Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi üyeleri, Çankaya ilçesindeki Kuğulu Park'ta yaptığı basın açıklaması ile Mart 2017'den bu yana 'siyasi kamp' adı altındaki toplu gözaltı merkezlerinde tutulan Uygurların akıbetini sorarak yetkililere çağrıda bulundu. Grup adına basın açıklaması yapan Nilgün Yılmazarslan, evrensel insan haklarının temelini oluşturan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 70'inci yılının kutlandığı bir dönemde Çin'de başta Uygurlar olmak üzere çoğunluğunu Müslümanlardan oluşan halklara akıl almaz zulümler uygulandığını söyledi. Sincar Uygur Özerk Bölgesi yönetiminin 'sosyal istikrar' bahanesiyle güvenliği arttırdığını ve Mart 2017'de yürürlüğe soktuğu 'aşırılıkla mücadele' düzenlemesi ile pek çok hareketi keyfi bir şekilde yasakladığını belirten Yılmazarslan, 'İlk olarak 2017'te ortaya çıkmaya başlayan toplu gözaltı kampları, bu düzenlemeyle yaygınlaştırıldı. Günümüzde 700 bin ile 1 milyon arası insanın bu kamplarda tutulduğu tahmin ediliyor. Eğitim yoluyla değişim hedeflenen bu kamplarda, insanların vatansever bir siyasi yandaşa dönüştürülmesi hedefleniyor' diye konuştu.

'Bölgeden ayrılmak ya da kaçmak zorunda bıraktı'

İnsanların belirsiz sürelerle keyfi olarak gözaltında tutulmalarının yanı sıra etnik ve dini ayrımcılığa maruz kaldığını kaydeden Yılmazarslan, 'Zorla başka yere yerleştirilmeye, aşırı derece yoksul koşullarda yaşamaya ve Çin hukuku ile politikalarını öğrenmeye zorlanıyor. Sistematik olarak devan eden bu şiddet ve ihlaller, pek çok Uygur'u bölgeden ayrılmak ya da kaçmak zorunda bıraktı' şeklinde konuştu.
Yılmazarslan, bu politikaların son verilmesi için Çin hükümetine çağrıda bulunduklarını söyledi. Grup, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı.