Erciyes Üniversitesi Kültür Sitesi'nde düzenlenen seminere konuşmacı olarak Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Erdem katıldı. Son dönemde gündemde olan Ahmet Kural ve Sıla konusuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Erdem, Sıla'nın yaşadığı olayın bir şiddet olduğunu ve Sıla'nın yaptığı davranışın ise doğru olduğunu söyledi. Flört denildiğinde zaman akla gelen şeylerden bir tanesi de aşk olduğunu ifade eden Ahmet Erdem, flört için bir bakış ve bir dokunuşun bile yeterli olacağının altını çizdi. Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Erdem, telefonda mesajlaşırken iki saniye içerisinde cevap verilmemesi durumunda karşı tarafa bir şiddetin uygulandığını ve insanların bunun farkında olmadığını ifade etti. Erdem: 'Flört magazinlerde olduğu gibi yaşanılan değildir. Flört dediğimiz şey iki tane karşı cinsin birbirinden hoşlanması veya birbirine ilgi duyması, birbirinden etkilenmesi bu flörttür. Bir bakış veya bir dokunuş flört için yeterlidir. Ekstra başka bir şeye de gerek yok. Mesajlaşırken iki saniye içerisinde cevap verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aslında bir şiddet uyguluyorsunuz farkında bile değilsiniz. Gençliğin yüzde 40'ı şimdiye kadar hiçbir flört ilişkisinin olmadığını yüzde 40'ı da duygusal bir ilişkisinin olduğunu ve yüzde 22'side hala süren bir ilişkisinin olduğunu söylüyor. Yüzde 60'ı bu ilişkiyi yaşıyor ama yüzde 40'ı da flörtü nasıl anlamlandırdığı ile ilgilidir. Flörtü bir ilişki içerisinde bulunmak olarak algılıyor. Tanımlardan gittiğimizde karşı tarafa bir dokunuş bir bakış varsa emin olun bu yüzde 40'ın içerisinde bunları yaşayanlar mutlaka vardır' dedi.
'İnsanlar dijital ortamın sağladığı kolaylıklardan faydalanıyor'
Teknolojinin gelişmesiyle beraber insanların dijital ortamda daha sık etkileşimde bulunduklarını ve yüz yüze gelemeyecek insanların bile internet ortamında kolaylıkla sohbet edebildiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Erdem, 'Dijital bir dünyada yaşıyoruz ve artık ilişkiler daha kolay ve daha rahattır. Mesajını yazıp gönderiyorsun. Mesajlaşma vasıtasıyla direk telefon ve internet aracılığıyla rahatça yaşayabiliyorsun. Anonimlik sağladığı için insanlara rahatlık veriyor. İnsanlar kolay bir şekilde etkileşim içerisine girebiliyorlar. Gerçekte hayatta bu iki kişi asla konuşmayacaklar asla bir araya gelmeyecekler. Dijital ortamın sağladığı rahatlıktan faydalanıyorlar. Kendilerini daha rahat ifade ediyorlar. Telefonla mesajlaştığın gibi gerçek hayatta insanlarla konuşamıyoruz. İnternet bunu bize daha kolay bir şekilde veriyor' diye konuştu.
Ahmet Erdem, araştırmacıların genç yaşta anne baba olanlar için çocuklarını büyük ailelerin yanında yetiştirmelerini tavsiye de bulunduklarını belirterek; ' Erkekler genelde bir şeyi yapar. Yaptıktan hemen sonra da pişmanlık yaşar. Çekirdek aile dediğimiz küçük aileler çocuk yetiştirme de biraz daha acemi davranıyorlar. Araştırmacılar çocuklarını büyük ailelerin yanında yetiştirmeyi tavsiye ediyor. Çünkü genç aileler daha acemi ve bunun bir okulu yok. Bir sürü eğitimler aldık ama almadığımız bir eğitim var. Anne baba olmayı bize anne babamız öğretti. Onlar bize ne gösterdiyse ne yaptıysa yada o kitapçılardan aldığımız şunu şöyle böyle yapın diyen çok saçma bilgilerin olduğu şeyler var. Bunun bir okulu yok. Genç ailelerimiz 20'li yaşlarında evleniyor ve hemen çocuk yapıyor. Hiçbir bilgisi olmadığı bir canlı ile karşı karşıya kalıyor. Ne yapacağını bilmiyor. Anne çocuğun gazını nasıl çıkaracağım diye ailesini arıyor. Anne biliyor çünkü bu konuda yeterince deneyli ve bilgi sahibidir' ifadelerine yer verdi.