Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, 'Okul başarısı nedir? Öğrencinin dahil olduğu okul, sınıf ve derse göre, daha önceden belirlenmiş sonuçlara ulaşmada göstermiş olduğu ilerlemeye okul başarısı denir. Buna aynı zamanda akademik başarı da denmektedir. Ancak günümüzde çocuğun akademik başarısı kadar ilgilerinin, becerilerinin, tutumlarının ve özgüveninin gelişimi de önemlidir. Çünkü son zamanlarda hem iş, hem aile hem de sosyal yaşamda kişilerden beklentiler giderek artmıştır. Bütün halinde başarı beklentisi gerçeğimiz olmuştur. Bu beklentileri karşılaması gereken yetişkinlerin temelleri çok erken dönemlerde atılmalıdır.' dedi.
Başarısızlık olarak ise çocuğun beklenilen performansın gerisinde kalması ve bir nedenle bunu telafi edememesi olduğunu kaydeden Dr. Rıdvan Üney, 'Öncelikle 7-8 yaş dönemin fiziksel özelliklerine bakıldığında, kızlar erkeklere göre fiziksel ve el becerileri yönünden daha gelişmiştir. Doğal olarak oyun ve sporlarda daha iyidir. Enerji düzeyleri yüksektir. Kendi temizliklerini kısmen halledebilirler.
Sosyal olarak ise bağımsız davranışlarını kontrol etmeye başlamıştır. Yaşıtlarıyla uyum içerisinde giyinirler. Cinsiyet ayrımı başlar, erkek ve kız grupları oluşur. 2-3 kişiden oluşan bu gruplar sürekli değişir, sık kavgalar olur. Kuralları anlamaya başlar ama bu kuralların arkasındaki prensipleri değerlendiremezler. Cinsiyetlerine uygun olarak davranırlar. Anne baba desteği bu dönemde oldukça belirleyici olur.
Zihinsel olarak, kelime dağarcıkları gelişmiştir. Uzun cümleler kurabilirler. Para ve zaman kavramı gelişmeye başlar. Pratik ve kelimelerle şakalar yaparlar. Birçok bilgisayar ve telefon oyununu oynayabilirler. Hatta sosyal paylaşım ağlarına ilgi göstermeye başlarlar. Kısa ve kısmen uzun planlar yapabilirler. Yetişkinleri rol model olarak almaya başlarlar. Hatta onların güçlerinden ve özelliklerinden gururla bahsederler.' diye konuştu.
Dr. Rıdvan Üney, 7-8 yaşlarında okul başarısını etkileyen faktörleri şöyle sıraladı:
Aile Faktörü: Sağlıklı dengeli ve ilgili bir aile okul başarısı için olmazsa olmazdır. Anne-baba mutlaka çocuğuna zaman ayırmalıdırlar. Çocuğun sorularını geçiştirmemeli, öğrenme ile ilgili hevesini azaltmamalıdırlar. Çocuğun sorularından bilemedikleri olduğunda araştırmalı ya da öğretmenine sorması konusunda yüreklendirmelidirler ve hiçbir zaman gerçekçi olmayan cevaplar vermemelidirler. Bunun yanında çocuğun ödevlerini yaptıktan sonra kontrol edebilirler. Ancak çocuğum mahcup olmasın diye onun sorumluluğunda olan ödevleri asla kendileri yapmamalıdırlar. Bazı anneler kendilerini çocuklarına adarlar ve sanki çocuğun sorumluluklarını kendi sorumluluğu gibi algılarlar. Bu durumlarda çocuğun öğrenme ve başarı gösterme motivasyonu kırılır. Ebeveynler eğer çok baskıcı ve mükemmeliyetçi bir tutuma sahiplerse çocuk kendisini sürekli yetersiz hissedecektir. Bu da özgüven sorunu ve okul başarısızlığı olarak karşımıza çıkacaktır. Ayrıca ebeveynlerin çocuğu diğer kardeşleri, kuzenleri veya arkadaşlarıyla karşılaştırması yetersizlik duygularının doğmasına neden olacaktır. Aile çocuğun kendisine güveninin gelişmesine katkıda bulunmalı ki başarı gelsin. Bu yaşlarda çocuğun başarıları veya başarısızlıkları abartılmamalıdır.
Günümüzün bir önemli konusu da çocukların bilgisayar, telefon ve tabletlerle geçirdiği zamandır. Bunun mutlaka kontrol edilmesi gerekmektedir. Çocuk eğlence ve çalışma zamanının düzenleyemez, bunu ona bırakmak uygunsuzdur. Başarısızlık durumlarında fiziksel ceza vermek ya da azarlamak doğru değildir. Çocuğun çalışma programına uyup, uymadığı (tabii ki çalışma programı gerçekçi olmalıdır) mutlaka kontrol edilmeli eğer
uygulanmamışsa süreli cezalar verilebilir. Örneğin ders çalışma süresine uymadığında o gün için öngörülen bilgisayar oyunu için ya da televizyon seyretmesi için verilen zamanı verilmeyebilir. Ödül ve ceza sistemi eğitimin olmazsa olmazıdır. Ama ödül de ceza da ölçülü olmalıdır. Bazen aile çocuğun kapasitesinin üzerinde bir başarı bekleyebilir. Bu da çocuğun zaten yetersiz olan kapasitesini de kullanamamasına sebep olur. Anne-baba ayrılığı, ya da ayrı anne-babanın bir tanesinin ilgisizliği bazen çocukların derslerden uzaklaşarak onların ilgilerinin kendi üzerine çekmesine neden olabilir. Bu çok doğaldır. Aileler çoğunlukla sorun olduğunda öğretmenleri, okulu, çocuklarını sorumlu tutarlar. Bu yaşlardaki okul başarısızlıklarında mutlaka kendilerini de sorgulamalıdır. Bunların yanında çocuğa ait bir oda olması, orada ders çalışmasının sağlanması, ders çalıştığı saatlerde evde gürültünün olmaması, yeterli ışıklandırma olması, mutlaka dinlenme, oyun veya spor için de zaman verilmesi başarı için gereklidir. Çocuklara 7-8 yaşlarda kitap okuma sevgisi aşılanmalıdır. Ancak kendisi kitap okumayan anne-baba çocuğuna olumlu örnek olamaz. Bununla birlikte kitap okuması ödüllendirilmelidir. Bu yaşlarda çocuklara ilgisi yönünde, resimli, merak uyandırıcı, yabancı ve bilmediği kelimelerin olmadığı, daha kısa, içinde iyi ve kötü karakterlerin olabildiği kitaplar okutulabilir. Çocuğun sesli okuması hem okumasını geliştirecek hem de yaptığı hataların ailesi tarafından nazikçe düzeltilmesi için fırsat olacaktır.
Bilinmelidir ki okul başarısızlıklarının % 40 nedeni aile faktörüdür.
Çocuğa Ait Faktörler: Çocukta olası bazı sağlık sorunları okul başarısını etkileyebilmektedir. Örneğin çocuğun fiziksel bir engeli, uzun süren fiziksel hastalıkları başarıyı düşürebilir. Zekâ problemleri daha çok okula başlar başlamaz kendini gösterir. Ancak bazı zekâ sorunları silik olabilir, bu nedenle 7-8 yaşlarında belli olur. Bununla birlikte birçok ailenin psikiyatriste götürmeyi reddettiği Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu veya özel öğrenme güçlükleri gibi sorunlar çocuğun başarısızlıklarında önemli bir rol oynar. Bu yönde dikkatli olunmalıdır. Sınav kaygısı bu yaşlarda ilk olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuya dikkat etmek gerekir. Bazı çocuklar ergenliğe kadar utangaç bir tutumları olabilir. Bu da başarıyı etkileyebilir. Çocukluk çağı depresyonları, endişe bozuklukları, tik bozuklukları, aileden birinin kaybı, tırnak yeme, parmak emme, aşırı şişmanlık gibi durumlar da başarının düşmesinde bir rol oynar. Hırçın çocuklar, genelde ailede olan sorunların bir yansımasıdır. Birçok psikolojik test 6 yaşından sonra uygulandığından dolayı, birçok sorun bu testler yardımıyla tespit edilebilir.
Arkadaş Etkisi: Çocuklanın bu yaşlarda arkadaşlarıyla gösterdiği uyum okul başarısında önemlidir. Arkadaşlarıyla uyumsuz olan çocuklar için profesyonel yardım alınabilir. Çocukların bu yaşlarda, okul dışında da arkadaşlarıyla zaman geçirmesi sağlanması hem paylaşım hem de işbirliği tutumunun gelişimi için yararlıdır.
Okul ve Öğretmene Ait Faktörler: Çocukların anne-babadan sonra en çok etkilendikleri kişi tartışmasız ilkokul öğretmenleridir. Çocuklarla iyi iletişim kurabilen bir öğretmen, çocuğun başarısında en büyük etkendir. Bazı katı tutumlu, sert ve baskıcı öğretmenler çocuğun okul başarı motivasyonunun düşmesinde etkili olurlar. Bu yaşlardaki çocukların el becerileri yeni yeni geliştiği için okulda tuvalet kullanımı, el yıkama, yemek yeme alışkanlıkları öğretmenlerce iyi takip edilmelidir. Gene bu yaşlardaki çocuklar bazen şakanın karşısındakine ne derece zarar verdiğini bilemediklerinden ders aralarında mutlaka gözlemlenmelidir. Birçok okulda ne yazık ki ders arasında çocukların koşuşturabileceği veya oyun oynayabileceği ya da spor yapabileceği güvenli ortamlar yoktur. Bu da enerjisinin yüksek olduğu 7-8 yaşındaki çocukların enerjilerini aktarabileceği ve fiziksel gelişimlerine katkıda bulunacak faaliyetlerden uzak kalmalarına
sebep olmaktadır. Okullarda çocukların gelişimine katkıda bulunan gösteri, tiyatro gibi faaliyetler çocukların okul başarısını artırmaktadır. Anne-babanın okulla-öğretmeniyle işbirliği halinde olması, çocuğun okuldaki gösteri veya etkinliklerine beraberce katılmaları çocuğun başarısı için önemlidir. Okullar eğitim-öğrenim alanları olduğu gibi aynı zamanda çocuğun sosyalleşme alanlarıdır. Sadece ders odaklı okullarda başarı sağlamak güçtür. Çocukların daha katılımcı olduğu okullarda, okul başarısı daha yüksek olur.