Tekstilden, ilaç sektörüne geniş kullanım alanı bulunan kenevirin üretimine ilişkin tarımsal politikalar yeniden şekillendiriliyor. Kenevir artık 'sabıkalı' değil. Bu süreçte, Ondokuz Mayıs Üniversitesinde yapılan çalışmalar da büyük rol oynadı. En başından beri kenevire inanan ve çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdüren OMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Doktor Selim Aytaç iddialı konuştu: Türkiye'de esrarsız kenevir çeşidi çıkartacağız. Hatta belki bir değil birkaç tane.

Kenevir neden önemli, nedir bu bitkinin özellikleri?

Selim AYTAÇ: Kenevir tek yıllık bir tarla bitkisi. Endüstri bitkileri grubunda yer alıyor. Klasik anlamda elyaf yapımında kullanıldığı için lif bitkileri grubunda yer almaktadır.

Kenevirin diğer kullanım alanları nelerdir?

Selim AYTAÇ: Liflerinden kağıt, biyopolimer, biyoplastik, ip-urgan-halat gibi malzemeler, kumaş yapılabiliyor. Elyafı çok dayanıklı olduğu için file ve bez torba yapımı için de oldukça uygun. Ayrıca plastikten yapılan ve doğaya büyük zarar veren malzemelerin yapımında da kenevir kullanılabilir (tabak, çatal vb.) Lifi alındıktan sonra sapları da çok değerlidir. Bugün dünyada kenevir sapları öğütülüp, kireç ile karıştırılıp inşaat alanında da kullanılıyor. Yine bu saplar olduğu gibi ya da işlendikten sonra dış cephe kaplama malzemesi, sunta gibi ürünlerde de kullanılmaktadır. Diğer taraftan esansiyel yağ asitleri bakımından oldukça zengin olan kenevirin tohumları da çok değerlidir. Bu işin liderliğini yürüten Fransa'da şeker, çikolata gibi yiyeceklerde bu tohumlar kullanılıyor. Çevre dostu kenevirin oksijen üretim miktarı birçok bitkiden daha yüksektir.

Kenevir kanser tedavisinde de kullanıldığını biliyoruz. Bu konuda nasıl bir çalışma söz konusu?

Selim AYTAÇ: Özellikle son 20 yıldır kenevir ile ilgili çok sayıda çalışma yapıldığını biliyoruz. Kenevirin hem ağrı kesici hem de tedavi edici özelliği var. Bu amaçla bitkinin yaprakları ve çiçekli kısmı kullanılıyor. Ancak, ülkemizdeki yasal mevzuat bu kısmın kullanılmasına şuan engel. Belki ilerleyen zamanlarda yasal mevzuatta bir düzenleme yapılır ve kenevir Türkiye'de de ilaç amaçlı kullanılır. Dünyada bu alanda bolca örnekler var. Katma değeri oldukça yüksel ve birim alanda karlılık oranı da bu noktada çok fazla.

Geçmiş yıllarda ekimi yapılan kullanılan bir bitki miydi kenevir?

Selim AYTAÇ: Bu bitkinin Osmanlı döneminde kullanıldığını biliyoruz. O dönem suya karşı dayanıklılığından dolayı gemi halatları kenevirden yapılıyormuş. Kanuni Sultan Süleyman şehzadelik döneminde Trabzon'da kenevirden yapılmış içlikleri giymiş bu kıyafetleri o kadar çok sevmiş ki, padişah olduktan sonra da Trabzon'dan gelen ve kenevirden dokunan iç kıyafetleri giyinmeye devam etmiş. Ülkemizde pamuktan önce iki önemli lif bitkisi kullanılıyordu bunlardan biri keten diğeri kenevir. Bütün kıyafetlerimiz bu iki bitkiden yapılıyordu. Tarihi kazılardan ortaya çıkan sonuçlara göre MÖ 1500 yılından, Ankara yakınlarında devam eden kazılardan elde edilen sonuçlara göre de MÖ 800 yılından bu yana Anadolu topraklarında kenevir kullanılmış. Geçmiş yıllarda kenevir tohumlarının Anadolu'da çerez olarak tüketildiğini biliyoruz. Bu tohumlara çetene deniyordu ve çıt çıt çetene isimli bir halk türkümüz bile var.

Geçmişteki ekim alanıyla bugünü kıyaslayacak olursak nasıl bir süreç söz konusu?

Selim AYTAÇ: 1960 yılında Türkiye'de 140 bin dekar alanda üretim yapılıyordu. 2000'li yıların başında 8 bin dekara düştü.2018 verilerine göre 200 dekarlık bir ekim alanı var. 2013 yılında sadece 10 dekarlık bir alanda üretim yapıldığını biliyoruz. Bu üretici Samsun'un Vezirköprü ilçesi Aşağı Narlı Saray köyünde yaşıyor. Üretimi bırakmamasının sebebi ise bitkinin saplarını semaver yakacağı olarak kullanıyor olmasıydı.

Kenevir ekimiyle ilgili dünyada durum nedir?

Selim AYTAÇ: Doğal ürünlere karşı ilgisizlikten dünya da nasibini aldı. 2000'li yılların başına kadar kenevir ekiminin azaldığını biliyoruz. Ancak, 2013 yılından itibaren Avrupa ülkelerinde kenevir tarımı armaya başlamıştır. Bugün Avrupa'da 33 ila 45 bin hektar alanda kenevir tarımı yapılmaktadır. Ayrıca Kanada gibi ülkelerin de kenevir tarımına yöneldiğini söyleyebilirim. Kanada'nın yanı sıra Avustralya kenevir tarımına büyük önem veriyor. Son yıllarda da ABD'de atılımlar var. Hatta ABD'nin bu konuda dünyada birinci ülke konumuna gelme durumu var. Şuanda bu birinciliğin sahibiyse Fransa'dır.

Yapılan açıklamalar ve kenevir üretimiyle ilgili yeni adımlar atılacağının ifade edilmesi. Geçtiğimiz dönemlerde kenevir dendiğinde akla gelen 'uyuşturucu' algısını yıkmış görünüyor. Siz bu süreci nasıl yorumlarsınız?

Selim AYTAÇ: Kenevirin bazı kaynaklara göre 25 bin bazı kaynaklara göreyse 3 bin farklı kullanım alanı var. 3 bini baz alalım bu kullanım alanlarından 2 bin 999'u faydalı bir taneyi zararlı. Dolayısıyla bu algı, bitki için bir haksızlık. Bundan dolayı kenevirin dışlanmasını kabullenemezdik. Biz bitkiyi asla dışlamadık ve çalışmalarımıza devam ettik. Gelinen noktayı memnuniyet verici buluyoruz. Yıllardan beri söylemeye çalıştığımız da buydu.

Haklılığınız kanıtlanmış oldu ve kenevir üretimiyle ilgili yeni bir süreç başladı. Kenevir tarımı için 19 il işaret edildi ve bu illerin 11'i bölgemizde. Bu gelişme Karadeniz'i nasıl etkileyecek?

Selim AYTAÇ: Bu bölgede eskiden kenevir tarımı yapılıyor olması bir avantaj ancak uzun bir ara verildi. Dolayısıyla sektörü bilen çiftçilerimiz yaşlandı. Onun için genç çiftçilerimiz eğitim sürecinden geçmeli. Ayrıca modern teknolojiyle üretim yapılmalı. Üretim ve sanayi aynı zamanda ilerlemeli. Bu, ürünün katma değerini arttıracaktır. Bu bitkinin ekonomimize katkı sağlamasını istiyorsak bütün kısımlarını işlemeliyiz.

Peki, bölgede şuanda sanayi ne durumda?

Selim AYTAÇ: Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesinde bir kenevir iplik fabrikası var. Ancak 15 yıldır kenevir işlememiş. Yine Kastamonu Taşköprü'de de kenevirden kağıt elde eden fabrika çalışmıyor durumda. Bu fabrikaların kapanmasına neden olan durumlardan biri ucuz sentetik ürünlerin piyasaya girmesidir. Ancak son günlerde yeniden doğala dönüş var. Halkımız bilinçli tüketici ve etiket okuyor. Artık kenevirden üretilmiş bir gömlek rahatlıkla tercih edilecektir. Biz, üretilen ürünlerin ekonomiye kazandırılması konusunda umutluyuz. Bu ürün ülkesel bir kalkınma olarak düşünülüyorsa yeni fabrikaların kurulması gerekiyor.

Kenevir üretimi, katma değer sağlamaya tam olarak ne zaman başlayacak sizce?

Selim AYTAÇ: Bizim tarım ile ilgili koyduğumuz hedef 2023 yılı. Bu hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasından çok daha önceydi. Bu, kendi çalışma grubumuzun planıydı. Ama artık ülkesel model haline getirebiliriz. 2023 yılında haklımızın yüzde 15 'i kenevir ürünleriyle tanışabilirse biz bunu başarı sayacağız.

Kenevir üretimi ve kenevirdeki uyuşturucu miktarının azaltılmasına dair Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bundan sonra neler planlıyorsunuz?

Selim AYTAÇ: Evet kenevirdeki uyuşturucu miktarının azaltılması ile ilgili bir proje başlatmıştık. Şimdi o projenin hemen hemen ortasına geldik. Arkadaşlarımız özveriyle çalışıyor. Gayet güzel sonuçlar söz konusu. Biz, Türkiye'de esrarsız kenevir çeşidi çıkartacağız. Hatta belki bir değil birkaç tane. Aynı zamanda da ilaç olarak kullanılacak kenevir çeşitleriyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. İleride böyle bir ihtiyaç olursa ona da hazırız. Ayrıca kenevir ile ilgili yetiştirme tekniği çalışmaları da söz konusu. Kenevir tarımında mekanizasyon kullanımı ve üretim maliyetlerinin azaltılması ile ilgili de çalışmalarımız olacak. AR - GE çalışmalarına da danışmanlık yapıyoruz.

Kenevir ile ilgili nasıl bir pazar var ülkemizde?

Selim AYTAÇ: Ülkemizde 2017 yılında üretilen ürünlerin tamamından 15-16 ton civarında elyaf elde edildi. Deneme üretimleri yapılmaya başlandı ve bu üretimler 2018 yılında da devam etti. Yani henüz seri üretime geçilmiş değil. Belki önümüzdeki yıllarda tekstil sektörünün başlangıcıyla karşı karşıya kalacağız. 5-6 ay sonra size Türkiye'de üretilmiş bir kenevir tişörtü getirebilirim. Samsun'da üretilmiş elyaflar İzmir'de işlenecek. Bunlar, bahsettiğim gibi deneme üretimleri daha sonra seri üretime de geçilecek.

Kenevir tarımı nasıl yapılır, çiftçiler nasıl bir yol izleyecek?

Selim AYTAÇ: ÇKS (çiftçi kayıt sistemine) kayıtlı üretici 1 Ocak ile 1 Nisan arasında başvuru formlarını doldurup il veya ilçe tarım müdürlüğüne başvuru yapmalı. Bir ay içinde cevap gelecektir. İzin alınca ekim gerçekleştirilir. Formlarda hangi araziye, ne kadar alanda hangi amaç (tohum ve/veya lif) için üretim yapacağını belirtilecek. Kenevir mart ayı yana nisan ayının başında ekilir. Bitki 15 gün sonra bir karış boya gelecektir. Haziran ayının ortalarında bitki3 metreye ulaşır. Hızlı uzadığı için, sıklığı da iyi ayarlanırsa yabancı otlarla mücadele eder. Kenevir tarihine baktığımızda ona, ekonomik anlamda zarar veren bir hastalığı görülmemiş, böcek ilacına ihtiyaç duymaz. Avantajlı bir bitki çünkü çevreyi kirletmeden kenevir tarımı yapılabiliyor. Hasat edilmesi de ne amaçla kullanılacağına göre değişiklik gösteriyor. Temmuz ayı sonuna doğru lif için hasat edilir. Tohum için ise eylül aynın ortası gibi hasat başlar. Bu yıl için tohum eksiğimiz var 2018 'de 1 ton civarı tohum üretildi ve tamamı pazarlandı. Ben üreticilerimize 2019 yılında beklemelerini tavsiye ediyorum bu süreçte sanayide de gelişmeler olacaktır. 2019'u tohum üretimi ve sanayinin gelişmesi, 2020'yi üretimin arttırılması yılı olarak belirlemiş durumdayız.

Çok teşekkür ederiz.

Röportaj: Burcu DÜZGÜN ÇOBAN

Fotoğraf: Pirsu DÜZGÜN