Yıllar önce, o günlerin efsane belediye başkanı Kemal Vehbi Gül'den duymuştum 'zamanın planlanmış bir izafiyet' olduğunu. Belediye başkanlığının yanında bir de kitaplar yazıyor, kitaplar çeviriyordu. 'Nasıl zaman bulduğunu' sormuştum da 'zaman planlanmış bir izafiyettir, planlamayı başarabilenler için zamansızlık yoktur' demişti.

Kim böldü, kim zamanı böyle saat, gün, ay, mevsim, yıl vesaire paramparça etti acaba? Ve insanlık onca zamandır bu dayatmaya niye isyan etmedi, niye kendince zamanı yeniden bölüp parçalamadı, niye yeniden kurgulamadı ki?

Şu kadar yıl yaşamak ya da şu yaşta hayata veda etmek dendiğinde ne anlamak gerek? Çocukluğumda ben de kırklı yaşları herkes gibi çok ileri yaş olarak görürdüm. İhtiyarlık kavramının yaklaştıkça bir on yıl daha ötelendiğini çok sonraları anladım. Artık benim için yetmişli ve hatta seksenli yaşlar bile öyle çok ileri yaşlar olmaktan çıktı. Biraz kara mizah katarak söyleyeceğim; doksanlı yaşları da pek ileri saymayacağım yaşlar gelecek mi ve ben o yaşları da görebilecek miyim acaba?

Yaşamak ama adam gibi yaşamak… Geride temiz bir isim bırakarak yaşamak… Namerde muhtaç olmadan… Ele ayağa kalmadan ve dostu utandırıp düşmanı sevindirmeden yaşamak… Bundan daha güzeli var mıdır?

Ve de içinde doğup, dili, dini, örfü ve ahlakıyla yoğrulduğu milletinin mutluluğunu görmek. O milletin yıldızının her an biraz daha yükseldiğini ve biraz daha parladığını izlemek ve mensubiyetiyle gurur duyduğu milletinin aydınlık geleceğine şanlı geçmişten selam durmak…

Bir yılı daha geride bırakıyorum tüm acıları, tüm korkularıyla… Gönül bahçemde umut çiçeklerini suluyorum ve onların toprağı yarıp çıkmasını, kimilerinin yaprak açmasını kimilerinin de çiçeğe durmasını gözlüyorum yüreğim pırpır ederek. Milli Mücadelenin o karlı kışında Ankara bozkırında açan 'umut çiçeklerini' düşünüyorum tam yüz yıl sonra. Solar sanmayın, solmaz o çiçekler, kurumaz kökü derinde olan fidanlar.

Bu millet büyük millet, bu millet Türk Milleti… Kökü mazide olan bir millet, kökü derinde bu milletin… Bu millet ölmez… Bu vatan bölünmez… Bu devlet yıkılmaz… Ne mutlu bu millete mensup olma şuuruna erene… Ne mutlu Türk'üm diyene…

NOT. Bu duygularla tüm okurlarımın ve dostlarımın yeni yılını kutluyor, 2019'un Türk Dünyasına, İslam Alemine ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum…