İstanbul'da bir pazarlama şirketinde çalışan 45 yaşındaki Ömer Faruk Kırçın, hayvan sevgisi sebebi ile işinden ayrılıp, sattığı evinin parası ile satın aldığı dağ başındaki tarlada onlarca hayvan besliyor. Küçüklükten beri büyük sevgi duyduğu hayvanlar için Kocaeli'nin İzmit ilçesinde şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Çağırgan Köyü yakınlarında satın aldığı 8 dönümlük tarlada konteynerde yaşamaya başladı. Yardıma muhtaç kedi ve köpekleri bularak satın aldığı araziye getiren Kırçın, hayvanların her türlü bakımlarını yapmaya başladı. Kasaplardan ve fabrikalardan aldığı atık besinlerle arazisinde beslediği hayvanlardan rahatsız olan köylülerin şikayeti üzerine konteynerine el konulan Kırçın, daha iyi koşullarda hayvanlara bakabilmek adına yetkililerden yardım bekliyor.

Beslediği hayvanlar için minibüste yaşıyor
Yaşadığı konteynerlerin yetkililer tarafından götürülmesi sonrasında yılmayan Kırçın, beslediği onlarca köpek ve kedi için panelvan minibüste yaşamaya başladı. Haftanın belirli günlerinde ev olarak da kullandığı minibüsü ile İstanbul'a giden Kırçın, yemek firmalarından ve gıda fabrikalarından artık yemek topluyor. Minibüsüne doldurduğu yemek artıkları ile arazisinde bakımlarını yaptığı hayvanları besliyor. Kırçın, konteynerlerine el konulması sonrasında hayvanların ihtiyaçlarını karşılamayı ihmal etmemek için panelvan minibüsünde yaşamaya başladı.

'Ömrüm hayvanlarla geçti'
Hayvan sevgisinin çok küçük yaşlardayken başladığını belirten Kırçın, 'Ben kendimi bildim bileli, çocukluğumdan beri hayvan severim. Nerede bir yavru kedi görsem içime dert olurdu çocukluğumdan beri. Bir şey yapamazdım, içime dert olurdu. Büyüyünce onlara yardımcı olmaya başladım. Onları besledim, kısırlaştırılması gerekenleri kısırlaştırdım, hasta olanları iyileştirdik. Ömrüm hayvanlarla geçti. Daha önce çalıştığım için şimdiki kadar ilgilenemiyordum. Daha sonra işi bırakıp sürekli olarak bu işle ilgilenmeye başladım. İstanbul'da bir dairem vardı. Onu satıp İzmit'in köyünden böyle bir yer aldım. Parayı iyi kullanamadık. Tarlanın etrafını kapatamadık. Çevredeki insanlar biraz şikayet eder gibi oldular. Ama ben köyün bin metre dışındayım. Gördüğünüz gibi çevremde sadece tarlalar var. Ama insanlar bunun bilincinde değiller' dedi.

'Yemek firmalarından, tavuk ayıklama fabrikalarından yemek artıklarını topluyorum'
Bugüne kadar yüzlerce hayvan beslediği ve birçoğunun sahiplendirilmesini sağladığını belirten Kırçın, kış sebebi ile minibüste yaşamanın çok zor olduğunu kaydederek, 'Sürekli İstanbul'a gidiyorum. Giderken ve gelirken eski İstanbul yolunda sürekli hayvanlarla karşılaşıyorum. Belediyenin, köylülerin bıraktığı hayvanlar ve yavruları var. Giderken, dönerken onları da besliyorum. İstanbul'da pasthanelerden, yemek firmalarından, tavuk ayıklama firmalarından yemek artıklarını topluyorum. Giderken ve dönerken hayvanları besliyorum. Burada kendi hayvanlarıma da bakıyorum. Bu şekilde idare ediyoruz. Fakat, burada 3 tane konteynerim vardı. Köylüler şikayet etmesinin ve muhtara söylemesinin ardından, muhtar mecbur kalıp belediyeye söylüyor. Belediye de şikayetleri göz ardı edemiyor. 3 Mayıs'ta benim konteynerleri aldılar' diye konuştu.

'Bu hayvanları bırakamam'
Ev olarak kullandığı konteynerlerinin belediye tarafından götürülmesinin ardından panelvan minibüsün içinde kedileri ile birlikte yaşamaya başladığını ifade eden Ömer Faruk Kırçın, 'Yazın sıkıntı olmadı. Ama şimdi havalar falan soğudu. Her yer kar kış. Bu sebepten dolayı baya bir sıkıntı yaşıyoruz. Mecburen minibüste kalıyorum. Başka kalacak yerim yok. Bu hayvanları bırakamam. Hem bu hayvanları bırakıp gidemem. Bu sebepten dolayı konteynerlerimin geri getirmesini istiyorum. Herkese bu kadar hayvan sevgisi nasip olmaz. Bizim milletimiz aslında bilinçli, merhametli. Evinde kalan yemek artığını, ekmeği götürüp çöpün kenarına bırakıp besliyorlar. Hayvan severler bu konuda elinden geleni yapıyorlar. Çok ciddi şekilde çalışıyorlar. Ben bile bu dağın başında arabada yatıyorum. Çünkü bu hayvanlar mağdur olmasın diye' şeklinde konuştu.