Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR DER) Samsun Şube Başkanı Oğuz Özat, çocuk ve gençlerin sosyal medya kullanımıyla ilgili önemli uyarılarda bulundu. Ebeveynlerin çocukların sosyal medyada karşılaşabileceği 'siber zorbalık' ve çeşitli tehlikelere karşı dikkatli olması gerektiğini savunan Özat, "Ebeveynler çocuk içeride odasında olduğunda rahatlar, ama Atakum'da sahilde olunca panikliyorlar. Oysaki odasında daha tehlikeli artık" ifadelerini kullandı.

ÇOCUK ODASINDA TEHLİKEDE

Sosyal medya platformlarının doğru amaçlarla kullananlar olduğu gibi yanlış amaçlarla kullanan insanların da olduğunu belirten Özat, "Sosyal medya ile aslında birçok fayda da sağladık. Orayı herkes ihtiyacına göre kullanıyor. Gençler daha çok sohbet ve basite indirgenmiş iletişimler için kullanıyor. Sosyal medyadaki platformlarda yaş grupları da farklı. Yanlış kullanımı şu şekilde ifade edebiliriz, günlük yaşamını engelleyecek biçimde ve hatta derslerindeki sorumluluğu bırakıp, gerçek yaşamındaki doğrudan iletişimi bozan insanlar iletişime aykırı kullanımda oluyorlar. Hukukta suç sayılan hakaret, tehdit gibi davranışları sergileyenler var. Kişi sosyal medya yüzünden zarar görüyor mu? Kendisini orada koruyabiliyorlar mı? Ebeveynler çocuk içeride odasında olduğunda rahatlar, ama Atakum'da sahilde olunca panikliyorlar. Oysaki odasında daha tehlikeli artık. Çünkü Atakum'da polis var halk var. Anormal bir sapığa denk gelmemişse, güvensiz bir ortam değil. Ama odasında 7 milyar kişinin olduğu bir platforma giriyor. Neler yaptığı bilinmiyor. Her şeyin fazlası gibi sosyal medyanın fazlası da zarar, aileye çevreye ve kişinin kendisine zarar olabiliyor" diye konuştu.

YASAKLAMAK YANLIŞ

İnsanlarda kendini kanıtlama, değerli olduğunu farkedilmesini sağlama ve övülme ihtiyacının yüzyıllardır varolduğunu kaydeden Özat, "Bahsettiğim ihtiyaçları gidermek amacıyla, bu dönemin kullanıldığı yer sosyal medya. Bu normal bir şey. Yeter ki kendini ve hayatını olumsuz etkileyecek boyutta bir paylaşımlarda bulunulmasın. Birey benlik saygısını yükseltmek veya kendisini göstermek için sosyal medyayı kullanıyor olabilir. Öte yandan akademik, sportif, kültürel başarı yok; çocuklar ip atlayıp, top oynayıp enerji de harcamıyorlar, tamamen evin içerisindeler. Ve hatta iletişim tamamen sosyal medyaya döndü. Beş çocuk oturmuş ama beşi de telefona bakıyor, oysa birlikte vakit geçirdiklerini sanıyorlar. Aileler denetimli özgürlüğü sağlamalı, yasaklamak yanlış. Özellikle ergenlik öncesi çocuklarda internette nerelere girdiğini takip etmeliler. Bununla ilgili devletin sağladığı, cüzi fiyatlarla filtreler var. Bu filtreler telefona yüklenmeli çocuk da bunu bilmeli. Çocuğun bilmesi önemli çünkü onun farkında olup yapmaz. Gizlice yapıldığında tuzaktır, çocuk girebilir. 'Ben bu telefona filtre koyuyorum ve nerelere girdiğini farkındayım' denilmeli. Bu da çocuğun özelini bozmadan, arkadaşlık ilişkilerini etkilemeden sadece gireceği platformlar belirlenmeli. Aileler çocuklarının sosyal medya hesaplarını da takip etmeliler. Hangi platformda harekete geçtiklerinin farkına varmalılar. Bunu da baskıyla öğrenemezler. Tamamen aile için anlaşmalarla olur. Anneyle babayla sosyal medya hesabını paylaşabileceği bir ilişki geliştirilmesi gerekli. Belki ebeynlere abes gelecek ama onun yaş grubuna uygun olan bazı paylaşımlara göz yumulabilir. Buna kuşak çatışması denilebilir, ahlaki sınırlar içerisindeyse 'Böyle bir fotoğraf mı olur?' diye tepki gösterilmemeli" ifadelerini kullandı.

SAPKINLAR İÇİN ALAN

Son dönemde sıklıkla ailelerin bilinçlendirilmeye çalışıldığı 'Siber zorbalık' ile ilgili de bilgi veren Özat, "Kişi herhangi bir şekilde karşısındaki kişinin davranışlarından rahatsız oluyorsa bu zorbalıktır. Sibet zorbalık ise iletişim araçları kullanarak yapılan zorbalık. Bu karşımıza en çok hesaplarını ele geçirmeye çalışma, casus yazılımlar, tehdit, şantaj, küfür, hakaret, cinsel tacizler çıkıyor. Örneğin, pedofili ruhsal bir hastalık, cinsel bir sapkınlık. Üstelik çok da var. Günlük hayatlarında farkedildikleri, ihbar edildikleri için internet onlar için bir alan. İnternette doğru insanlar olabildiği gibi yanlış insanlar da var. Bu yüzden aileler kullanılan platformlara dikkat etmeli. Eskiden 'Tanımadığın birinden çikolata alma' denilirken, şimdi 'Tanımadığın birinin hesabı ekleme' deme durumuna geldik. Sapkın biri farkediliğinde ihbar ediliyor, tutuklanıyor. Ancak bazen bu sapkın kişiler, yurtdışı kaynaklı ulaşılamayacak hesaplar kullanabiliyor. Bu iş çocuk ve bizde bitiyor. Böyle bir olay yaşandığında mutlaka şikayet etmeliyiz, farkettiysek ihbar etmeliyiz. Devletimiz siber suçlarla etkin bir mücadele veriyor" dedi.

Zerrin SOMUNCU / ÖZEL HABER