Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarla ilgili soruşturmaların derhal başlatılması, hassasiyet ve titizlikle yürütülmesi için Genelge gönderdi.

Bakan Gül, çocuklara ve kadınlara yönelik işlenen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarla ilgili soruşturmaların, bu kapsamda uygulanan koruma tedbirlerinin ve delil mahiyetindeki görüntülerin son zamanlarda yazılı ve görsel basında fazlaca yer alması üzerine Cumhuriyet Başsavcılıklarına ' Çocuk ve Kadınlara Karşı İşlenen Cinsel Suç Soruşturmaları' başlığıyla genelge gönderdi.

KORUMA TEDBİRLERİ ETKİN ŞEKİLDE UYGULANACAK

Cinsel suçların, mahiyeti itibariyle mağdurlar üzerinde fiziksel ve duygusal olarak kısa ve uzun dönemde yıkıcı etkilere sahip olduğunun vurgulandığı genelgede mağdur veya mağdurların yakınları üzerinde de benzer sonuçlara yol açtığı belirtildi. İlgili adli işlemlerin titiz biçimde yerine getirilmesi tüm toplumsal kesimlerin ortak hassasiyet noktasının oluşturduğunun bildirildiği genelgede söz konusu suçların niteliğine göre, koruma tedbirlerinin gecikmeksizin ve etkin bir şekilde uygulanması da önem arz ettiği vurgulandı.

ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİ İKİNCİL ÖRSELENMEYİ ÖNLÜYOR

Delillerin zamanında ve eksiksiz toplanmasının, hukuki değerlendirmelerin de buna göre yapılmasının öneminin anlatıldığı genelgede, mağdur çocukların ikincil örselenmesinin önüne geçilmesi için Çocuk İzlem Merkezi'nin (ÇİM) aktif kullanılması gerektiği vurgulandı. Türkiye'de 32 ilde 35 kurum bünyesinde kurulan ÇİM'de mağdur çocukların ifadelerinin bizzat Cumhuriyet Savcıları tarafından alınmasının ikincil örselenmeleri en aza indirgeyeceğinin belirtildiği genelgede, şu ifadeler yer verildi:

"Çocuk İzlem Merkezlerinde mağdurun ifadesi adli görüşme odasında, alanında uzman personel tarafından aynalı bir odada, ses ve görüntü kaydı yapılarak alınmakta, ifade sırasında aynanın arka tarafında Cumhuriyet savcısı, kolluk, mağdur çocuk avukatı, adli tıp uzmanı, çocuk psikiyatrı bulunmakta ve ifadeyi izlemektedir. Diğer yandan, 24.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Adli Görüşme Odaları Yönetmeliği ile 49 il ve 56 adliyede, 59 adli görüşme odası kurularak, fail ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu veya ifadesinin özel ortamda alınması gerektiği değerlendirilen, başta cinsel suç ve aile içi şiddet suçu mağdurları olmak üzere, mağdur, tanık ve suça sürüklenen çocukların ifade ve beyanlarının uzman aracılığıyla alınmasına imkan sağlanmıştır. Mağdur çocuğun ifadesinin alınacağı yerde Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) bulunmaması halinde, işlenen suç nedeniyle psikolojisi bozulmuş mağdur çocuğun ifadesinin alınması sırasında Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca uzman bulundurulması ve işlemin görüntülü ve sesli olarak kayıt altına alınması gerekmektedir. Şu halde, çocuğun cinsel istismarıyla ilgili soruşturmalarda, olayın çocuk üzerinde yarattığı etki de dikkate alınarak; çocuğun bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenmesi ve ikincil örselenmenin önüne geçilebilmesi amacıyla bu işlem sırasında suçun nitelendirilmesi için sorulması gereken tüm hususların sorularak olayın aydınlatılması söz konusu olumsuz etkiyi azaltacaktır.

MAĞDURA YAKLAŞIM KILAVUZU

Adalet Bakanlığı tarafından ayrıca, suç mağdurları ile temas halinde olan kamu görevlilerinin mağdurlara yaklaşımına ilişkin ilke ve davranış kurallarını içeren 'Mağdura Yaklaşım Kılavuzu' hazırlandığının ve rehber niteliği taşıyan kılavuzda kamu görevlilerinin kırılgan gruba dahil suç mağdurlarına hizmet sunarken dikkat etmeleri gereken hususlara ilişkin yol gösterici bilgiler verildiği bildirildi.

Genelgede ayrıca, mağdur ve çocuğun mahremiyetinin korunması, soruşturma konusu eylemin onların geleceği üzerinde olumsuz etkiler bırakmasının önüne geçilebilmesi ve masumiyet karinesinin korunabilmesi açısından soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet edilmesi gerektiği bildirildi.

7 MADDEDEN OLUŞUYOR

Genelgede, yürütülecek iş ve işlemlerde çocuğun yüksek yararının gözetilmesi gereğinin altı çizilerek, hassasiyet gösterilmesi gereken hususlar 7 maddede özetlenmiştir.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül imzalı genelge uyarınca;

1- Cinsel dokunulmazlığa karşı bir suç işlendiğinin öğrenilmesi halinde, Cumhuriyet savcısınca derhal soruşturmaya başlanması ve bu konuda mutlaka Cumhuriyet başsavcısına bilgi verilmesi,

2- Cumhuriyet savcısınca; maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için araştırmaya başlanması, tüm delillerin hızlı bir şekilde toplanması, adli kolluk birimlerine gerekli emir ve talimatların gecikmeksizin iletilmesi ile kolluk tarafından yerine getirilecek işlemlerin takip ve denetiminin yapılması,

3- Cinsel istismara uğramış çocukların ikincil örselenmelerinin önüne geçilebilmesi için ifadelerin uzmanlar eşliğinde, zorunlu haller dışında tek seferde ve mümkün olduğu ölçüde Çocuk İzlem Merkezleri kullanılarak bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından alınması,

4- Cinsel dokunulmazlığı ihlal edilen suç mağdurlarının ifade alma işlemlerinde gerektiği ve mümkün olduğu ölçüde Adli Görüşme Odalarının kullanılması,

5- Cinsel suç soruşturmalarında, delillerin toplanması sırasında yaşanabilecek eksiklik veya gecikme nedeniyle koruma tedbirleri hakkında birbirinden farklı değerlendirme ve uygulamalara gidilmesinin, mağdur ve yakınları kadar toplumun da adalete olan inancını olumsuz etkileyebileceği hususunun göz önünde bulundurulması,

6- Bu soruşturmalarda, mağdur ve çocuğun mahremiyetinin korunması, soruşturma konusu eylemin onların geleceği üzerinde olumsuz etkiler bırakmasının önüne geçilebilmesi ve masumiyet karinesinin korunabilmesi açısından soruşturmanın gizliliği ilkesine riayet edilmesi,

7- Soruşturma dosyasına ilişkin delil veya görüntüleri usulüne aykırı olarak paylaşan ya da buna sebebiyet verenler hakkında kanuni gereğine tevessül edilmesi,

Konularında gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi istenmiştir.