Paylaşılan bir fotoğrafın dahi uluslararası krizlere yol açabildiği günlerde gelişmiş ordular, ulusal güvenlik tedbirleri çatısı altında sosyal medya uygulamaları ve yazılımlara karşı birçok önlem alıyor. Medyaya yansıyan haberlere göre, ABD ordusu sözcüsü Cuma günü yaptığı açıklamada, askeri personelin üniforma ile Çin merkezli TikTok uygulamasını kullanmalarının yasaklandığını açıklamıştı. ABD ordusu, askeri personeline söz konusu uygulamayı yasaklarken, her türlü sosyal medya hesabı ve paylaşımı için verdikleri kişisel bilgiler konusunda da dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Rusya'da ise geçtiğimiz Şubat ayında parlamentoda onaylanan yasa ile Rus askerlerin görevleri sırasında internet bağlantılı elektronik cihazlar taşıması ve sosyal medyada görevleri hakkında paylaşımlar yapması yasaklandı. Rusya önlemleri artırmada bir adım ileri giderek içerisinde Rus yazılımı bulunmayan teknolojik cihazların ülkeye girmesini yasaklamaya hazırlanıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri de yayınladığı bildirgelerle askeri personelin üniforma ile herhangi bir paylaşım yapmasını yasaklıyor. Ancak sosyal medyada askeri üniformalı paylaşımlara rastlanabiliyor.

'Devlet kurumu personeli kamu güvenliğini tehlikeye atıyor olabilir'
İbn Haldun Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Hakkı Öcal konuyla alakalı yaptığı açıklamada; 'Ulusal üniformalı hizmet kurumlarından herhangi bir biriminde görevli personelin, rütbelerini zikrederek veya üniformalı görselleriyle kendi kişisel görüşlerini dahi ifadelerinin eskiden beri kitle iletişim araçlarında yer bulması, bir tür resmi söylem sayıla gelmiştir. Bence, rütbenin zikredilmesi ve üniformalı görsel, kişinin kendi görüşünü değil devlet makamını temsilen ifadede bulunduğu izlenimini vermektedir ve bu sebeple bu ifadenin herkes gibi özgürce değil, kayıt alında, amirlerinden izin alınarak yapılması gerekmektedir. Devlet kurumu çalışanı ifadeleriyle hata yapabilir; yanlış anlamalara sebep olabilir. İzin verilmeyen bir şeye izin verildiği kanısını uyandırabilir. Teşvik edilmeyen bir şeyi teşvik ediliyor zannettirebilir. Kamu sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atıyor olabilir' dedi.

'Programların içerisine kötü niyetli işlevler eklenebilir'
Öcal, açıklamalarına yazılım ve programları ele alarak şu şekilde devam etti; 'Bilgisayar yazılımları (programlar) daima yaptığı görünen veya zannedilen işten fazlasını yapabilirler. Bu görünmeyen işlevler uzaktan komutla veya zamana bağlı olarak gerçekleşen otomatik komutla devreye girebilir. Milyonlarca satırlık bir programın içinde 10-15 satırlık kötü niyetli bir işlevin bölümünü gizlemek çok kolaydır. Hatta ilk kurulduğunda böyle kötü niyetli bölümleri olmayan bir programa, daha sonra kötü amaçlı işlev eklenebilir. Bu gibi kötü niyetli bölümler indirilerek kurulan uygulamalarda olduğu gibi, donanımların içine de gizlenmiş olabilir. 1990 Körfez Savaşı öncesi Irak Silahlı Kuvvetlerinden, trafik polisine, hükümet dairelerine ve hatta Cumhurbaşkanlığına satılan ABD menşeli yazıcıların içinde gizli yazılımlar bulunduğu, bu suretle Irak Hükümetinin diğer bilgisayar sistemlerine izinsiz erişim sağlandığı haber verilmiş; ilgili firma da olayı doğrulamakla yetinmişti. Günümüzde güvenliği tescilli olmayan yazılım veya donanım kullanımının kısıtlanması normaldir.'

Hakkı Öcal, ülkelerden örnekler vererek açıklamalarını şöyle sonlandırdı; 'AB ülkelerinin açık kaynak yazılımı lisansı bulunmayan uygulamaları hassas kurumlarının satın almasına izin vermedikleri biliniyor. İsrail, imalatçı ve yazılımcısı kendi tescil sistemlerine uymayı taahhüt etmeyen kurumlarla iş yapmıyor. Rusya ve Çin, uzun zamandan beri ABD ürünlerini, ancak serbest piyasadan, kendisi tarafından alındığı anlaşılamayacak tarzda satın alıyor. Ülkemizde, BTK eliyle yazılım ve donanım güvenlik tescilleri yapılıyor.'