Bakınız, 'bir yumruk' bir ülkenin gündemini nasıl altüst etti.

Koca bir seçimi kavgasız, gürültüsüz atlattık derken, ülkede barışın, birliğin, beraberliğin hesabını yaparken, 'bir yumruk' işi nerelere götürdü...

Peki, durup dururken bu yumruk nereden çıktı?

Kim vurdu, niye vurdu, neyi amaçlayarak vurdu?

Planlı bir saldırı mıydı, spontane mi gelişti?

En önemlisi, bu yumruk kimin işine yaradı?

Bunların bütün ayrıntıları en kısa sürede ortaya çıkartılacaktır... Beklentimiz budur.

Şiddete, şiddetle karşı olanlardanım. Bu olayı da şiddetle kınıyorum.

Ancaaak;

Bu kritik dönemde, hepimiz, özellikle siyasiler ve siyasi liderler çok dikkatli davranmak zorundayız.

Bu olayda bir dizi hataların yapıldığı da anlaşılıyor...

Bu köyde yaşayanların ekseriyetinin milliyetçi, muhafazakar yapıya sahip insanlardan oluştuğu söyleniyor.

Köye bir ateş düşmüş, ateş de düştüğü yeri yakıyor.

Acaba, PKK'ya bir kez bile terör örgütü diyemeyen, seçimde HDP ile alenen ortaklık yapmaktan kaçınmayan Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, hassasiyetleri açık olan bu köye gitmeseler, gitmekte ısrarcı olmasalar, olmaz mıydı?

Ateş biraz söndükten
sonra, şehit evine taziyeye gitmiş olsalardı, daha
iyi olmaz mıydı?

Kılıçdaroğlu, olayları dışarıdan gelenlerin çıkarttığını söylerken, yumruğu atan yaşlı adamın aynı köyden olduğu açıklandı.

Kılıçdaroğlu'nun ilk açıklamaları planlı bir provokasyonu işaret ediyordu.

Oysa yumruğu atan yaşlı adam ile gözaltına alınan toplam dokuz kişinin de bu köyden oldukları açıklandı.

Üstelik yumruğu atan şahıs, şehidin akrabası.

Demem o ki, olayda dışarıdan gelenlerin yaptığı bir provokasyon yok.

Şehit ailesi CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun cenaze törenine katılmasını istememiş...

Buna rağmen Kılıçdaroğlu Ankara'dan kalkıp Çubuktaki cenaze törenine katılmış...

Cenaze törenine katılacağı da güvenlik birimlerine ne yazık ki bildirilmemiş...

Neden bildirilmemiştir, burada bir tuhaflık yok mu?

Olaydan sonra, saldırıyı CHP Genel Merkezi'nin önünde gövde gösterisine dönüştüren Kılıçdaroğlu'nu birileri kahraman mı yapmak istemiştir?

Ya da, orada galiz küfürlere ve hakaretlere maruz kalan, PKK'ya inlerini dar eden, vatanın yiğit evladı İçişleri Bakanı mı hedef alınmıştır?

Fiili müdahale ne kadar çirkin, ne kadar aşağılık ise,

Bu galiz hakaretler ve küfürler de o derece çirkin, o derece aşağılık değil midir?

Geçmişteki benzer üzücü olayların çok yönlü sonuçları olmuştur.

Bu olay da her yönüyle ortaya çıkartılmalıdır.

Bu olay ne ilktir, belli ki son da değildir.

Onlar bizim için, vatan için canlarını veriyor, biz ise, onları son yolculuklarında bile, kirli hesaplarımıza alet etmekten çekinmiyoruz.

Yazıklar olsun...