ATB Aralık ayı Meclis toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışması hakkında üyelerin bilgilendirildiği Meclis'te, ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, ekonomiye ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Geçen Kurban Bayramı'nda birinci etabı hizmete giren Kömürcüler'deki Hayvan Borsası'nın sektörün kullanımına sunulması için yoğun şekilde çalıştıklarını belirten Çandır, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici, Meclis, Komite üyeleri ve sektör temsilcilerinin katılımıyla alanda yapılan toplantıda sektörün alandan beklentileri ve önerilerini dinlediklerini kaydetti. Çandır, 'Hayvan Borsası'nın 2019 yılında tam kapasiteyle bölgenin ve Antalya'nın hayvancılık sektörünün gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum' dedi.

'Tarıma önem veren yerel yönetim'
31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçimlerin hayırlı olmasını dileyen Çandır, sürdürülebilir yerel yönetim anlayışının önemine dikkat çekti. Çandır, 'Yerinden yönetimin ilk ve en önemli aşaması olan belediye yönetimine halkımızın teveccühü ile gelecek olanlara şimdiden başarılar diliyorum. Tarımsal üretim ve ticaret faaliyetleri bakımından doğrudan etkili olan yerel yönetimlerin, stratejik sektör olarak tanımladığımız tarıma ve tarım dünyasına gerekli önemi ve önceliği vermesini beklemekteyiz. Tabi her zaman olduğu gibi aklı selimi hakim kılan bir seçim dönemi yaşamamızı diliyorum' diye konuştu.

'Tarım enflasyonu köpürtmüyor söndürüyor'
Ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulunan ATB Başkanı Ali Çandır, döviz kuru oynaklığının nispeten azaldığı bir ayı geride bıraktığımızı ancak enflasyon göstergelerinin herkesi zorlamaya devam ettiğini söyledi. Son açıklanan yıllık verilere göre tüketici enflasyonunun yüzde 22, yurtiçi üretici enflasyonunun yüzde 39, yurtdışı üretici enflasyonunun yüzde 55 ve çekirdek enflasyonun yüzde 21 ilan edildiğini anımsatan Çandır, 'Üstelik bu rakamlar bir önceki aya göre düşmüştür. Bu düşüşte en büyük katkı ise tarımsal ürünlerden gelmiştir. Çünkü tarımsal ürün enflasyonu yıllık yüzde 14 düzeyinde kalmıştır. Daha önceki paylaşımlarımda nesnel analizlere ve uzun bir geçmişe dayalı olarak ilan ettiğim gibi buradan bir kez daha diyorum ki tarım, ülkemiz enflasyonunu köpürtmüyor' dedi. Tarımın sanılanın aksine başta ithal ürünler olmak üzere diğer tüm kesimlerin köpürttüğü enflasyonu söndürmeye çalıştığını vurgulayan Çandır, şunları kaydetti:

'Çalışıyor da ne pahasına çalışıyor? Sizlerin nezdinde bunu bir kez daha paylaşayım istiyorum: Tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanlar zarar etme pahasına enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanlar küçülme pahasına enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Tarımsal üretim ve ticaretle uğraşanlar birikimlerinden yiyip krediye abanarak enflasyonu düşürmeye çalışıyor. Bu uğurda gücünü tüketenler ise tarımsal faaliyetlerden çekilmek zorunda kalıyor. İşte sektörümüzün hali budur.'

'Tarımda borçlanma kabiliyetimiz azaldı'
Antalya ekonomisinin Türkiye ekonomisinin yüzde 3'ü civarında olduğunu belirten Ali Çandır, buna karşın toplam sektörel kredilerin yüzde 4'üne ulaşan bir borçlanma oranına sahip olduğuna dikkat çekti. Son bir yıl içerisinde ülkede yüzde 41 artan sektörel kredilerin, Antalya'da yüzde 58 oranında arttığını bildiren Çandır, 'Ülkemizde ticaretle uğraşanların aldığı krediler yıllık yüzde 80 artarken kentimizde bu oran yüzde 139 artışla gerçekleşmiştir. Tarımsal kredilerde ise ülkemizdeki yüzde 21'lik artışa karşılık kentimizde yüzde 19'luk bir artış yaşanmıştır. Bu gerçekleşmelere bakıp ticaretin büyük bir hızla bankalara borçlandığını ve tarımın ise bankalara borçlanmada ortalamanın altında kaldığını söyleyebiliriz. Tarımdaki bu durum finans ihtiyacının azalmasından değil yeni borçlanabilme kabiliyetinin azalmasından kaynaklanmaktadır' diye konuştu.

'Finansmana erişim kolaylaşmalı'
Tarımsal destekleme sisteminin Antalya tarımının gerçeklerine hitap etmediğini kaydeden Çandır, toplam destekten Antalya'nın aldığı payın uzun yıllardır yüzde 1'in altında kaldığına dikkat çekti. Çandır, 'Bu uyumsuzluk dolayısıyla sektörümüz, bir taraftan desteklerden hak ettiği ölçüde yararlanamazken diğer taraftan da zayıflayan borçlanma kabiliyeti dolayısıyla çift taraflı bir finansman açmazında bulunmaktadır. Bu darboğazın giderilmesi ve üreticinin direnç kazanabilmesi amacıyla, enflasyonu da düşünerek, tarımsal kredi kullanım limitleri artırılmalı ve finansmana erişim kolaylaştırılmalıdır.'

'Çek senet tahsilatı büyük sorun'
Ekonomik zorlukların sonucu olarak çek-senet tahsilatlarındaki sorunların da giderek büyüdüğünü kaydeden Çandır, resmi verileri şöyle paylaştı:
'Protesto edilen senet adedi ülkemizde yüzde 13 artarken kentimizde yüzde -6 oranında azalmıştır. Bu karşılık protestolu senet tutarında ülkemizde yüzde 64 artış yaşanırken kentimizde yüzde 173 oranında artış yaşanmıştır. Açıkça görüldüğü gibi yüksek tutarlı senetleri ödemede ciddi bir darboğaz oluşmuştur. Diğer taraftan karşılıksız işlemi yapılan çek adedi ülkemizde yüzde 104, kentimizde ise yüzde 51 artmıştır. Karşılıksız çek tutarı ise ülkemizde yüzde 163, kentimizde yüzde 145 artmıştır.'

'Büyüme stoklarla sağlandı'
Antalya'nın yılın üçüncü çeyreğiyle ilgili büyüme performansının milli gelirde yüzde 1,6 olduğunu, sanayi sektörü binde 3, tarım sektörü yüzde 1, hizmet sektörü yüzde 4,5 büyürken, inşaat sektörünün yüzde -5,3 küçüldüğünü bildiren Çandır, 'Üretici kesimlerin bu büyüme oranlarını sağlaması büyük ölçüde sabit sermaye yatırımlarını ve stoklarını eritmesi ile mümkün olmuştur. Bir taraftan düşen kapasite kullanım oranları, diğer taraftan da eritilen stoklar gelecek dönem için büyümeyi zorlaştırıcı ve maliyetini artıcı bir etki oluşturacak' uyarısında bulundu.
Uzun bir aradan sonra 33 milyar dolar gibi düşük düzeyde açıklanan cari açığı finanse etme kaynaklarının iş çevrelerini endişeye sevk ettiğini söyleyen Çandır, bu açığın 18 milyar dolarının kaynağı belirsiz parayla, 15 milyar dolarının ise Merkez Bankası rezervinden kullanmayla karşılandığını kaydetti. 'Cari açığın finansmanını bu yolla sağlamak sürdürülebilir değildir' diyen Çandır, cari açığı finanse etme kalitesi ve sürdürebilme yeterliliğinin önemli olduğunu vurguladı. Çandır, 'Hepimiz geleceğe yönelik olarak bu gerçekleri dikkate alan bir anlayışla hareket etmeliyiz' dedi.

'Bezginlik ya da teslimiyet değil'
Ekonomik yapıya ilişkin tespitlerinin, bezginlik ya da teslimiyet olarak anlaşılmaması gerektiğini ifade eden ATB Başkanı Çandır, şunları söyledi:
'Bizler geleceği yaşar ve geleceğe yatırım yaparız. Beklentilerimizi doğru ve gerçekçi bir zeminde tutmaya çalışırız. Ne karamsarlığın oluşturacağı korkuya teslim olacak, ne de iyimserliğin götüreceği hayal dünyasına takılıp kalacak bir konumda değiliz. Son yıllar hepimiz için zorlu geçse de odaklanmamız gereken konu, yaşadıklarımızdan daha iyi bir yıl olmasını sağlayacak bir zemini aramaktır. Bu zeminin oluşabilmesi için her zamankinden daha fazla aklıselime, bilgiye, mantığa, sorgulamaya ve nihayet gerçeklerden uzaklaşmamaya ihtiyacımız vardır. Ancak bu sayede korkakça bir karamsarlığa ya da hayalperest bir iyimserliğe düşmeden, umutlarımızı ve üretme kapasitemizi canlı tutabilir, zorluklara karşı direncimizi artırabiliriz.'

'Tarımsal kooperatifleri geliştirilmeli'
Son dönemlerde domates, patates ve soğan gibi ürünler başta olmak üzere üretici ile tüketici fiyatları arasındaki makasın açılmasıyla hal yasası tasarısının gündeme geldiğini belirten Çandır, yapılan toplantılarda üreticinin girdi temini, kredi sağlama, hasat, işleme ve pazarlamasında tarımsal kooperatifçiliğin etkinliğinin artması yönündeki görüşlerin ön plana çıktığını kaydetti. Küçük ölçeklerden oluşan bir tarımsal üretime sahip olduğumuzu belirten Çandır, 'Güçlü, rekabetçi ve avantajlı bir yapı oluşturmamızın yolu, gelişmiş dünyada olduğu gibi, etkili kooperatifleşmekten geçmektedir. Küçük ölçekli birimlerin birlikte hareket etmelerinin oluştuğu ekonomik güç ve avantajları, etkili kooperatifçilikle tüm tedarik zincirinde yaşatabiliriz. Yerelde bölgesel kalkınmada rol oynayabilmek ve öncü olmak için kalkınma ajansınca sunulan destek programlarında tarımsal kooperatiflerin geliştirilmesine ağırlık verilmelidir' diye konuştu.

'Organ ve kan bağışı çağrısı'
ATB Başkanı Ali Çandır, Meclis üyelerine organ bağışının ve ilik naklinin önemini anlatırken, kan ve organ bağışı çağrısında bulundu. Son dönemde basına yansıyan haberlerde çok sayıda kişinin organ ve ilik nakli beklediğini gördüğünü anlatan Çandır, 'Dinimize göre bir insanın hayatını kurtarmak yapılabilecek en büyük ibadettir. Buradan organ bağışı çağrısında bulunuyorum, sadece 3 tüp kan vererek de ilik nakli bekleyen binlerce hastamıza şifa olabiliriz. Sizlerin de bu konuda duyarlı davranacağınıza inanıyorum. Gelin umut olalım' diye konuştu.
Çandır, 2019'un sağlıklı, mutlu ve huzurlu geçmesini dileyerek konuşmasını tamamladı.
Meclis'te 2019 yılı bütçesi üyelerin oy birliğiyle onaylandı.
Meclis toplantısının ardından, müşterek komite toplantıları yapıldı. Komite üyeleri sektörleriyle ilgili değerlendirmede bulunurken, üyelere yönelik ekonomik gerçekleşme ve beklenti anketi yapıldı.