Çamlıhemşin'den çıktıktan sonra sırasıyla Şenyuva, Zilkale ve 18 kilometre sonrasında Gito yaylası geliyor. Yöre halkının kendi imkanları ile yaptıkları salıncaklar yamaçlarda olduğu için herkesin ilgisini görüyor. Salıncağa binen turistler fotoğraf çektirdiklerinde bulutların içerisinde sallanır gibi görüldüğü için salıncaklar rağbet görüyor. Salıncakla fotoğraf çektiren turistler sonrasında Gitolu tulum ustalarının ezgileriyle neşe buluyor. Karadeniz'e karşı ilgi her geçen gün arttığından artık tulum ustalarının çaldığı şarkılar Rize'ye ilk kez gelen turistlere bile yabancı gelmiyor.

300 SENELİK YAYLA

Yazın başlamasıyla hayvanlarını yaylaya çıkarttıklarını ve sonbahar ayında tekrar indiklerini dile getiren Hakan Korkmaz isimli vatandaş, turistlerin yaylayı ziyaret etmesinin kendilerini mutlu ettiklerini fakat bıraktıkları çöpten şikayetçi olduklarını dile getirdi. 300 yıllık dede mirasına sahip çıkmaya çalıştıklarını ifade eden Korkmaz, 'Yaylamız 300 senelik yayla. Dedemizden kalma. Biz de yaylamızı devam ettirmeye uğraşıyoruz. Yaz başında hayvanlarımızı getiriyoruz, son baharda geriye dönüyoruz. Yaylamız on numara, turistler geliyorlar sağ olsunlar. Güzel bir şekilde karşılamak için uğraşıyoruz. Turistler bizim için hiçbir sorun teşkil etmiyor. Sadece bir şikayetimiz var, çöp olayı var. Yukarıda sırtta çadır kuruyorlar, onlar gittikten sonra biz orada çöp topluyoruz. Biz kendimiz dahi çöplerimi getiriyoruz, burada bırakmak yok. Parayı, maddeyi koyduk bir kenara manevi güzelliği bozmamaya çalışıyoruz' dedi. Herkesi Rize'ye ve Gito yaylasına davet eden Gökhan Can Boşnakoğlu ise 'Samsun'dan Trabzon'dan misafirlerim var. Onları gezdirmek için geldim. Herkese sesleniyorum, şehir hayatını bırakın, yaylalara, bağınıza, bahçenize dönün. Çünkü hayat gerçekten yaylalarda, bağlarda' dedi. İHA