Bu nasıl bir yürek ki birden fazla sevdayı taşımaz, taşıyamaz. Sevdalar mı çok ağır, yürekler mi çok cılız ya dar çok mu dar ki iki sevdayı bir yüreğe sığdıramaz insanoğlu.

Biz kolay seven ama adam gibi seven, sevdi mi sonuna kadar hem de ölümüne seven bir maziden geliyoruz. Her pınar başında bir başka güzele sevdalanan Karacaoğlan da bizimdir 'yaratılanı yaratandan ötürü seven' Yunus Emre de bizimdir. Biri Türkmen ozanı diğeri Türkmen dervişi, bize sevda onlardan mirastır. Ama sevdamızın aslı, başlangıcı alemlerin yaratıcısı Allah'ı ve onun bu alemi yüzü suyu hürmetine yarattığı Hazreti Muhammed'i sevmektir.

Sevmek ve sevdirmek yerine korkmak ve korkutmak kimin icadıdır, kim tarafından ve ne zaman sevgiyi kovdu da yüreğimizi teslim aldı korku denen canavar, bilmem, bilemem. Ama dehşete düşerim düşündükçe ve de kötü örneklerini gördükçe.

Korkmak değildi bu yazının konusu, bir yürekte birden çok belki de binden çok sevdaya yer aramak ve bulmaktı ama konu beni aldı korkuya getirdi. Hoş belki de böyle başlamak da işin doğrusu; zira 'şerri defetmek hayrı celp etmekten önce gelir.' Bu Mecelle hükmüdür. şerri kovmadan hayra yer açamazsın, korkuyu kovmadan sevgiye yer bulamazsın yüreğinde, buldum desen de sevgi bu yalana inanmaz, görmeden gelmez, bilmeden sevmez, sevemez.

Hem Osmanlıyı hem Cumhuriyeti, hem Abdülhamit Han'ı hem Namık Kemal'i, Mehmet Akif Ersoy'u, Kazım Karabekir Paşayı ve Mustafa Kemal Atatürk'ü aynı yüreğe sığdıramaz, aynı anda sevemez miyiz? Farklı çağlarda ya da aynı çağda yaşamış ve birbirleriyle farklı düşünmüş ve hatta çatışmış olmaları bizim birinin tarafını tutup diğerine düşman olmamızı niye gerekirsin ki? Hepsi de bizim ve ben hepsini de seviyorum. Sevmeye de devam edeceğim, onlar zamanında birbirlerini sevmemiş olsalar bile. Çünkü onlar benim, çünkü onlar bizim.

10 Kasım geliyor ya şimdiden başladı bazı çevrelerdeki küçük oyunlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının seneyi devriyesini anmaktan kaçınmalar ya da 10 Kasım'ı bahane ederek Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyete saldırmalar. BOP ya da GOP denen dehşet senaryosu her geçen gün hedefe doğru ilerliyor. Ne yazık ki vatanımız da Fas'tan Çin denizine 22 ülkenin -ki tamamı Müslüman'dır- rejimlerinin ve sınırlarının değiştirileceğinin yıllar önce ABD dışişleri bakanının ağzından açıklandığı bu projenin kapsama alanında ve hedefindedir. Ve biz hala kendi değerlerimiz etrafında birleşerek bu yaklaşan dış tehdide karşı koymak yerine kısır ve aptal düşmanlıklarla ayrışarak o emellere çanak tutuyoruz. Yazık…

Mustafa Kemal Atatürk bugünkü var oluşumuzu borcu olduğumuz Milli Mücadelenin başkumandanıdır. O ve silah arkadaşları nurlar içinde yatsınlar…