4-5 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen konferansın ilk günü açılış konuşmaları ile başladı. Öğleden önce yapılan konuşma ve panellerde sektörün sorunları ele alınırken, öğleden sonrasında ise sigortacılıkta dijitalleşme süreçleri ve sorunları konuşuldu. İkinci günde, sektör içerisinde havuzların önemi ve yeni gelişmeler anlatıldı.
Konferansla ilgili konuşma yapan Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz, 'Sigorta Tatbikatçıları Derneği 1958 yılında kurulmuş sektördeki en eski derneklerimizden biridir. Uluslararası olan bu organizasyonu 10. yıldır düzenli olarak yapıyoruz. Amerika'dan, Japonya'ya; Avrupa'dan Ortadoğu'ya kadar yaklaşık 30 farklı ülkeden, panele gerek konuşmacı gerek katılımcı olarak birçok yabancı iş ortağımız da katılıyor. Ülkemizden de birçok farklı deneyimleri olan sigortacı arkadaşlar katılıyor. Dolayısıyla bu toplantıda, özellikle önemli konu başlıklarını sektör içinde tartışıyoruz. Global perspektifteki birtakım tecrübeleri, oluşan pazarları ve bununla ilgili yapılan önlemleri, birtakım ürünleri bir araya getiriyor ve konuşma imkanı buluyoruz. Elbette sigorta sektöründe global perspektifte konuları müzakere etme ve bunu da kamuoyuyla paylaşma imkanımız oluyor. Bu yılki toplantımız Katastrofik riskler ve özellikle İklim Değişikliğiyle ilgili. Biliyorsunuz iklim değişiklikleri hayatımızı o kadar etkiliyor ki, geçen sene çok ciddi bir dolu yağışıyla karşı karşıya kaldık ve hem mahsullerimiz hem araçlarımız hem konutlarımız ve birçok yerleşim yeri hasar gördü. Bunun dışında birkaç gün önce, özellikle Ege Denizi üzerinden gelen ciddi bir fırtınayla karşı karşıya kaldık. Ülkemizin deprem kuşağında da olması ve bu tip Katastrofik risklere de açık olması sebebiyle bizim sigortacılar olarak (bu alanlarda sigorta teminatı ve güvencesi veren şirketler olarak) hem kamuoyunu bilinçlendirmek gibi bir görevimiz var hem de sunduğumuz hizmetleri Global Perspektifte anlatıyor ve paylaşıyor olmamız lazım. Bir de dünyada neler oluyor, bunu da değerli iş ortaklarımızla paylaşma imkânımız oluyor bu toplantılar sayesinde. Bir diğer konuda ise her geçen gün teknoloji değişiyor ve gelişiyor. Dijitalleşme sigortacılık sektöründe hangi alanlarda bize katkı sağlıyor, nerelerde hizmet kalitemizi artırabiliyor, verimliliğimizi artırabilir gibi konularda; bunlarla ilgili olarak da ülkemizde yapılan örnekleri, global ölçekteki deneyimleri paylaşma imkanı bulduk' dedi.
Konferansın ikinci gününe ilişkin olarak Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, 'Bugün Türk sigorta sektöründe önemli yeri olan Havuzlar konusunu konferansta değerlendirdik. Riskli sigortalar havuzu, Alacak sigortaları havuzu ve Tıbbi kötü uygulamalara ilişkin sigortalar havuzunu değerlendirdik. Özellikle alacak sigortaları konusunda kasım ayında başlayacak yeni uygulama ve bu konuda oluşturulacak havuzla ilgili bilgiler üzerinden geçtik; sektör için yararlı bir çalışma oldu. Ayrıca Sigorta Tatbikatçıları Derneği bu sene 60. yılını doldurdu. 60 yıl insan hayatında önemli bir zaman. Özellikle bir sivil toplum kuruluşunun 60 yıl faaliyet göstermesi de gerçekten çok önemli' ifadelerini kullandı.

'Her yıl ortalama 4 kaza yapan 79 bin 600 sürücü var bu sürücülerin de aynı şekilde ehliyetine el konulsun'
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu ise, 'Kaza yapma ihtimali sebebiyle alkollü sürücünün ehliyetine daha kaza yapmadan 6 ay el konuluyor, son 3 yılda her yıl ortalama 4 kaza yapan 79 bin 600 sürücü var bu sürücülerin de aynı şekilde ehliyetine el konulsun' dedi.
'Karayollarında kazaların yoğunlaştığı yerler var, onları çözelim. Trafik canavarlarına özel eğitime başladık. 3 yılda 4'er defa kaza yapanlar var. Bunu meslek haline getirenler var. Kaza basit bir şey değil. Alkol kullananın 6 ay ehliyetine el konuluyor, kaza yapma riski var diye, kaza yapanın da ehliyetine en azından belli bir süre el konulsun. Ceza puanlarını bize verin, biz bunu tarifede kullanalım' diyen Eroğlu, sigorta sektöründe 63 şirketin faaliyet gösterdiğini belirtti. Eroğlu şunları söyledi:
'Trafik branşı 13 yıldır zarar ediyor. Bu yıla ilişkin zararı faiz gelirlerinden dolayı kurtardık. Bununla birlikte Kur etkisine ilişkin bir çalışma yaptık. Kur nedeniyle trafik tarifesinin yüzde 12, kasko tarifesinin yüzde 20 artması gerekiyor ama sektör henüz yansıtmıyor. 3 milyar TL'lik parça için dışarıya kaynak aktarıyoruz. Maliyetlerin düşmesi için orijinal parça yerine eşdeğer parça kullanımının artması da önemlidir ve teşvik edilmelidir. Bunların dışında Destekten Yoksun Kalma Tazminatı'nın hesaplanmasında standart yoktur. Bu konuda 'Baremo Modeli' önemlidir. Trafik branşındaki tavan fiyat uygulamasında azami primlerde aylık yüzde 1,5'lik artışların yukarı çekilmesinin ve ayrıca bir defalık yüzde 5'lik artışın yapılmasının sektör için gerekli olduğunu düşünüyoruz.'
Hazine Müsteşar Yardımcısı Ahmet Genç ise yaptığı konuşmada, bankacılık dışı finans sektörünün öneminin gitgide daha da iyi anlaşıldığını belirterek, bunun tek başına devletin yapabileceği bir şey olmadığını, devletin açtığı alanların, alandaki aktörler tarafından doldurulabilmesi gerektiğini anlattı. Aynı zamanda Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olan Ahmet Genç sunumunda, bu yılın ilk yarısında sigorta sektörünün toplam prim üretiminin yüzde 21 artarak 28 milyar TL'ye ulaştığını belirterek, 'Trafik sigortası primleri yüzde 34 büyüyerek 7,5 milyar TL'ye çıkmış ve genel prim artışına en büyük katkıyı yapmıştır dolayısıyla sektör 2017'deki tavan fiyat uygulamasının olumsuz etkilerini prim üretimi bakımından atlatmış görülüyor' dedi.

'2018 yılının ilk yarısı sigorta sektörü bakımından olumlu geçti'
Sigorta şirketlerinin kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası gibi benzer konularda finansal risklerle ilgili uzmanlaşması gerektiğini vurgulayan Genç, '2018 yılının ilk yarısı sigorta sektörü bakımından olumlu geçti' diyerek 18 yaş altı nüfus için BES'üen daha çok hayat sigortasının önemli olduğunun altını çizdi. BES'te 18 yaş altı meselesinin hayat sigortacılığı bağlamında çözülmesi gerektiğini belirten Genç, 'Hayat sigortacılığının eğitim sigortası gibi türleri var. Buna da devlet desteği verilebilir. Bunun dışında, sözgelimi 10 yaşında bir çocuk BES'e girdi. 56 yaşında emekli olması için 46 yıl beklemesi gerekecek. Türkiye'de bu kadar uzun bekleme alışkanlığı yok. 2003 yılında sistem başladığında direkt gönüllü sisteme geçildi. Esasen bizim, belki 20 yıl önce 2'inci ayağa yani iş yeri bazlı emeklilik sistemine geçmemiz gerekiyordu. Türkiye'de otomatik katılım olarak adlandırılan iş yeri bazlı emeklilik sistemine 2017 yılında geçildi ve mevcut düzenlemede çıkışları caydırıcı bir şey yapılamadı; pilot uygulamada, cayma oranının yüzde 10'un altında olması beklenirken bu oran daha yüksek gerçekleşti. Tasarrufları artırmak için 'İşyeri Bazlı Emeklilik Sistemi', en az 1'inci ayak emeklilik sistemi kadar önemlidir. Alacak sigortasıyla ilgili çalışmalar sürmektedir ve teknik altyapının 1 Kasım'da bitirilmesi planlanmıştır. 1 Ocak 2018 de yürürlüğe girmesi beklenen yapının erkene alınarak Kasım 2018 de faaliyete geçmesi öngörülüyor. TARSİM Havuzu'na benzer bir yapı olması planlanan Alacak sigortası yaygınlaştırılmaya çalışılacaktır. Arkasında devletin reasürans desteği olacağı için herkes rahat olacaktır' açıklamasında bulundu.
Konferansın öğleden sonra gerçekleştirilen oturumunun açılış konuşmasını yapan Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler de teknolojiye denetim perspektifinden bakarak, Denetim yaklaşımı, Teknoloji ve denetim faaliyetleri, Veri gizliliği, Tüketici Koruma ve rekabet başlıklarına değindi. Mete Güler yaklaşımlarının 'adil rekabet ve sigortalılar ve sigortacılar açısından güvenli bir sektör' olarak özetlenecek şekilde çok net olduğunu belirtti.
Konferansın ilk gününde gerçekleştirilen panellerde Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkan Yardımcısı ve IUC Yöneticisi Menekşe Uçaroğlu'nun moderatörlük yaptığı 'Katastrofik Riskler ve İklim Değişikliği' ile Sigorta Tatbikatçıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve TSEV Müdürü Mehmet Kalkavan'ın moderatörlük yaptığı 'Teknoloji Sigorta Sektörünü Nasıl Etkiliyor' başlıkları ele alındı.
Konferansın ilk günü akşamında yabancı ve yerli katılımcılar STD 'nin verdiği akşam yemeğinde bir araya geldi.
Konferansın ikinci ve son gününde Sigorta Tatbikatçıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar'ın moderatörlük yaptığı workshopda 'Sigorta Havuzları' konuşuldu.
10. Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansına konuşmacı olarak Dr. Ahmet Genç (Hazine Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı), Mete Güler (Hazine Müsteşarlığı Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı), Mehmet Akif Eroğlu (Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri), Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu (İTÜ), Andreas Vossberg (Munich RE), GeroMichel (Chaucer), Dr. Selim Üçer, John Alarcon ve TobbyWemyss (WillisTower Watson), Menekşe Uçaroğlu (IUC), Dr. İsmail Kızılbay (Quick Sigorta), Yalçın Terlemez (AK Sigorta), Raymond Kairouz (Chedid RE), Uğur Tozşekerli (Aegon Emeklilik ve Yaşam), Fuat Satır (Techsin), Mehmet Kalkavan(TSEV), Ahmet Yaşar (Quick Sigorta), Emre Özer (Coface Sigorta), Tayfun Altıntaş (Güneş Sigorta), Hilmi Karamercan (Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu) katıldı.
Konferans boyunca Sigorta Şirketlerinden ve farklı alanlardan gelen uzmanlar konferans konusu alanlarla ilgili gelişmeleri ve yenilikleri ele alırken yurtiçi ve yurtdışından gelen şirket ve kurum temsilcileri ikili görüşmeler yaptı. Yoğun bir katılımın yaşandığı konferans bu alanda yapılan en önemli etkinlikler arasında yer alıyor.