Çeşme Alper Çizgenakat Hastanesinde açılan stantta, organ bağışı ile ilgili broşürler dağıtılırken, hastanenin Hemodiyaliz Ünitesi Sorumlusu Dr. Hale Yazgan ve sorumlu hemşire Nurdane Özay, standa gelen vatandaşlara organ bağışının önemi hakkında bilgi verdi.
Organ Bağışı Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Çeşme Alper Çizgenakat Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Atıl Birol, görev yapmayacak derecede hasar gören organlar yerine, canlı veya beyin ölümü gerçekleşen bireylerden organ naklinin gerçekleştirilebildiğini belirterek, 'Türkiye'de; böbrek, karaciğer, lap, akciğer, pankreas, ince bağırsak gibi organlar ile kalp kapağı, kornea, kemik iliği, deri, yüz, el, kol ve bacak gibi doku nakilleri başarılı şekilde gerçekleşmektedir. Karaciğer ve böbrek canlıdan da nakil yapılıyorsa da, diğer organlar için beyin ölümünün gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İstatistiklere göre, yılda 2 bin 600 kişi organ nakli olmadığı için hayatını kaybediyor. Ülkemizde canlı vericiden nakiller yüzde 80'lerde iken, kadavradan nakiller yüzde 20'lerde seyrediyor. Türkiye'deki organ bağışı rıza sistemine göre, kişiler hayattayken bağışçı olabiliyor ya da öldükten sonra ailesi izin verdikten sonra organları alınabiliyor' dedi.
Hastanede diyalize bağlı yaşarlarken, organ nakli ile hayatı değişen hastalar hakkında da bilgi veren Başhekim Birol, 'Hastanemizin Hemodiyaliz Ünitesinde, 15+1 makineyle hizmet sunuyoruz. Haftanın altı günü, iki seans olarak hizmet veriyoruz. Yazın ise, artan hasta sayısı nedeniyle, 19+1 makine ve üç seans olarak hizmet veriyoruz. Ayrıca nakil için uygun hastaları belirleyip ileri merkeze yönlendiriyoruz. Mehmet Yağlı, Ülkü Ertaş İnce, Rasim Celepli, uzun yıllar hemodiyaliz tedavisi alıp, başarılı nakil yapılan hastalarımızdan. Mehmet Yağlı ve Rasim Celepli'ye kadavradan nakil yapıldı. Ülkü Ertaş İnce'ye ise ablasından böbrek nakli yapıldı. Üç hastamız da kendilerini yeniden doğmuş gibi hissediyorlar' şeklinde konuştu.

'Organ bağışı ile büyük ikramiye bize çıktı'
8 Şubat'ta kadavradan böbrek nakli olan 66 yaşındaki Mehmet Yağlı, 'Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesine organ nakli için müracaat etmiştim. Bir yıl sonra beni aradılar. Kontrolüm yapıldıktan sonra, 8 Şubat tarihinde organ naklim gerçekleşti. Organ naklim gerçekleşinceye kadar 3 yıl diyalize girmiştim. Organ nakli olduktan sonra sağlığıma kavuştum. Bir gün eşimle Kemeraltı'nda yürüyordum. Oradaki bir Milli Piyango satıcısı, 'büyük ikramiye, size de çıkabilir' diye bağırıyordu. Eşime dedim ki, 'organ bağışı ile büyük ikramiye bize çıktı'. Sağlık o kadar önemli ki, Milli Piyango'dan çıkacak ikramiye bile yanında hiç kalır. Buradan herkese çağrıda bulunmak istiyorum; organ bağışlayarak, hayat kurtarın' diye konuştu.
Böbrek nakli gerçekleşen Mehmet Yağlı'nın eşi Oya Yağlı da 'Diyalize girerken çok sıkıntılı günlerimiz oluyordu. Eşimin hayatı kısıtlanıyordu. Çok şükür bulundu. Haberi aldığımızda yaşadığımız sevincin tarifi imkansız. Bizi sabaha karşı aramışlardı. 'Uygun organ bulundu, hemen gelmeniz gerekir' dediler. Büyük bir heyecanla, apar topar gittik. Hemen tahliller yapıldı ve ameliyat oldu. Nakilden sonra hayatımız bambaşka oldu. Yaşantımız değişti. Umuyorum ki, organ nakli bekleyen herkes, organ bağışları sayesinde aradıkları organa kavuşurlar' dedi.

'Sanki hayata yeniden geldim'
Kadavradan böbrek nakli gerçekleşen 64 yaşındaki Rasim Celepli de, şöyle konuştu:
'Bu yılın Şubat ayı sonunda kadavradan böbrek naklim gerçekleşti. Böbrek naklinden önce, Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesinde, 2 yıl 3 ay diyalize girmiştim. Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesine organ nakli için kaydolmuştum. Şubat ayında beni aradılar. Hastanede gerekli tahlilleri yaptıktan sonra organ naklim gerçekleşti. Organ nakli haberini aldığım zamanki duygularımı anlatamam. Hastaneye gittiğimde tansiyonum adeta tavan yapmıştı. Hiçbir tansiyon problemim olmadığı halde heyecandan tansiyonum çok yükselmişti. Böbrek nakli olduktan sonra sanki hayata yeniden geldim. Diyalizdeyken, haftanın 3 günü, 4 saat diyalize bağlıydım. Çok şükür şimdi diyaliz sorunum yok. İstediğim her şeyi yapabiliyorum. Herkesi organlarını bağışlayarak hayat kurtarmaya çağırıyorum. Benim kızım da kartı doldurarak organlarını bağışladı.'
11 yıldır diyalize girdiğini söyleyen Ülkü Ertaş, gözyaşları içinde zorlukla anlattığı öyküsünde, '8 Ağustos tarihinde, ablamın bir böbreğini bana naklettiler. 19 yaşında diyalize girmeye başlamıştım. Ablamdan organ nakli olabileceği haberi benim için hem sevinç, hem de hüzün oldu. Yeni evlenmiştim ama böbrek yetmezliği nedeniyle çok zorluk yaşıyordum. Ablam hiç düşünmeden böbreğini bana verdi. Böbrek uymaz diye çok korkuyordum. Uyunca çok sevindim ama organ nakli gerçekleştikten sonra hayatım değişti. Şimdi bebek de hayal edebiliyorum. Umuyorum ki, bundan sonra her şey çok daha güzel olacak. Hastalığım nedeniyle evde oturmaktan çok bunaldım. Doktoruma sordum, 'çalışabilirsin' dedi ama iş bulamıyorum. Ağır işler haricinde her işte çalışabilirim' diyerek iş konusunda yardım istedi.

'Organ bağışlayarak, bizlere hayatı bağışlayın'
Diyalize bağımlı yaşamak zorunda kalan Perihan Gelişgen de organ nakli arayışını şöyle dile getirdi:
'4 yıldır diyalize geliyorum. Kronik böbrek yetmezliği hastasıyım. Organ nakli bekliyorum. Bu hastalıktan kurtulmak istiyorum. Haftanın 3 günü, evdeki çoluk çocuğumuzu bırakıp, diyalize geliyoruz. 4 saat makineye bağlıyız. Duyarlı insanlara seslenmek istiyorum; lütfen organlarınızı bağışlayın. Diyaliz hastalarının yaşadıkları kolay değil. Organ bağışlayarak, bizlere hayatı bağışlayın.'
3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle, Çeşme Alper Çizgenakat Hastanesinde açılan stantta organlarını bağışlayan Şerife Tercan ise 'Babam da bu hastanede diyalize bağlanıyor. Böbrek yetmezliğinin ne kadar zor olduğunu görüyorum. Organ Bağışı Haftası olduğunu öğrenince ben de organlarımı bağışladım. Herkesin de bağışlamasını diliyorum. Organ bağışı gerçekten çok önemli' ifadelerini kullandı.