Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilen Dörtlü Suriye Zirvesi saat 16.20 sıralarında başladı. Vahdettin Köşkü'nde gerçekleşen zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel katıldı. Liderler zirve öncesinde köşkü gezerek aile fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 3 saat süren zirvenin ardından liderler ortak basın toplantısı düzenledi.

'Rejimin hamileriyle birlikte İdlib'e yapacağı askeri harekat kabul edilemez'
Zirve sonrasında açıklamalarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 'Amerikan halkı ile ilgili olarak taziye dileklerimi dile getirmek isterim. Sinagogda yaşanan saldırıdan dolayı onların yanındayız. Bu zirve Suriye meselesiyle ilgili olarak zaten mevcut olan formatların yaklaşmasını ortaya koydu. Zaten birkaç ay önce birlikte çalışmalıyız demiştik. Bir yıla aşkın sürede bu süreçlerin birbirlerine yaklaşması gerektiğini söylemiştim. Astana grubu üyeleri ve ABD ve diğer ülkeleri eş güdüm içinde hareket ediyoruz. Terör ile mücadele alanında devam edilen bir mücadele, bunun askeri ve siyasi öncelik olduğunu unutmamalıyız. Bu bağlamda terörle mücadele devam ederken aynı zamanda yapılacak askeri harekatların insani yardım konusunda saygı göstermesi gerektiğini unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib'e götürüyor. Bu konuyla ilgili olarak biz açık bir şekilde söyledik, rejimin hamileriyle birlikte İdlib'e yapacağı bir askeri bir harekat, saldırı kesinlikle kabul edilemez olacaktır, insani konularla ilgili olarak. Burada Avrupa'nın, bölgenin ve Türkiye'nin istikrarı söz konusudur. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni sığınmacı dalgaların ortaya çıkması anlamına gelecektir' dedi.

'Kimyasal silah nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez'
İdlib'teki çalışmanın kalıcı ve sürdürülebilir olmasının önemine değinen Macron, 'Rusya ve Türkiye birkaç hafta önce harfiyen yerine getirilmesi gereken mutabakata imza attılar. Bu konuyla ilgili teminatlar dile getirildi, biz de bunu sonuç bildirgesinde belirttik. İdlib'te kalıcı ateşkesin sürdürülmesi çok önemli. Türkiye Cumhurbaşkanının bu konuda yaptığı istihbarat paylaşımı ve insani yardım konularına katılıyoruz. Rusya'ya da Suriye'deki rejimi üzerinde baskı kurması konusunda güveniyoruz. Konuyla ilgili olarak bölgede ve dünyanın diğer bölgelerde kimyasal silahları kabul edilemez. Nerede kullanılırsa kullanılsın kabul edilemez' diye konuştu.

'Anayasa Komitesinin toplantısının yapılması hayati öneme sahip'
Suriye'de iki savaş olduğunu söyleyerek konuşmasını sürdüren Macron, 'Siyasi süreç konusu Suriye'de iki savaş süregeliyor. Hep birlikte teröristlere karşı bir savaş var, tüm terör gruplarına karşı ve bir de Suriye rejiminin kendi muhaliflerine karşı çatışma ve bunun sonucu olarak milyonlarca sığınmacı var. Bunun siyasi çözüm bulunmasından geçiyoruz. Tüm Suriyelilerin ülkelerine dönmesi için çözüm gerekiyor. Biliyoruz ki rejim asker olarak fetih mantığında davranıyor bu da Suriye'nin istikrarı sağlayacak bir yaklaşım değil. Soçi toplantısından 10 ay sonra anayasa toplantısını yapmış değil. Sene sonuna kadar listelerin onaylanmasını ve toplantının yapılmasını istiyoruz. Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz hakkına sahip olmalı, şeffaf ve özgür seçimlerin uluslararası gözetim altında yapılmalıdır. Şu anda elle tutulur bir jest görmedik. Konuyla ilgili güçler konuyla ilgili mekanizmayı hayata geçirmeye çalışıyor, bugün de bunu yaptık. Anayasa Komitesinin bir an önce toplantısıyla ilgili toplantının bir an önce yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu biliyoruz' şeklinde konuştu.

'Siyasi çözüm getirilmediği sürece sığınmacıların ülkelerine dönüşleri inandırıcı ve kapsayıcı olamaz'
Mültecilerin geri dönüşleriyle ilgili konuşan Macron, 'Mültecilerin geri dönüşü konuşunda Türkiye, Ürdün'ün ve Lübnan'ın çabalarını takdirle karşılıyorum. Bu ülkeler sorumluluklarını uzun yıllardır yerine getirerek Suriye'den kaçan ve başka ülkelere giden sığınmacıları ağırlıyorlar. Açık konuşmak gerek sığınmacıların geri dönmesi inandırıcı ve kapsayıcı olamaz. Siyasi bir çözüm getirilmediği sürece. Çünkü bu kişiler rejimin gaspından kaçıyorlar. Her birimizin İdlib ile ilgili olarak yaptıklarımızı ülkeyle ilgili yapmazsak bunun önüne geçemeyiz. Mülteciler konseyinin belirlediği şartlar dahilinde geri dönüşünü ancak onların geri dönüşü gerekli şartlar sağlandıktan sonra sağlanır. Güvenli, insan hassasiyetine uygun gönüllü alt yapıdan bahsediyorum. Bu zirve son derece yararlı bir aşama oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir daha teşekkür ediyorum. Bizlerin sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Birkaç milyon Suriyeliden bahsediyoruz. Aslında bütün bölgeyi ilgilendiriyor. Bugün görüştüğümüz konular önümüzdeki aylarda bizlere sorumluluk yüklüyor' ifadelerini kullandı.