Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ile Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, 81 il Valiliğine resmi yazı yazarak Bakanlıkça dağıtımı yapılan ders kitapları dışındaki hiçbir materyalin öğrencilere aldırılmaması, bunun aksine hareket edenler hakkında Valilikçe işlem tesis edilmesini istemişti. Bunun üzerine büyüyen eğitimde kaynak kitap tartışmalarını Samsun'da görev yapan eğitim sendikası temsilcileri değerlendirdi.

ÖĞRETMENLERİ RENCİDE EDER

Öğretmenlere kaynak kitap nedeniyle soruşturma açmanın, onları bir kere daha rencide edeceğini söyleyen
Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz, "Amaç toplumda 'öğretmenler paragöz' algısı oluşturmaksa, bakanlığın yaptığı şey doğru değil. Kitapları Milli Eğitim Bakanlığı veriyor, çocuklar ondan yararlanıyor ama burada önemli olan nokta öğretmenler para toplayıp mı kitap aldırıyorlar, yoksa 'kaynak kitaptan yararlanın mı?' diyorlar. Öğrenciler, öğretmenlerine hangi kitapları kullanmaları gerektiğini sorabiliyorlar. Öğretmenler de uygun olanları ediyor. Ama öğretmen 'A kitabı alın, sınıfta takip edeceğim' diyorsa yanlış yapıyor. Öğretmenlerin para toplayıp kitap alma işine girmesi doğru değil. Öğrencilerin kaynak kitap kullanmasında bir sakınca yok. Önemli olan niyet. Çünkü sınav odaklı bir sistem, öğretmen değişik kaynaklara yönelin tavsiyesinde bulunabilir. Bunda öğretmeni suçlayacak bir durum söz konusu değil. Cetvel de bir ders aracıdır, değişik kitaplar da öyle. Yeter ki öğretmen parasal ilişkiye girmesin. Bu öğretmen-öğrenci ilişkisini zedeler, bunu kabul edemeyiz. Mevcut ders kitapları hiçbir zaman yeterli olmadı, bir konuyla ilgili binlerce soru tipi var. Öğrencinin farklı kitaplardan yararlanması kadar doğal bir şey yok" diye konuştu.

KAYNAK KİTAP İHTİYAÇ

Özel okullarda kaynak yayınlar kullanıldığını kaydeden Türk Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Levent Kuruoğlu, "Zengin olan çocuğuna her türlü özel ders aldırıyor. Ne yazık ki normal devletin okullarındaki öğretmen arkadaşlarım daha kaliteli eğitim vermek, öğrenciyi geleceğe daha iyi hazırlamak, sınav sistemi içerisinde öğrenciyi rekabet edilebilir bir seviyeye getirmek için yardımcı kitaplar önerdiğinde, iyi niyetli mi kötü niyetli mi olduğunu algılayamadığım birileri çıkıyor yardımcı kaynak kitaba karşı çıkıyor. Bu kitaplar zorla aldırılmıyor. Hangi veli söylüyorsa yalan söylüyor. Birçok öğretmen arkadaşımız bu parayı veremeyecek öğrenci için ücretsiz olarak alıyor. Yıllardır öğretmen arkadaşlarımız bunu dikkatli biçimde yapıyor. Sanki öğretmenler bu kitaplardan çıkar elde ediyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Öğretmen bu işe karışmıyor, sınıf anneleri yürütüyor. Öğretmenin bu kitaptan çıkar sağladığını söyleyenler ayıp ediyorlar. Bu durumda o zaman öğrencilere okumaları için kitap da tavsiye edilemeyecek. Kaynak kitap kullanılmaması öğrencilerin sınav rekabetinde geri kalmasına da neden olur. Öğretmenlere de kaynak kitap üzerinden baskı yapılıyor. Öğretmenler, çocukların diğerleriyle rekabet edebilmeleri için kaynak kitap aldırıyor ama neredeyse bir hırsızlığı kalıyor. Velilere sesleniyorum, kaynak kitaplar kullanılmalı. Çocuk okuyabildiği kadar kitap, erişebildiği kadar kaynak kitap kullanmalı. Diğer çocuklar her türlü kitapla bu mücadeleye hazırlanırken, sizin çocuklarınız da hazırlanabilmeli. Özellikle fakir bölgelerdeki çocuklar daha fazla kullanmalı, onlar okurlarsa bu kesim gelişir. Mühendis, mimar, hakim olurlar; onlar, aileleri ve gelecekleri kurtulur" ifadelerini kullandı.

SORUŞTURMA GEREKÇESİ OLAMAZ

Eğitim-Bir-Sen Samsun Şube Başkanı Nejdet Güneysu ise, kaynak kitap konusunda hiçbir öğrencinin ve velinin zorlanmasının söz konusu olmadığını ifade ederek, "Elbette her zaman öğretmenimiz kaynak kitap tavsiye eder, veli gidip dışarıdan alırsa alır. Bu konuda öğretmen zorunlu tutmaz. Toplumda böyle bir algı var ve öğretmenler, idareciler zor durumda bırakılıyor. Bakanlığımız da bununla ilgili 'herhangi bir zorlama olmasın' diye bir genelge yayınladı. Okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimiz iki arada bir derede kalıyor. Öğretmenler kitaplarla ilgili kendi uzmanlık alanlarına göre tavsiyede bulunabilir. Okullarda eğitimcileri zor durumda bırakmanın bir anlamı yok. Mesele soruşturma boyutuna gelmemeli, zaten alanda böyle bir şey yok. Bakanlık, bazı kitap firmalarının okullara girmesini engellemek amacıyla böyle bir genelge yayınlamış olabilir. Çünkü okul idarecileri üzerinde bir algı oluşturmasına karşı çıkmak içindir. Ders kitaplarımız gittikçe gelişiyor, ders kitabını önemsemeden başka kaynaklara yönelme diye bir şey söz konusu değil. Bu anlamda zorlama ve dayatmalara karşıyız. Ama sadece ders kitabı sınırları içerisinde olacak demek doğru değil. Öğretmenlerimiz çocukların ufkunu açmak için kitap tavsiye edebilir. Bu soruşturma gerekçesi olamaz" sözlerini kaydetti.

SORUN SINAV SİSTEMİ

Kaynak kitap kullanma ihtiyacının sınav odaklı sistemden doğduğunu savunan Eğitim İş Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara da "Bakanlık şu anda okullarda elektronik ortamdan atılacak bilgilerin de kullanılmasını istemiyor. Geçen yıl destekleme ve yetiştirme kurslarında öğretmenlerimiz bakanlık sitelerinden soruları fotokopi çekerek dağıttılar. Sonuçta elemeye dayalı sınav sistemi olduğu sürece, öğrencilerin çok fazla soru çözmesi lazım. Veliler de öğrencilerin çok daha fazla soru çözmesini arzuluyor. 30 kişilik sınıfta 2 veli buna karşı çıkabiliyor. Bakanlık da o 2 veliyi haklı buluyor. Öğretmenler de iki arada bir derede kalıyor. Hangisini yapacaklarını şaşırdılar. Kaynak kitaplara eleştirimiz var, çünkü müfredattan uzaklaşan sorular olabiliyor. Bu sorular öğrencinin gelişimi üzerinde olumsuz etki yaratabilir, başarısızlığı hatırlatabilir. Bu türden bir eğitim yanlış. Bütün bu sıkıntılara yol açan sınav sisteminin değişmesi lazım" dedi.

Zerrin SOMUNCU / ÖZEL HABER