İzmir'in üç ailesini anmadan olmaz siyaset ve kader söz konusu olduğunda. Üç ailenin dramını en iyi Şevket Süreyya Aydemir anlatır kitaplarında. Bir gün üçünü de yazarım kısmet olursa. Bugün sadece birinden bahsedeceğim.

İzmir'in en köklü, en varlıklı ailelerinden biridir Evliyazadeler ailesi. Varlıklıdırlar, eğitimlidirler ve kızlarını çok iyi yetiştirmişlerdir. Kızları da çok iyi evlilikler yapar. Damatlardan birisi şöhretli bir doktor, diğeri istikbali parlak bir hariciyeci, öbürü ise bir çiftlik ağasının oğludur. Üç damadın yolu da siyasette kesişecek ve herkesin başlangıçta gıpta ettiği evlilikler büyük acılarla sonlanacaktır.

Büyük damat İttihat Terakki'nin güçlü adamı Dr. Nazım'dır. Atatürk'e suikast iddiasıyla İstiklal Mahkemesi'nde yargılanır ve idam edilir. Aile ilk dramın acısıyla tanışır.

Bir diğer damat Cumhuriyet hükümetlerinin ünlü hariciye vekili Tevfik Rüştü Aras'tır. Tevfik Rüştü Aras'ın kızı yine bir başka istikbal vadeden bir hariciyeciyle, Fatin Rüştü Zorlu ile evlenir. Fatin Rüştü Zorlu ailenin bir diğer damadı ile birlikte Yassıada'da yargılanacak ve iki gün arayla ikisi de idam sehpasında can verecektir.

Ailenin diğer damadı Çakırbeyli Çiftliği'nin veliahdı Adnan Menderes'tir. Siyasete girecek, milletvekili olacak, başbakan olacak ve Fatin Rüştü Zorlu'dan iki gün sonra darağacında hayata veda edecektir.

Berrin Menderes Hanımefendiyi düşünürüm, bir insan onca acıya nasıl katlanır, nasıl direnç gösterir anlayamam ama aziz hatırasına saygı duyarım. Sadece iki eniştesi ve eşinin zehri akmamıştır yüreğine. Büyük oğlu intihar etmiş, onun bir küçüğü şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir..

Nereden mi geldim buralara? Söyleyeyim: Türkiye'de bir ilk yaşandı dün bu kentte. Bir hastane odasında bir devir teslim töreni yapıldı. İyi Parti il başkanlığı devir teslim töreniydi bu. Devreden Ömer Süslü, devralan ise Recep Güleroğlu'ydu.

Ömer Süslü başarılı bir işadamıydı, uzun süre MHP'de siyaset yapmış daha sonra da İyi Parti'ye geçmiş, partinin kurucu il başkanı olmuştu. Gençti, idealleri ve iddiaları vardı. Kader onu idealinin peşinde Ankara'ya giderken trafik kazasında yakaladı. Ağırdı durumu, direndi ve kazandı. Dün hastane odasında düzenlenen bir törenle görevini yol arkadaşına devrederken sağlığıyla ilgili oldukça iyi haberler verdi. Umuyor ve diliyorum ki, Sayın Süslü en kısa zamanda sağlığına kavuşur, evine döner, işinin başına geçer ve siyasete kaldığı yerden devam eder.

Siyaset giderek hızlanacak. Günler çabuk geçiyor ve partiler sahaya iniyor. Tüm siyasilerin vatan, millet ve devlet kavramlarında tam anlamıyla birleştiği ve mücadelenin tam bir adap ve edep içinde geçtiği bir seçim dönemi yaşamak umuduyla…