Birbirinden ayrılmasını bırakınız, düşünülmesi bile akla ziyan iki temel kavram üretim ve siyaset. Ama ne yazık ki bizde üretim deyince akla çoğunlukla ve sadece tarım gelir de niyeyse sanayi gelmez ya da pek az gelir.

Ülkemiz ve kentimiz yeni bir seçimin arifesinde. Ve yine hem ülkemiz hem de kentimiz, adına ister muhalefetin bazı kesimleri gibi kriz deyiniz ister Cumhurbaşkanı ve iktidar sözcülerinin ifadesiyle bir ekonomik saldırı, bir kuşatma ve var olma savaşı deyiniz, ne derseniz deyiniz şunu kabul etmek durumundayız ki zor günlerdeyiz. Bunu hepimiz hayatımızda hissediyoruz ama bir grup insan var ki onlar çok daha yakından ve çok derinden hissediyor. Onlar da sanayiciler.

Sahaya inmeye başladıkları şu günlerde Samsun siyasetçilerinin yani milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve aday adaylarının öncelikle iki kesimle kentte, organize sanayi bölgelerinde büyük sanayicilerle, küçük sanayi sitelerinde, KOBİ'lerde orta ölçek yatırımcılarla ve köylerde az da kalsalar tarımsal üretim yapanlarla bir araya gelmeleri şart. Anlatmak için değil, dinlemek için, derdi yerinde tespit etmek, sahadaki gerçekleri daha yukarılara lisan-ı münasiple taşımak için.

Samsun bu ülkenin önemli bir kenti; Allah her türlü güzelliği ve imkanı vermiş. Denizle orman, bir başka ifadeyle maviyle yeşil bu kentte kucaklaşır. Denizin iyodu dağın oksijeni aynı günde ve on beş dakika farkla solunabilir. Türkiye'nin iki nehri Anadolu'nun bereketli topraklarını bu kentin iki ovasına, Bafra ve Çarşamba ovalarına taşır. Bereket gelir Anadolu'dan bereket fışkırır bu topraklardan.

Ne yazık Samsun sahip olduğu kaynak zenginliğini üretime yeterince aktaramamıştır. Türkiye'nin ilk demiryolu bu kenti bağlar Anadolu üzerinden Ortadoğu'ya, Afrika'ya. Samsun limanı bu ülkenin yapılış tarihi itibariyle üçüncü limanıdır. Samsun, havayolu, karayolu, demiryolu ve deniz ulaşımına sahip üç ilden birisidir aynı zamanda. Bunca avantaja rağmen sanayide ve dolayısıyla üretimde hak ettiği yerde olmaması talihsizliktir.

Siyasetçilerin, hangi partiden olurlarsa olsunlar, bu kentin üreten insanlarına kulak vermesi, onları dinlemeleri ve onlarla bir ortak çözüm aramaları şarttır.