TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2018 yılında ilk çeyrekte yüzde 7.2, ikinci çeyrekte ise yüzde 5.3 büyüme yaşanan Türkiye ekonomisinde temmuz-ağustos-eylül dönemlerini kapsayan üçüncü çeyrekte 1.6 artış gösterdi. Yaşanan yüzde 1.6 artışı değerlendiren Samsunlu ekonomi temsilcileri, 2019 yılında büyümenin devam edip etmeyeceğinin önemli olduğunu söyledi.

PİYASADA SALLANTI DEVAM EDİYOR

Türkiye ekonomisinde adeta bir 'şoklama' yaşandığını belirteren Orta Karadeniz Sanayici İşadamları Dernekleri Federasyonu (ORKASİFED) Başkanı Emin Bahri Uğurlu, "Onun için bu rakamlar eksi gibi görünüyor şu anda ama sürdürebilirlik önemli, bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ağustos ayında döviz çok yukarıya çıktığı için henüz durumu hissedemiyoruz, piyasa da tam yerine oturmadı. Taşlar bir kere yerinden oynadı, biraz zamana ihtiyacımız var. Şu anda global piyasalar da sıkışık. Fransa'daki olaylar Almanya'ya da sıçradı. Konut problemleri ve ticaret savaşları dışarıda devam ediyor. Ekonomide reformlar kısa dönemde ÖTV, KDV şeklinde yapıldı ama önemli olan sürdürebilir reformlar olması lazım. Önceki çeyreklerdeki büyüme oranlarına göre bu çok sert bir düşüş. Önceki krizler gibi hemen geçmedi, sallantı devam ediyor. Epey dökülmeler olacak, ocak ayına kimler çıkacak bakacağız. Bu rakam devamında piyasalara da yansıyacaktır. Alınan tedbirlerle piyasa nefes alıyor gibi görünüyor ama, sürdürebilir olması için zamana ihtiyaç var. Bir yandan da hükümetin reformlara, vatandaşın da tasarrufa devam etmesi, üretimin artması lazım. Bunlar da zamanla toparlayacak önümüzdeki aylar önemli" diye konuştu.

GERÇEKÇİ RAKAMLAR

Önemli olanın büyümenin devamlılğı olduğunu vurgulayan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Samsun Şube Başkanı Haluk Tan, "Bu rakamlar geçmiş dönemde yükselen ateşin olumlu yönde seyretmesinden kaynaklı. Dövizin artışı, faizin yükselişinden, finansman anlamında üreticinin tedirgin olduğu dönemlerden sonra bile 1.6'lık artış bile olumlu. Hükümetin ortaya konulan hedeflerde realist davrandığını görebiliyoruz. Önemli olan verilen rakamlarla, ortaya çıkan rakamların gerçekleşmesi. Hedefler tutuyorsa, sistem olarak doğru yerde gidiyor demektir. Mevcut süreçte bir kırılganlığın içerisinde, bir seçime giden ülkede bütçe politikalarıyla alakalı hedefler tutuyorsa o zaman tespitler doğru demektir. Şu anda piyasalarda asgari ücret zammı beklentisi var. Bunu herkes genel anlamda hükümetin kendi cebinden vereceği bir rakam olarak görüyor ama aslında yükü iş veren ve sanayicilerde oluyor. 2019'da üretmeyi becererek itidalli gitmeyiz. Faiz oranları çok önemli. Yüzde 19'luk enflasyonda faiz oranı yüzde 25'in altında olmaz. Bundan yaklaşık 15 sene önce enflasyona dayalı bir ticaret ve sanayi alışılagelmiş bir durumdu. Ama bugün gelinen noktada, bu alışma durumu ekonomik anlamda oturmuş dengeleri bozar. O yüzden faizin itidalli bir noktaya çekilerek, üreten insanların üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekir. Bu anlamda baktığımda büyüme rakamlarını, hükümetin ifade ettiği politikalarla paralel ve gerçekçi buluyorum" dedi.

KÖTÜNÜN İYİSİ

Üçüncü çeyrekte yaşanan yüzde 1.62'lik artışın beklenenin altında olduğunu kaydeden Kuyumcular Odası Başkanı Salih Özman "Ama bundan daha düşük beklentide olanlar da vardı. Bu da negatif büyüme olacağı korkusunu taşıtıyordu. Türkiye ekonomisi için bu rakam son derece kötü; ama yaşadığımız travmayla karşılaştırdığımızda, negatif büyümeden daha iyidir. Kötünün iyisi olarak algılabilir. Önemli olan dördüncü çeyreğe bakmak. O zaman da pozitif rakama ulaşabilirsek, 2019'da da korkulan olmayacak. Bence 3. çeyrekte bu oranlar beklenen netice. Türkiye için esas tehlike 2019 ile ilgili. 2019'da hem hükümet kaynakları hem de biz ikdisatçılar olarak negatif büyümeden korkuyoruz. Ülkemizde bir enflasyon problemi var, sürekli olarak artışta olmasa bile bugüne kadar artışların çok üzerinde. Döviz kurlarının getirdiği bir baskı da var, bu yüzden üretici fiyatları çok fazla artıyor. Bu da tüketici fiyatlarına yansıyarak alım gücünü azaltıyor ve talebi düşürüyor. Zaten hükümet de bunu aşabilmek için birtakım ürünlerde KDV, ÖTV oranlarını sıfırladı veya düşürdü. Bu yüzden ülkede küçülmeden korkulur hale gelindi. Hükümet bundan bahsetmiyor ama uygulanan politikalar, küçülmeden korkulduğunu gösteriyor. Enflasyon ve kurla mücade edilirken maliye tedbirleri gevşetiliyor. Esnaftan gözlemdiğim kadarıyla cirolarda ciddi manada düşüş var, çeşitli kampanyalarla satışlarını artırmaya çalışıyor ama yine de siftahsız kapatan dükkanlar var. Bu da bize büyümenin yavaşladığını ve küçülmeye doğru ihtimalini gösteriyor. Türkiye'nin büyümesiyle övünüyorduk, yıllık ortalama 6.5 gibi büyüme rakamların yakalamıştık. Gelişmiş ülkelerde de bu oranı yakalayabilen yoktu, bizim gelişmiş ülkeleri yakalayabilmemiz için her yıl yüzde 7'nin üzerinde üst üste 10 yıl büyümemiz gerekiyor. Böyle bir hedefimiz olduğuna göre, yıllık yüzde 6.5 bizim gelişmiş ülkeler seviyesine yetişmemiz için bir ümit vaad ediyordu. Ancak bu 1.6'yı duraksama olarak okuyabiliriz. Ancak Türkiye son dönemde travmalar yaşadı. Bir durgunluk da yaşadık ama geçici olacağına inanıyoruz. Hükümet tarafından alınan ciddi önlemler de var. Bu da Türkiye ekonomisinin büyümesi için her şekilde destekleneceği anlamına geliyor" ifadelerini kullandı.

Zerrin SOMUNCU / ÖZEL HABER