Partisinin TBMM Grup Toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Birleşik Krallığın AB'den çıkış sürecinin oldukça sancılı geçtiğinden bahsetti. Taşlar yerinden oynadıkça işbaşındaki hükümetin zorlandığını, siyaseten köşeye sıkıştığını aktaran Bahçeli, 'Brexit Anlaşması'nı tamamlamak ve resmiyet kazanmasını sağlamak için AB Liderler Zirvesi 25 Kasım'da konuyu görüşüp sonuca bağlayacaktır. Bu arada, AB İtalya'nın devasa bütçe sorunuyla ilgili nihai kararı da 21 Kasım'da verecektir. Yeryüzü cenneti olarak takdim edilen AB huzursuzdur, gergindir, geleceği meçhuldür. Türkiye'ye devamlı engeller çıkaran, müzakereleri tıkayan AB anlayışı bir bakıma iflasın eşiğindedir. Ticaret savaşları, ekonomik sorunlar, siyasal anlaşmazlıklar, egemenlik mücadeleleri AB'yi karar aşamasına doğru hızla savurmaktadır. Diğer yandan Fransa'nın başını çektiği, Almanya'nın yeşil ışık yaktığı, ABD Başkanı Trump'ın sert bir şekilde karşı çıktığı AB ordusu kurma fikri 58 yıllık bir arayışın sonucu olarak tekrar gündemdedir. Kimin ordu kurup kimin kurmayacağı işin özünde bizim meselemiz değildir. Ancak AB ordusunun kurulma düşüncesi resmileşirse bölgesel ve küresel zeminde büyük bir açmaz ve cepheleşme kaçınılmaz olabilecektir. Burada bizim için önemli olan Türkiye'nin alacağı pozisyon, takınacağı tavırdır. Türkiye NATO üyeliğinden sürekli zarar görmüştür. Türk milleti elbet kendi güvenliğini kendi imkan ve gücüyle müdafaa edecek hem donanıma hem de kabiliyete hamd olsun sahiptir. Türk ordusu dünyanın en büyük ilk üç ordusundan birisidir. Bu gerçek hiçbir şart altında değişmeyecektir. ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde terör örgütleriyle aynı kareye girmesi, aynı emel ve hedef etrafında bir araya gelmesi skandal olmanın ötesinde uluslararası hukuka terstir, normal şartlarda NATO müktesebatına tamamen aykırıdır. Kiminle NATO şemsiyesi altında buluşmuşsak, şu kepazeliğe bakınız ki, Türk ve Türkiye düşmanlarına destek verdiklerini görüyoruz. Üstte ittifak, dipte ihtilaf içinde olmak; önde müttefiklik pozları verip, arkada muhasım hale gelmek rezaletin daniskasıdır, hezimetin dik alasıdır, kandırmacanın zirve noktasıdır' şeklinde konuştu.

'Hangi taşın altını yoklasak karşımıza ABD-YPG ortaklığı çıkıyor'
'Güney sınırlarımız boyunca arkamızdan iş çevriliyor. Hangi taşın altını yoklasak karşımıza ABD-YPG ortaklığı çıkıyor' diyen Bahçeli, ABD'nin YPG ile olan ilişkisinin taktiksel veya eylem odaklı oluş iddialarına karşılık, Türkiye'nin bu bahaneleri yemeyeceğini, oyalamaları yutmayacağını kaydetti.
ABD'nin Türkiye'nin içişlerine karışmayı meslek edindiğini söyleyen Bahçeli, Anadolu Kültür AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı olan ve şaibeli kişiliğiyle bilinen bir şahıs hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında bazı akademisyenlerin de bulunduğu 20 kişi hakkında geçen hafta gözaltı kararı alındığını hatırlatarak, 'Bunlardan 13'ü hakkında gözaltı işlemi uygulanmıştı. Bu şahısların Gezi Parkı eylemlerini geliştirmek ve Anadolu'ya yaymak üzere toplantılar yaptıkları iddia edilmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Gezi kalkışması çerçevesinde gözaltına alınanlara destek vermiş, keyfilikten bahsetmiş, endişeliyiz diyecek kadar karanlık niyetini belli etmiştir. PKK/YPG'ye silah vermek, FETÖ'ye yardım ve yataklık yapmak onursuz bir keyfilik, endişe verici bir gafillik değil de nedir? Türkiye'ye ekonomik savaş açmak, Mehmetçik katillerinin sırtını sıvazlamak korkunç bir haksızlık, müttefikliğe hıyanet olmayacak mıdır? Gezi'nin aktör ve finansörleri olduğu iddia edilen kişi ya da kişilerle hukuk dairesinde mücadelenin neresi keyfi, neresi kaygı vericidir? ABD içişlerimize karışma mezuniyetini, süren ve sürdürülen soruşturma ve kovuşturma sefahatleriyle ilgili hüküm verme hakkını kendisinde nasıl görebilmektedir? Onu bıraksın, FETÖ elebaşını ne zaman iade edecek, bunu söylesin. Terör devleti kurma çalışmalarına ne zaman son verecek, bundan bahsetsin' diye konuştu.

'Sokaklar karıştırılmak isteniyor, kutuplaşmalar bileniyor'
Türkiye'de son zamanlarda garip ve üzerinde dikkatle durulması gereken gelişmeler yaşandığının altını çizen Bahçeli, şöyle konuştu:
'Hiçbir şey gözümüzden kaçmıyor. Anlaşılan yeni ve beka düzeyinde tehdit edici bir terör konsepti tedavüle sokulmuştur. Terör örgütleri artık mekanik ve çok değişkenli kanlı metotlarını harekete geçirmişlerdir. Koordinat yüklemesi yapılabilen, patlayıcılarla donatılan dronları terör örgütü PKK kullanmaya başlamıştır. Yakın zamanda C-4 patlayıcı yüklü dronlar Şırnak'ta, Irak sınırındaki Kasrak Vadisi'nde ve Silopi Şehit Mesut Hudut Bölüğü yakınlarında düşürülmüştür. Şırnak Valilik binasının giriş merdivenlerine 10 Kasım Atatürk'ü Anma Törenleri esnasında bir adet model uçak, yani drone düşmüştür. Allah'tan can ve mal kaybı yaşanmamıştır. Hain terör örgütü bu yöntemleri kimlerden öğrendi, kendi ağırlığının onlarca katı patlayıcı taşıyabilen insansız hava araçlarını hangi alçak ülkelerden sağladı? Farkındayız, sokaklar karıştırılmak isteniyor, kutuplaşmalar bileniyor. Televizyon ekranlarından korku, öfke ve fitne yayılıyor. FETÖ-PKK iş bölümü ve görev taksimi yapmış eylem ortakları halinde pusuda bekliyor, el ovuşturup uygun zaman kolluyor. Terörün hedefi olan güvensizlik, belirsizlik, korku ve kuşku sistematik şekilde tırmandırılıyor. Türkiye üzerinde yeni bir hain deneme, yeni bir şer oyun planlanıyor. Bütün gelişmeler buna işaret ediyor. Ekonomideki sorunların siyasal tepki ve itiraza dönüştürülerek 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleriyle ilgili maksatlı ve marazi bir hazırlık yapılıyor, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üstünde de tehlikeli polemikler tetiklenip provokasyonlar tertipleniyor. Buna izin vermeyeceğiz, zillet ittifakının tezgah ve tuzaklarını yine ve kökünden bozacağız. Bir yanda Atatürk ilah değildir diyenle, diğer yanda Atatürk benim ilahımdır diyen provokatörler iç barış ve huzur ortamını gerebildikleri kadar geriyorlar, sabırları zorluyorlar. Türkiye'yi vahim bir türbülansa itmek, yeni bir demokrasi dışı arayışa çekmek isteyenler şunu çok iyi bilsinler ki, Türk milleti şiddeti ne olursa olsun, her ihaneti, her rezaleti, her felaketi yerle yeksan etmeye, hainlerin emdikleri sütü burunlarından fitil fitil getirmeye hazırdır, bunu başaracak kudrete sonuna kadar haizdir.'