Bugüne kadar uygulanan yöntemle ne kaçak avcılık ne de aşırı avcılık önlenebilmiştir. Yanlışta ısrar bir başka yanlıştır" dedi.

İlçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta 870 hektarlık alana sahip Ladik Gölü'nde su seviyesi 4.5 metreden 80 santimetreye kadar düşerken, gölün yüzde 45'i de tamamen kurudu. Göle 'Kuş cenneti' vasfını kazandıran meşhur yüzen adacıklar ise su seviyesinin çekilmesiyle tabanla birleşerek hareketsiz kaldı. Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, göl ile ilgili önlem almak için son aşama olduğunu belirterek, yetkilileri göreve çağırdı.

DOĞAL YAŞAM TAHRİP OLUYOR

Ladik Gölü'nün Türkiye'deki biyolojik çeşitlilik açısından cennet köşesi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Polat, "Maalesef ülkemizde son zamanlarda kuruyan, yok olan birçok gölden bahsediyoruz. Kültürümüze, fıkralarımıza girmiş Akşehir Gölü şu anda yok. Beyşehir Gölü can çekişiyor. Geçtiğimiz günlerde bütün gazetelerde Burdur Gölü'nün yok olmaya gittiğini gördük. Maalesef Samsun'da da Akdağ'ın dibindeki Ladik Gölü'nde benzer bir durumla karşı karşıyayız. Mevcut sistem devam ettiğinde Ladik Gölü'nün maalesef akıbetinin Akşehir gibi kurumuş göl olması kaçınılmaz görünüyor. Buradaki doğal yaşamı çekilen suyla ciddi biçimde tahrip ediyoruz. Ladik eğer bir turizm kenti olacaksa, Ladik Gölü'nün bir sonraki nesillere bulduğumuz şekliyle devretmemiz gerekir. Çünkü Ladik Gölü'nü, Ladik Gölü yapan buradaki biyolojik çeşitliliği. Eğer biz buradaki su rejimini sürekli olarak değiştirirsek doğal yaşam kendiliğinden yok olacak" diye konuştu.

'YÜZEN ADALAR' ARTIK YÜZMÜYOR

Balıkçıların bu yıl balık sürülerinin kitle halinde yok olduğunu aktardığını belirten Prof. Dr. Polat, "Ladik Gölü yüzen adalarıyla karakterize edilen bir göldü ama yüzen adalarımızın hepsi tabanla birleşmiş durumda. Halbuki o adalar su kuşları için üreme alanlarıydı. Göçmen kuşlar üreme alanı bulamazsa buraya neden gelsin? Bir süre sonra azalan suyla birlikte yok olan yüzen adalarla birlikte kuşların da buraya gelmediğini göreceğiz. Çünkü kuşları buraya çeken sadece su değil, yüzen adalardaki korumalı üreme alanları, biyolojik çeşitlilik ve beslenmesi için uygun gıdaların bulunması. Eğer biz doğal hayatı tahrip edersek burası 'kuş cenneti' olma vasfını da yitirecek. Ladik Gölü baraj haline getirilmeden önce, doğal sistem içerisinde 4, 4.5 metre derinlikte bir göldü. Baraj gölü haline getirildikten sonra, sulama maksadıyla sürekli olarak Yedikır Barajı'na su depo edildi. Sulama dönemindeki kuraklıklarla birlikte gölün doğal suyu da çekilmeye başladı. Böylece doğal hayat da zarar gördü. Şu anda gölün yüzde 45'i kurumuş durumda. Ladik'in karakteristik hayvanlarından birisi olan turna, ciddi biçimde azalma gösterdi. Turna, su rejimindeki oynamalar, diğer taraftan gölün içerisine kimin getirdiği belli olmayan istilacı balık türlerinin etkisiyle şu anda popülasyonu neredeyse yok olma sınırında. Eğer müdahale edilmezse, Ladik Gölü turnasız olacak. Turnanın olmadığı bir Ladik Gölü, gerçekten Ladik'i ve geleceğini de etkileyecek. Çünkü turizm kentlerinde orayı cazibe haline getiren doğal güzellikle birlikte lezzettir. Bu bölgedeki lezzeti sağlayacak olan da turna balığıdır" ifadelerini kullandı.

TEDBİR İÇİN SON ŞANS

Şu anda gölün en derin bölümünün 80 santimetre olarak ölçüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Polat, "Bu normalden 4 metre kadar su kitlesinin azaldığını gösteriyor. Eğer tedbir alınmaz ve Ladik Gölü'nden bu şekilde su çekilmeye devam edilirse yakın bir gelecekte Ladik Gölü'nden bahsetmek yerine 'Ladik Gölü vardı' deme noktasına geleceğiz. Bu da ekolojik zincirde çok ciddi bir dengesizliğe ve hasara neden olacak. Bugün bilinen birçok tür göz göre göre yok olacak. Yok olan her tür, bir gün sıranın insana geleceğinin işareti. Lütfen geleceğimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı böyle bir güzellikten mahrum etmeyelim. Artık tedbir almak için son zaman. Böyle bir göl inşa edilmeye çalışılsa Samsun'un bütçesi yetmez. Yok etmek yerine sahip çıkalım. Yeni güzellikler oluşturmak için harcanan parayı, var olan güzelliklerimizin devamlılığını sağlamak için kullanalım. Bu anlamda yetkilileri göreve çağırıyorum. Tedbir almazsak maalesef Akşehir Gölü'nün akıbetine Ladik Gölü de uğrayacak. Bunu fırsat bilip tedbirleri alarak gölümüzü doğal şekline kavuşturabiliriz. Alınacak tedbirlerin başında, burada baraj gölü haline getirildiğindeki doğal su kitlesinin derinliği 4.5 metreydi buraya 4.5 metredeki su bırakmak suretiyle istenilen kadar suyu çeksinler. Doğal dengeye ulaştırabilmemiz için buradaki su kitlesinin derinliğinin en az 3 metre olması gerekir ki sürdürülebilir bir biyolojik çeşitlilik ve yaşam olsun" sözlerini kaydetti.

Zerrin SOMUNCU