Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cenevre'de katıldığı Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (BMİHK) toplantısında Çin'deki Uygur Türklerine ve diğer Müslüman gruplara yönelik ihlallerin endişe verici olduğunu söyledikten birkaç gün sonra, BM'de 'Çin'de İnsan Hakları' konulu bir toplantı düzenlendi. Çin Delegasyonu tarafından yakından izlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Sosyal Uyum için Avrupalı Müslümanlar Girişimi (EMISCO) Genel Sekreteri Bashy Quraishy, gündemin hassas olduğunu ve bugün bu salonda Çin'deki insan hakları ihlallerinin dile getirileceğini vurguladı.
'Bir insan hakları savunucusu olarak hiçbir ülke, millet veya devlet insanlığın en değerli varlığı olan insan hak ve hürriyetlerini ihlal etme ayrıcalığına sahip değildir' diyen Queaishy, birçok insan hakları örgütünün yayınladığı raporda, Çin'deki tüm azınlıkların, baskı, işkence ve yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya olduklarının belgelendiğini hatırlattı.

'Mücadeleye devam edeceğiz'
Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk konuşmasında, Doğu Türkistan'da yaşanan acıların ve baskının Birleşmiş Milletler gündemine getirilmesinin çok önemli bir adım olacağına inandıklarının altını çizdi. Mücadelelerinin kesinlikle şiddet içermeyeceğini ve dünyanın neresinde olursa olsun terörün bir yöntem olamayacağının altını çizmek istediğini söyleyen Tümtürk, Uygurlar söz konusu olduğunda, karşılaştıkları Çin devletinin dezenformasyonunu kınadıklarını söyledi. Tümtürk bu mücadelenin yalnızca Uygurlar için değil Çin toprakları içindeki benzer uygulamalara maruz kalan diğer azınlıklar için de geçerli olduğunu vurguladı.

'İnsan hakları ihlalleri kabul edilemez'
Etkinlikte söz alan Avrupa Konseyi Uluslararası STK'lar Konferansı Onursal Başkanı Jean-Marie Heydt, 'Uygurların yaşadıkları baskı ve şiddet rejimini konu edinen bu toplantının, sivil toplum kuruluşları tarafından duyurulması, sorunların üst düzeyde olduğunun en belirgin taraflarından biridir' dedi. Uygur Özerk Bölgesinde yaşanan insan hakları ihlallerinin görmezden gelinmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan, Heydt, 'Karar alıcıların yapması gerekenler ile sivil toplumun görevleri arasında ciddi farklar vardır. Bu farkların başında, bu tür gelişmelerin duyurulup, çözüm önerilerinin birlikte araştırılması geldiğine birçok defa şahit oldum' ifadelerini kullandı.

'Birleşmiş Milletler çağrıda bulunmalı'
Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dinler Tarihi Uzmanı Bülent Şenay, sonuç değerlendirmesini yaptı. Şenay Çin Komünist Partisi'nin Uygurlara yönelik tecrit ve işkence kamplarının, bu yüzyılda görülmüş en distopik İslamofobik ve ırkçı iİsan hakları ihlali örneği olduğunu söyledi. Çinli yetkililerinin açıklamalarında açıkça Uygurların kitlesel olarak yok edilmesine yönelik vurgular olduğuna dikkat çeken Şenay, Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi'nin, Çin'e kamplarının kapatılması, yargısız infazların durdurulması, Çin'deki Uygur ve diğer Müslümanların kültürel ve dini özgürlüklerinin garanti altına alınması çağrısında bulunması gerektiğini söyledi.