FORMA DAĞITILDI

Haberaks TV'de Yılport Samsunspor'un nabzının tutulduğu 'futbol55' programı Kırmızı- Beyazlıların gurbetçi futbolcularından İshak Doğan ve Ramazan Çevik'i ağırladı. Selçuk Kaya ve Murat Sandıkçı'nın hazırlayıp sunduğu programda 5 şanslı taraftara da İshak Doğan ve Ramazan Çevik imzalı formalar dağıtıldı. İshak ve Ramazan, futbola başlama hikayelerinden, Türkiye'ye ve Samsunspor'a geliş süreçlerine kadar özel yaşantılarıyla da ilgili önemli açıklamalar yaptı. Her iki isim de Yılport Samsunspor'u projeye, kulübe ve Başkan İsmail Uyanık'a çok inandıkları ve güvendikleri için seçtiklerini ifade etti.

HİÇ DÜŞÜNMEDİM

İshak Doğan, kendisine sorulan sorulara şu cevapları verdi: "Babam da genç yaşta Almanya'ya gitmiş. Babam orada kalınca annemi ve ağabeylerimi de ortaya almış. Ben Almanya'da doğdum, büyüdüm ama her zaman kalbim ülkemdeydi. Türkiye'den teklif gelince hiç düşünmedim. Yurt dışında olanların içinde hep bir Türkiye özlemi vardır. Bende de öyleydi, Ankaragücü'nden teklif gelince hemen kabul ettim. Ankaragücü çok büyük bir camia. 1,5 yıl büyük bir tecrübe elde ettim. Fatih Tekke, Vitek ve Sestak gibi büyük oyuncularla oynadım. Sonrasında orada zorluklar başladı. Tabiki ben yoklukla büyüdüğüm için bu zorluklara göğüs gerdim. O yıl biz küme düştük ama herkes o Ankaragücü'nü hatırlar. Belki hepimiz gençtik, kalitemiz düşüktü ama yüreğimizi ortaya koyuyorduk. Islak formalarla oynadık, ikinci formamız yoktu. Samsunspor'a karşı da o sezon iki maç oynadım. Birisinde ligde 3-0 mağlup olmuştu. Spor Toto Kupası maçında da 0-0 berabere kalmıştık."

PİŞMAN DEĞİLİM

"Tabiki Ankaragücü'nden sonra teklifler geldi. Karabük'le anlaştım. Ardından Trabzonspor'a gittim. Trabzon'u tercih ettim, pişman değilim. Orada da sezon başı çok fazla transfer vardı ve uyum sorunu yaşadım. Oradan sonra Karabük'e geri döndüm. Ankaragücü, Karabük, Eskişehir ve Trabzonspor büyük kulüpler. Hepsi de Süper Lig'in organize kulüplerinden. O takımlarda forma giydiğim için çok mutluyum. Babam için eğitim ilk sıradaydı. Benim için de öyleydi. İkisinin bir arada yürüteceğime söz verdim ve babam futbola başlamama onay verdi. Notlarım iyi olduğu sürece oynayabileceğimi söyledi. Asla futbolcu olacağım diye futbola başlamadım. İyi bir evlat olmak, kötü alışkanlıklardan uzak durmak için futbola başladım. Beni de kötülüklerden uzak tuttu. İşler ciddiye binince, önümü görünce futbolu tercih ettim. Okulum da iyiydi aslında. Anneler babalara seslenmek istiyorum çocuklarınızı baskı altına almayın. Yeterki onları meslek seçiminde özgür bırakın. Onları teknolojiden uzak tuttuğumuz zaman faydalı bir nesil yetiştireceğimize inanıyorum. Aileler çocuklarına ilgi göstersinler ve arkalarında dursunlar."

MİLLİ TAKIM ANISI

"Milli Takıma çağırıldığımda çok sevinmiştim. 2012'de Gökhan Keskin hoca beni A2 Milli Takımı'na çağırmıştı. Ardından ise 2014'de A Milli Takıma çağırıldım. O zaman Karabük'deydim. Böyle bir şey de beklemediğim için önceden Almanya'ya ailemin yanına gitmek için uçak biletlerini almıştım. Karabük'ten Ankara'ya gidiyordum. Telefon da çekmiyor. Telefon çeken bir yerden geçerken, bir anda üst üste mesajlar gelmeye başladı. Bir baktım ki A Milli takıma çağırılmışım. O ara inanılmaz duygulandım. Tarif edemem. Böyle de bir anım var. İnşallah o günleri yeniden görürüm. Hedefimiz Samsunspor'un yeniden Süper Lig'e dönüş sürecinde katkı sağlamak. Bunun için çalışıyoruz. Süper Lig yolunda taraftarımızdan büyük güç alıyoruz. Keçiörengücü maçımıza da taraftarları bekliyoruz. Her maçta amacımız taraftarlara güzel bir futbol şöleni sunmak. Stadımıza bayanlar, çocuklar geliyor tribünler renkli oluyor. Bizlerde onlara iyi futbol göstermeye çalışıyoruz. Onlar maça gelsin, onların desteğiyle Keçiörengücü'nü yeneceğiz. Onların da güzel bir çıkışı var. İyi çalışıyoruz, 3 puan istiyoruz. Elimizden geleni yapacağız."

İLGİNÇ DİYALOG

"Niğde deplasmanı zor bir deplasman. Bundan dolayı 2 gün önce gittik. Orada rakım yüksek. Bunlar belki ufak detaylar ama önemli. İlk 10-15 dakika bocaladık. Ancak ardından oyunu tamamen elimize aldık. İlk kez futbol oynamak isteyen bir takımla karşılaştık diyebilirim. Aynı Altınordu gibi oynamaya çalışıyorlar. Sevindirici nokta tabiki galibiyet ama fazla pozisyon da vermedik. 3 puan çok önemliydi. Maçta golü Erkam attı. Maç öncesi soyunma odasında Erkam'la yan yana oturuyoruz. İrfan da geldi. Sohbet gollerden açıldı. Erkam'a 'O kadar senedir oynuyorsun kaç golün var' dedim. 'Hiç golüm yok' dedi. İrfan'la şaşırdık. Erkam çok kaliteli ve beğendiğim bir futbolcu. Oyun zekası yüksek. Maçtan önce Erkam'ın gol atmadığını konuştuk, maçta golü Erkam attı. İnşallah son golü de olmaz. Çok şık bir goldü, Erkam'dan devamını bekliyoruz."

BABAM MADEN İŞÇİSİ

Programın diğer konuğu Ramazan da, ilk olarak futbola başlama hikayesini anlatırken, şunları kaydetti: "Babam maden işçisiydi. Zonguldak'ta madende çalıştı ardından da annemle Belçika'ya yerleşmişler. Orada da madende çalışıyordu. Orada emekli olunca da Türkiye'ye dönmemişler. Futbola Belçika'da 9 yaşında başladım. Çok meraklıydım futbola, evin içinde de oynardım, annem kızardı. Belçika'da oturduğumuz mahallenin takımında başladım. Genk'e ve Standart'a transfer oldum. Hollanda'da kiralık olarak forma giydim. Ardından da Türkiye'ye geldim. Ben Türkiye'de ilk olarak Antalyaspor'a transfer oldum. Samet Aybaba'ydı Antalya'da hoca. Beni takip etmiş. Devre arasında da Antalyaspor'dan teklif gelince fazla düşünmeden Türkiye'ye geldim. Sinopluyum. 20 yaşındaydım Antalya'ya geldiğimde. Her şey güzel başladı ama sonradan sıkıntılar yaşadık. Yeni gelmişim Türkiye'ye alışmak da zor. Ardından Hacettepe, Eyüpspor ve geçen yıl da Sakaryaspor'da forma giydim."

CELİL AĞABEY ARADI

"Bu sezon başı Celil abi aradı ilk beni. Samsunspor'un büyük bir camia olduğunu biliyordum, Karadenizliyiz dışarda olsak da takip ediyoruz. Beni aradıklarında Belçika'daydım. Telefon gelince buraya geldik, görüştük ve her şey olumlu geçti. Çok sıcak bir ortam vardı. Buranın da ne kadar büyük bir camia olduğunu biliyordum ve fazla düşünmedim. Biz hepimiz sezon başında yeni geldik. Çok transfer vardı. İlk haftalarda uyum süreci yaşadık. Benim için de öyleydi. Şehir değiştirdim, alışmak kolay değil. İlk haftalar onun sıkıntısını yaşadık. Sonrasında yavaş yavaş takım oturmaya başlayınca, iyi sonuçlar almaya başladık. Bir tek Sancaktepe maçında rakibimiz bize üstün bir oyun oynadı. Onun dışında bütün lig maçlarında tüm rakiplere üstünlük kurduk. Ben de 9 maçta ilk 11'de forma giydim ve 8 galibiyet 1 beraberliğim var. Son haftalarda gol yemiyoruz ve çok gol pozisyonuna giriyoruz. Takım olarak da sahada iyi duruyoruz ve rakiplere üstünlük kuruyoruz."

HEDEF SÜPER LİG

"Gümüşhane ve Sancaktepe maçlarında daha sezon başında kadroda yoktum. Küsmedim. Ardından 4. hafta Eyüp maçıyla seriye bağladım. Çok çalıştım ve formayı kazandık. Buraya her gelen oynamak için geliyor. Büyük bir camiaya geliyor ama bu biraz da hocanın kararı ve bizim performansımız. Samsunspor büyük bir camia. Bu projeye inanarak geldim. Hedefim takımın ilk olarak TFF 1. Ligi, ardından da Süper Lig'e çıkmasında fayda sağlamak. İnandığım ve güvendiğim için buradayım. İnşallah 2 yıl sonra Süper Lig'de oynamak bana nasip olur. Bu lig zor bir lig. Çoğu takımlar, bu ligde futbol oynamayı değil, rakibi bozmaya dayalı oynuyor. İlk haftalar bunun sıkıntısını da yaşadık. Biz deplasmanlarda bize rakibe oyun üstünlüğü kuran bir takımız. Erken gelen uyarıyla da kendimize çeki düzen verdik. İnşallah bu yolun sonu şampiyonluk olur. Taraftar bizim için inanılmaz bir güç. 17 bin kişi bu ligde bizi desteklemeye geliyor. Bu çok büyük bir rakam. Rakibe de ciddi baskı oluyor bu durum. Onları Keçiörengücü maçına da bekliyoruz."

ARADA FARKLAR VAR

İki gurbetçi futbolcu İshak ve Ramazan, yurt dışı ile Türkiye'deki futbola bakış açısıyla ilgili sorular soruya ise ortak olarak, "Türkiye'de her şey daha fanatik. Yurt dışında ise sosyal aktivite olarak insanlar maçlara gidiyor. Türkler olarak bizler maçlara fanatik olarak gidiyoruz. Türkiye'ye geldikten sonra orada izlediğim maçlardan fazla zevk almamaya başladım. Çünkü statlarında Türkiye'deki gibi atmosfer yok. Bizler futbolu çok yaşıyoruz. Kendimizi fazla kaptırıyoruz. Bundan dolayı zaman zaman hoş olmayan görüntüler de oluyor. Bir derbiyi geride bıraktık keşke o olaylar olmasaydı. Bu bir futbol. Sahada oynanıyor ve sahada kalmalı. Ama öyle olmuyor. Herkese iyi örnek olmak lazım. Yurt dışında özellikle bizim oynadığımız Almanya ve Belçika'da futbol sistem olarak çok daha ileride. Çocuk yetiştirmekten, altyapıya, A takımlara kadar her şey daha sistematik."