MHP'de değişim için
genel merkez yönetimine muhalif olan il başkanlarından
Ömer Süslü'nün de
görevden alınmasıyla,
Bahçeli'nin giyotinle
ayırdığı
il yönetimi sayısı, 16'ya yükselmiş oldu...
MHP Genel Merkezi'nin
dahası Devlet Bahçeli'nin
bu kararına karşı
yükselen
itiraz sesleri,
gelişmelerle
birlikte partinin geleceğini
nasıl etkileyecek,
önümüzdeki süreçte
göreceğiz!..
Hiçbir muhaliften
"MHP'den ayrılalım"
sözünü duymadım ama
şartlar oluşursa,
bir büyük siyasi
yapının ortaya çıkma ihtimali de
az değil...
Aynı, Anavatan Partisi
modeli gibi...
Hem de siyasi yelpazenin aşırı uçlarında
olmayanlarla birlikte...
AK Parti, CHP ve MHP'nin genel merkezlerinde
yaşanan ya da yaşanacak olan yol ayrımlarının da
bu oluşumu
tetikleyeceğini söyleyebilirim...
AK Parti'de "güç dengeleri"nin
mücadelesi, zaman zaman
bazı çıkışlarla
kamuoyuna sızıyor...
Erdoğan faktörü,
onlara fren yaptırmış
durumda...
CHP ve MHP'de
olup bitenler
zaten biliniyor...
50 yıllık bir siyasi süreçte,
büyük partilerin hepsinde birden
böylesine iç çekişmelere
tanık olmamıştık...
Hiç kimse partisini bırakmak istemiyor
elbette...
Gücü elinde bulunduran
yönetimler, farklı
taleplere karşı
antidemokratik
davranışlar sergilemekten
geri kalmıyor...
Nasıl bir çelişkidir bu?..
Hem "demokrasi" demek
hem de
aksini yapmak!..
Ben onu bunu bilmem!..
1980'li yıllardı...
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün
"Anadolu Bülteni"nde köşe yazıları yazan
İsa Kayacan ağabeyimiz, "Türkiye'de üç yerde
demokrasi yok" demişti...
Evde, gazetede (medya) ve partide...
Aradan geçen bunca sürede
değişen ne var?..
İsa ağabey haksız mı?..